Ünlü bilinç araştırmacısı, Dr. David Hawkins, uygulamalı
kinesiyoloji yardımıyla insan duygularını Ölçtü ve her duygunun belli
seviyedeki enerji frekansına ve gücüne sahip olduğunu ortaya koydu.
Bu tablo Dünyaca kabul edildi. Şimdi onu sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Öne sunulan teorisi ise:
Her bireyin belli bilinç düzeyi vardır. O düzeydeki değer
yargıları, inançlar, düşünceler, kurallar, sınırlar toplumun her bireyinde
rezonans yaratır. Toplumdaki rezonans eden duygular hangileri daha çoğunluksa -
bireyler ona göre tepki, düşüncelerini, duygularını, davranışlarını sergiler.
Kısacası, insanın duyguları belli enerji dalgaları oluşturur, hangi duygular
daha baskın hissediliyorsa, onlar rezonans ediyor ve daha fazla yayılıyor
etrafa. Her duygu belli düşünce ve hayata bakışı ile bağlıdır.
Örneğin:
Utanç duygusu - duygu derecesi + 20. Duygu ölçümü çok düşür,
enerjisi çok düşük. Ölümün bir adım öncesi diyebiliriz. Bu düzeyde kişi intihar
tasarısı içindedir. Ya da bir seri katil adayıdır. Kişinin tüm nefretinin
kendisine yöneldiğini hayal edin. İşte bu yüzden insanın devamli utanç duygu
içinde yaşaması - en ölümcül olanıdır. Yok edici utanç, öfke, nefret, içe
kapanık, hiç hissetme, paranoyak, psihoz, tehlikeli kişilik, sahte gurur.
Suçluluk duygusu - duygu derecesi +30. Utancın bir adım
yükseğidir ancak intihar düşüncesi hâlâ varlığını korur. Kişi kendini bir
günahkar olarak görür, eski suç ve hatalardan dolayı kendisini bir türlü
affedemez, yargılar. Başaramadıkça, işler yolunda gitmedikçe hep kendini
sorumlu tutari suçlar, yargılar.. veya suçluyu dışarda arar, suçlar, yargılar.
Gaddar, kinci, günahkar, Suçlu, mazoşist, öfkeli, kurban rolü.
Apati/Tepkisizlik - duygu derecesi + 50 Ümitsizlik ve kurban
edilmişlik hisleri hâkimdir. Öğrenilmiş çaresizlik baş gösterir. Evsiz ve
ailesiz kişiler bu evrede takılıp kalmışlardır. Çaresizlik, umutsuz suçlayıcı,
apati, yoksulluk, hissizlik, birkinlik, bağımlılık (insan, hayvan, madde).
Acı/Keder/Üzüntü - duygu derecesi +75. Bitmez tükenmez bir
mutsuzluk, keder ve kaybetme hissi hâkimdir. Diğer deyişle depresyon…
Sevdiğimiz bir kişiyi kaybettikten sonra bu safhaya ineriz. Bunlara rağmen
tepkisizlik evresinden daha iyidir, çünkü burada uyuşukluktan kaçmaya ve uzaklaşmaya
başlamıştır kişi. Devamlı ağlamalı durum, trajedi, drama, kayıp yaşam,
bağımlılık, depresyon.
Korku - duygu derecesi +100. Dünyanın tehlikeli ve
emniyetsiz bir yer olduğu düşüncesi baskındır. Paranoya da diyebiliriz. Bu
seviyenin üstüne çıkmak için genellikle yardıma ihtiyacımız olur. Ya da uzun
süre burada kapana sıkışıp kalırız. Tutsak, korku, ceza, kıskanma, endişe,
şüphe, totaliter yönetim ve kurtarıcıyı bekleme..
İstek/Arzu - duygu derecesi + 125. Bu duyguyu hedefler koyma
ve bunları başarma güdüsüyle karıştırmayalım. Bu düzey bağımlılık, şiddetli
arzu ve şehvet düzeyidir. Para, beğenilme, güç ve şöhret için… Tüketicilik,
materyalizm evresi de diyebiliriz. Sigara, içki ve yabancı madde kullanımı sık
görülür. Kıskançlık, azru, hayal kırıkları, beklentiler, bağımlılık, para
prestij ve güç kazanma tutkusu.
Öfke - duygu derecesi + 150. Düş kırıklığı ve hüsran
baskındır. Özellikle de daha alt düzeydeki arzuların tatmin edilmemiş
olmasından kaynaklanır. Bu düzey ya sizi üst düzeylere ilerlemek için kışkırtır
ya da öfke içine hapseder. Yıpratıcı ilişkilerde genellikle taraflardan biri
öfke düzeyinde, diğeri de korku düzeyindedir. Kızgınlık, şiddet, saldırganlık,
kavgacı, çabuk parlayan, abartılmış arzuların çaresizliğini yaşama..
Kibir/Gurur - duygu derecesi + 175. Kendimizi yavaş yavaş
iyi hissetmeye başladığımız basamaktır. Ancak bu, yanlış bir histir. Çünkü
dışsal etkenlere dayanır; para ve prestij gibi… Bu yüzden zarar verici ve
yıpratıcıdır. Gurur düzeyi kişileri koyu milliyetçiliğe, ırkçılığa ve din
savaşlarına sürükler. Nazileri düşünün. Akıl dışı bir yadsıma ve savunma
sözkonusudur onlarda! Dinsel tutuculuk da bu düzeyde kendini gösterir. Kişi
inandıklarıyla öylesine bütünleşmiştir ki, inançlarına yönelik bir tehdidi
kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak algılar. Şaşkın ego, mağrur,
talepkar, toplumdan onay beklentisi, milliyetçilik, politik, dinsel veya töre,
gelenek tutumları. duygusallığa önem vermeme, soğuk mantık.
Cesaret - duygu derecesi + 200. Hakiki güç düzeyidir. Burada
yaşamı ezici ve bunaltıcı değil kışkırtıcı ve heyecan verici görmeye başlarız.
Kişisel gelişimimizin kokusunu alırız yavaş yavaş. Ancak bunu yetenekleri
geliştirme, kariyer yapma, eğitim ve benzeri şekilde tariflerle
ifadelendiririz. Geleceği geçmişin bir tekrarı değil, bir gelişim süreci olarak
görürüz. Güç, cesaret, yeniyi deneyimleme, özelleştireye açık, gelişime açık,
üretkenliğe geçiş.
Tarafsızlık - duygu derecesi + 250. Bu düzey en iyi “yaşa ve
yaşat” ilkesiyle özetlenebilir. Kişi esnek, rahat ve bağımsızdır. Kimseye
hiçbir şeyi ispat etme derdinde değildir. Kendini güvende hisseder, çevresiyle
ilişkileri gayet iyidir. Serbest meslek sahibi kişilerin büyük kısmı bu
evrededir. Çok rahat bir düzeydir. Kişi kendi kendine yeter, bazen de
tembelliğe yatar. İhtiyaçlarını önemser ama onlar için kendini zorlamaz ve
tehlikeye atmaz. Çok da önemli değildir hani! Nötr, güven, deneme, tatmin,
içsel gücün ve güvenin başlangıcı, yargılamayan, özgürlükçü.
Hazırlık - duygu derecesi + 310. Şimdi kişi güvende ve
rahattır. Enerjisini etkin bir biçimde kullanmanın zamanı gelmiştir. Kendi
kendine yetmek artık yeterli değildir. Daha iyisini, hatta yapabileceğinin en
iyisini yapmayı kafasına koyar. Tarafsızlık evresinde önemsemediği zaman
yönetimi, verimlilik, organize olma kavramları üzerine kafa yorar. Bu düzeyi
istek ve öz-disiplinin gelişmeye başladığı düzey olarak kabul edebiliriz. Bu
evrede kişiler toplumun şövalyesidirler; başarırlar ve aksiliklerden şikayet
etmezler. Bilinç daha organize ve disiplin altına alınmış haldedir. Optimist,
teşvikli, umut eden, açık fikirli, istekli, dost, bütüne katkıcı, yüksek
özsaygı.
Kabul etme - duygu derecesi + 350. Kişi dünyadaki rolünün
getirdiği sorumlulukları kabul eder. İnisiyatif fırsatlarına karşı tetikte ve
uyanıktır. Bu düzeyde kişi yaşamı üzerinde daha yetkilidir ve yeteneklerini
keşfedip kullanmaya başlar. Hedefler koyma ve bunlara ulaşma evresidir. İyi
gitmeyen bir şeyler olursa (kariyer, sağlık, ilişkiler…) kişi ne istediğini
belirler ve bu doğrultuda gerekli değişimleri gerçekleştirir, adımları atar.
Yaşamının büyük resmini belirgin bir şekilde görüyordur artık. Bu dönemde
kişiler yeni kariyer olanakları yaratırlar, yeni mesleklere yönelirler ya da
farklı beslenme şekilleri uygularlar.
BU DÜZEYDE OLAN İNSANLAR - RADİKAL AFFETMEYE AÇIK, MANEVİ
YAŞAMA VE BAKIŞ AÇILARI AÇIK. BU DÜZEYDEKİ İNSANLAR DEVAMLI KALINCA HAYATLARI 3D'den
- 4D'ye GEÇMEKTEDİR.
BEDEN - BİLİNÇ - RUH - DÖNÜŞÜM NOKTASINDALAR.
+350 DUYGU DÜZEYİNDE KALABİLMEKERİ DE EN KOLAY YOL - RADİKAL
AFFETME SAĞLAMAKTADIR.
AYRICA BU SEVİYEDE UZUN SÜRE KALAN İNSNANIN SOSYAL YAŞAMA VE
DİĞER İNSANLARA OLUMLU VE DÖNÜŞTÜRÜCÜ ETKİSİ + 200 000 KİŞİ.
YANİ 1 KİŞİ + 350 de iken etkisi + 200 000 kişiyedir. Yani
bu kişilerin enerji vibrasyonları ve duyguları yükseltmektedir.
Kaynak: (David Hawkins yazıları)
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder