'Ne kadar güçlü olursa olsun, tek başına bir kişinin toplum karşısında hiçbir anlamı yoktur; toplum ona rağmen varlığını sürdürebilir. Dolayısıyla otoritenin gücü, otoriteyi uygulayan kişinin kendisinden değil, toplumun kendi oluşumundan ileri gelir.'
Bugün Emile Durkheim, bilimsel sosyolojinin kurucusu olarak anılmakla birlikte, aynı zamanda Machiavelli, Montesquieu ve Rousseau gibi toplumsal düşüncenin önde gelen isimlerinden biridir. Onun yaratıcı toplum vizyonu, toplumu yalnızca analiz etmekle kalmayıp, aynı zamanda da toplumun yenilenmesi için izlenmesi gereken yolları incelikle ortaya koyar. Durkheim'ın bu çalışması, bireyleri etkisi altına alan toplumsal düşüncenin temelindeki kolektif temsillere ve bu temsillerin mahiyetine dikkat çekiyor. Bireylerin akıl ve inanç eksenindeki ikili varoluşlarının, toplumsal yapıyı tümüyle etkileyen din ve ahlak kavramlarını nasıl oluşturduğunu ortaya koyuyor.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Sosyolojinin öncülerinden biri olarak bilinmekte onun yaratıcı toplumu yanlızca Analiz etmekle kalmayıp aynı zamanda toplumun yenilenmesi icin izlenmesi gereken yolları incelikle ortaya koyar.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Ancak kuralların olması yeterli değildir. Kural adil olmalıdır.
*****
Ama yalnızca bir toplumdaki tüm insanlar aynı kanunlara tabi olurlarsa tatmin olabilirler.
*****
Milleti millet yapan orada ya da burada tesadüfen dünyaya gelen, aniden kaybolabilecek bir ya da iki büyük insan değil, vatandaş kitlelerinin tamamıdır.
*****
Her bir bireyin layık olduğu yere sahip olacağı, hak ettiği şekilde ödüllendirileceği, herkesin buna göre birbirinin iyiliği için sürekli olarak çalışacağı bu toplumu oluşturmanın ne kadar çaba gerektiren bir iş olduğunu çok iyi biliyoruz.
*****
“Bir fedakarlığa işaret etmeyen hiçbir ahlaki davranış yoktur.”
*****
Bilim olguları yalnızca onları bilmek için araştırır, fikirlerin dayandırılabileceği uygulamalarla ilgilenmez.. Sanat, sırf olgularla ne yapılabileceğini hangi zararlı etkilere neden olmalarının engellenmesi gerektiğini ve o ya da bu sonucun nasıl elde edileceğini anlayabilmek için olgularla ilgilenir.
*****
Hayatın zorunlulukları bizi , hayatın yaşamsal dengesi altüst olur olmaz, gecikmeden, onu yeniden kurmaya ve dolayısıyla hemen saf tutmaya zorlar.
*****
Toplumsal olgular dünyasına güçlükle girdiğini ve sosyolojinin bu yüzden bilimsel evrimin çok geç safhalarında ortaya çıktığını düşünebiliriz.
*****
Evrimlerin hepsi aynı yönde ilerlemez ya da tıpkı tek bir düz çizginin parçaları gibi bir araya gelmez. İnsanlık aynı anda farklı yönlere doğru hareket etmektedir ve sonuç olarak yerleşen tüm doktrinler, tamamıyla yanlış bir önermeye dayanır.
*****
Organizmalar ve toplumlar arasında, bireysel bilinç ve kollektif bilinç arasında mümkün olan tüm kıyaslamalar hiçbir zaman kendiliklerinden bizi temel yasaya ulaştıramazdı.
*****
Tanrının oldukça farklı iki türde insan yarattığını kabul etmemiz gerek: büyük insanlar ve küçük insanlar. Basit ve sıradan olanların dünyadaki rolü pek tarşılmamıştır.
*****
Hakikatle yüzleşmek zorunda kalanlara merhamet edelim. Çünkü hakikatin kendisi üzücü olabilir.
*****
Her havarilik kendi hayal kırıklıklarıyla ve acılarıyla gelir. Kuşkusuz, yenilmez engellerle karşılaştığımızda, geçici olarak güçsüz hissettiğimizde yenilginin ve bezginliğin zor anlarına dayanmamız gerekir. Ama hakikati arzuluyorsak, başkalarına karşı kibrimiz az sevgimiz çoksa, itibar kazanmamız yakındır. Çünkü böyle zamanlarda en dirençli kalpleri bile yumuşatan sıcaklığı kendi içimizde nasıl bulacağımızı biliriz.
*****
Milleti millet yapan orada ya da burada tesadüfen dünyaya gelen, aniden kaybolabilecek, bir ya da iki büyük insan değil, vatandaş kitlelerinin tamamıdır. Dolayısıyla yalnızca onlar bizi ilgilendirmeli ve biz yalnızca onların çıkarlarını dikkate almalıyız.
*****
Ne zaman birinin sizden üstün olduğunu hissetseniz ona karşı adil bir hürmet göstermekten utanmayın. Utanç duymadan onu kendinize rehber yapın. Size rehberlik edilmesine izin vermenin bağımsızlığından hiçbir şey eksiltmeyen belli bir yolu vardır. Sözün özü, kendinize saygınızı asla kaybetmeden doğal üstünlüğe saygı duymayı bilin. Demokrasimizin gelecekteki vatandaşları böyle olmalıdır.
*****
Saygıya değer ve kutsal olan insanlıktır.
*****
Bir toplumun uyumlu olması için gereken; üyelerinin aynı hedefe kilitlenmiş olması ve aynı inanca bağlı olmasıdır. Ancak ortak inancının amacının bireysel içgüdülerle ilgisiz olması gerekmez. Nihayetinde, bireyselciliğin yaydığı kendinin yüceltilmesi değil, genel olarak bireyin yüceltilmesidir.
*****
Toplumun üyeleri arasında belli bir entellektüel ve ahlaki birlik olmazsa o toplumun uyumlu olamayacağı açıkça ortadadır.
*****
Bencil ve örtülü güdülere daha az önem verdiğimizde insanların güvenini daha kolay kazanırız.
*****
Dini görüşün gücünü ve kaynağını açıklayan şey toplumsal düzenlemelerdir. Toplumsal kitlelerin tamamı homojen unsurlardan oluştuğundan, yani kollektif tür çok gelişmiş olup bireysel tür olgunlaşmamış halde olduğundan, toplumun ruhsal yaşamının tamamen dini karekterde olması kaçınılmazdır.
*****
Bilimsel olarak, tutumlar duygular ve tamamen kişisel ifadelerle belirlendiğinden egoistiktir.
*****
Hiç bir şey, bireysel çıkardan daha değişken olamaz. Şu andaki çıkarım beni sana bağlayabilir, ancak yarın ki durumda kendi çıkarım seni bana düşman edebilir. Böyle bir durum yalnızca kısa süreli ilişkiler ve gelip geçici iş birliktelikleri doğurur.
*****
Bir anlaşmanın söz konusu olduğu her yerde, düzenleyici bir görev vardır, bu da bireylere değil, topluma ait bir roldür.
*****
Bireysel organizmaların içsel işleyişinde bile, organlar birbirleriyle işbölümü yaparken, bir yandan da birbiriyle uyuşmazlık içindedirler; her biri diğerine ihtiyaç duyarken, bu ihtiyacını en zahmetsiz şekliyle karşılamak peşindedir. Yani, edinebildiği kadar fazla hak elde ederken, bunun karşılığında mümkün olduğu kadar az sorumluluğu üstlenmek ister.
*****
İnanca dayalı toplumda, bireyin güçsüzlüğü oranında güçlüdür. İstisnasız herkes tarafından uygulanması gereken kurallardan oluşan bu tip toplum, evrensel, tek tip otoriteyi, her şeyin tepesinde, tartışma sınırlarının dışında tutulan insan üstü bir güçten sağlar.
İşbirliği üzerine kurulu toplumlarda, bireysellik çok daha güçlü hale gelir. Bir unsur işlevselliğinde, kişisel girişim toplum içinde büyük yer kaplar. Bu nedenle toplumsal zorunlulukların büyük kısmının kökeni kişinin iradesine bağlı seçimlere dayanır.
*****
İnsanı hayvanlardan ayıran en büyük fark, ruhsal yaşamın gelişiminin insanın oldukça sosyalleşebilmesinden kaynaklanmasıdır.
*****
Her ulusun kendi karekterine uygun kendi ahlak bilimi ekolü vardır.
*****
Zekamız iki farklı şekilde ortaya çıkar:
Bir tarafta duyular ve duyumsal eğilimler; diğer tarafta, kavramsal düşünce ve ahlaki faaliyetler.
Duyumsal iştahımız kesinlikle egoisttir: bireyselliğimize sahiptir ve yalnızca bu bile onun amacıdır.Açlığımızı susuzluğumuzu ve diğerlerini başka bir eğilimi işe karıştırmadan tatmin ettiğimizde, yalnızca kendimizi tarmin etmiş oluruz. ..
*****
Toplum bizden üstün olduğu için, bizi kendimizi aşmak zorunda bırakır ve onu aşmak için varlık bir dereceye kadar kendi doğasından ayrılmalıdır. Bu ayrılma az veya çok acılı gerilimlere neden olmadan gerçekleşemez.
*****
Eğer bir halkın bilime inancı yoksa, dünyada olan tüm bilimsel gelişmeler o toplumu oluşturan zihinler üzerinde etkili değildir. Bu gün bile, eğer bilim kamuoyuna çok karşı bir fikir beyan ederse, oradaki etkinliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır.
*****
Tanrısının buyruklarına uyan biri o tanrının kendiyle beraber olduğuna da inanır; dünyaya yaklaşımı bu gücün verdiği güven ve enerjiyle doludur.
*****
Her dini öğretide ilk madde, kader yoluyla kurtuluşa iman etmektir.
*****
Din tamamen insanin zihninde var olduğu durumlarda bile, yine de yaşamsal kaynağını toplumda bulur.
*****
Aslında, sağlam imanı olan bir insan bu imanı yaymak için önüne geçilemez bir ihtiyaç duyar: kendi alanını terk eder, diğerlerine yanaşır ve onları ikna etmeye çalışır; iknalarının ona verdiği şevk kendi imanının daha da güçlenmesine neden olur. Ama bu insan yalnız başına olmayı tercih ederse, bu iman hızla zayıflar.
*****
Oyy Şu sıralar kafam hiç almıyor böyle kitapları :)
YanıtlaSilbende zoraki bitirdim...
SilTam bu aralar bu tarz kitapları hiç okuyamadığımdan bahsedecektim ki sevgili Handan hislerime tercüman olmuş :-)
YanıtlaSilBende mecburen bitirdim..
Sil