"Gerçek hayat, tamamıyla buluşmadan ibarettir'. Buluşmak, karşılaşmak. İnsan ötekiyle karşılaşarak var olur. Ötekinin bakışıyla, ötekinin yüzünü bana çevirmesi, beni dinlemesiyle. İlişkiyle. Sadece ilişkiler vasıtasıyla kendimizi dünyaya ve başkalarına tamamen açarız. Başka bir insana bağlanabilmek için ona açık olmam gerekir. Olmamızı gerektiğini düşündüğümüz kişi olmak arzusundan sıyrılarak, gerçekten olduğumuz kişi olmaya izin vererek. Gerçekte kimim ben? Gerçekte olduğum kişi olmak, yani olduğum gibi görünmekle sahiciliğe adım atarım. İncinmeyi göze alarak."
Kemal Sayar "Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez"le insanın kendisiyle, ötekiyle, dünyayla kurduğu ilişkilere, varoluşla gerçekleştirdiği buluşmaya dikkat çekiyor. Yaşarken incitici de olsa geriye dönüp baktığımızda bizi olgunlaştırdığını düşündüğümüz her şeyle yani "hayat"la buluşmanın "hayatı askıya almadan" yaşamanın ipuçları Kemal Sayar'ın usta kalemiyle "Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez"de.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM
İnsan olmanın, bu dünyada insan olarak kalmanın zorluklarını, güzelliklerini, önemini, inceliklerini ve daha nicesini kendi üslubuyla yazmış Kemal Hoca.. Okuyun okutturun lütfen....
KİTAPTAN ALINTILAR;
Muhakkak ki iyilikler, kötülükleri giderir.
Hud:114
*****
İyiler dünyanın gizli soylularıdır.
******
İnsan olmak ötekinin ıstırabıyla hemhal olmakla başlar. Ötekini duymayan ve yalnızca kendi küçük çıkarları için yaşayan insanın, insan olmak yolunda kat edeceği büyük mesafeler var.
Ötekini değersizleştirerek, onun sözlerini alay konusu yaparak sadece şiddeti mayalamış olursunuz.
*****
Anlamak ve hissetmek bizi insan kılar.
*****
Samimiyet ruhun özgürlüğüdür.
******
Zalimin araç gereciyle zalime karşı koyamazsınız. Onlarla akıllı bomba üretmekle yarışamazsınız. Küstahlığın dili, kederin dilinden anlamaz. Siz peygamber toprağı varislerisiniz. Fosforlu bomba üretemezsiniz.
******
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sezai KARAKOÇ
******
Saldırgan insanlar, özsaygıları yüksek, kendini fazlasıyla beğenen kişilerdir.Saldırganlığın özünde bir çarpışma yatıyor: Kişinin kendisini algılama biçimiyle bu algıyı paylaşmayan, onu tenkit eden kişinin yükselttiği ses çarpışıyor. Tehdit altındaki egoitzm. Evet, egotizm, egoizm değil. Siz kendinizi beğeniyorsunuz, birisi sizi beğenmiyor. Size sizin zannettiğiniz kadar mükemmel olmadığınızı söyleyen kişiye yumruğu indiriyorsunuz.
******
Özsaygınız yara aldığında üzüntü, depresyon, hayal kırıklığı, endişe ve utanç hissederiz.
*****
Şişmiş özsaygıları olan insanlar hayatta daha çok ego tehdidi algılar. Kendilerini olduklarından değerli algılayan kişiler, bu algıya tehdit olarak gördükleri her durumda saldırganlaşabilir.
*****
İnsanın sadece kendisi için yaşadığı, moral ve dini değerlerin alt üst olduğu bir dünyada herşey mübahtır.
******
Bu ülkeye ekonomik reform programları kadar sosyal reform programları da gerek.
******
Dünyanın hiçbir yeri artık huzur içinde değil ve artık
' komşundan kendin gibi kork!'manın zamanıdır.
******
Birbirimizi anlamak yolunda duyduğumuz istek; birbirimizin yolunu kesmemek, birbirimizin kutsallarına saygı duymak, gerektiğinde birbirimizin yolundan çekilmek tarzında bir nezaketle birleşmediğinde, daha çatışmaya geçit verebiliyor.
*******
Ya benim gibi ol ya benden uzak dur.
******
Bir kişinin kalbini kırdığımızda sağladığımız iktidar duygusu, onun kalbini kazanmamızın sağlayacağı iktidara nispetle çok canlıdır.
Eric HOFFER
******
Nihilizm ruhsal hastalıkları da üretiyor.Postmodern çağda depresifız hepimiz, zira çok seküleriz, çok ruhsuzuz, çok umutsuzuz. Depresyon belki de inanç kaybının bir belirtisidir.Giderek daha nihilist olan bir kültür, bir politik ve etik düzen ruha yeni bedeller ödetiyor. Ne kadar da kırılganmış hayatlarımız' Baksana, nasıl da sızlıyor her yanımız, nasıl sızlıyor çocukluğumuz, kolumuzun uzandığı her yerde bir sadakatsizlik korkusu, insanın insana sokulduğu bütün sokaklarda ihanet kol geziyor, sonunda işte insan ağrıyan bir varlık.
*****
Ancak ruhunu kaybetmemişler hayal edebilir. Ancak hayal edenler hüzünlenebilir. Dünyaya dokunmadan da onu sevmek mümkündür. Her an gidecekmiş gibi, her şey her an bitebilirmiş gibi yaşamak mümkündür. Hüznün kanatlarına dokunursanız, kendi adımlarınızın sesini duymazsınız. Orada sadece meleklerin hışırtıları vardır.
******
On emire bağlı olarak yaşamak;
1- En iyisini yapmaya çalış,
2- Kendine karşı dürüst ol,
3- Hayattan kâm al,
4- Sahip olduklarının kıymetini bil,
5- Anne babana saygı duy,
6- Aileni koru
7- Saldırgan olma,
8- İncinmişe merhamet et,
9- Çevreyi koru,
10- Çocukları koru ve besle.
******
Mutluluk ve mutsuzluk beraber büyüyen ikizlerdir.
Nietzsche
*******
Kierkegaard'a göre insan sonsuz ve sonlu olanın, ebedi ve fani olanın, özgürlük ve ihtiyacın bir terkibinden ibarettir ve ümitsizlik de bu terlipte bir dengesizlik olması durumunda ortaya çıkar.
*****
İnsanlara kibri öğütleyen hiçbir düşünce, doğru bir hayatın anahtarını elinde tutuyor olamaz.
******
İyilik de ruhu kanatlandırır. İyilikten bu kadar uzak kalmak hepimizi hasra ediyor. İnsanın insanın kurdu olduğuna duyduğumuz inanç, dünyayı güvenilmez bir yer kılıyor. Dünya bir cehennem değil oysa, iyiliğin kanatları hiç beklemediğimiz zamanlarda ruhumuzu okşuyor, uçurum aşağı düşerken kolumuzdan tutuveriyor.
******
Başkalarının günahları bizi aziz kılmaz.
St. Augustine
*******
Kötülüğü gördüğümüz yerde düzeltmemiz, ona aktif bir biçimde karşı durmamız gerekir.
******
Kötülük, insanın bu dünyanın tek ve ebedi hâkimi olduğu yanılsamasından kaynaklanıyor. Hayatın kırılganlık ve faniliğini bütün hücrelerinde hissedebilen birisi kötülüğe meyledemez. İyiler, insanı bu dünyada taçlandıran en güzel mücevherin iyilik olduğunu bilir. Ancak iyilikle ruh sonsuzluğa kulaç atar. Ancak iyilikle ruhun ıstırabı diner. İnsan ancak iyilikle Tanrı'yla arasındaki perdeleri kaldırır. İyilik dünyanın cennetidir. Dünyayı ve içinde yaşadığımız ülkeyi değiştirebilecek insanlar, iyiliğe inananlardır.
*****
Acele ve telaş nezaketi anında imha edebilir.
******
Sabır, zamanın kaçınılmaz akışıyla korkmadan yüzleşebilmektir. Hayatın günlük rutini içinde ebediyetin parıltılarını hissetmek.
******
Nazik olmak için zaman yaratmalıyız.
Martin Buber
******
Nezaket, sabrın evladıdır. Sabreden öğrenir
******
İnsan ruhu takdir edilmek ister, çünkü insan ruhu takdir edilmek ister, çünkü insan önemsenmek ihtiyacındadır. Dinlemek, karşımızdaki insana ihtimam göstermektir.Herkesin konuşacak tonlarca şeyi olduğu bir dünyada, en çok işitebilen kulaklara ihtiyaç var. Hissedebilen kalplere de.
******
Kalbini açmayana şifa yoktur. Dinlemeyi bilmeyen de şifa bulmaz.
******
Ancak duygu atına binmiş her kelime, sizi yerinize çiviler. Yürekten âdeta koparak yeryüzüne fırlayan her söz, söylendiği ânı belleğinize nakşeder. Kelimeler ruhun sahillerine ancak duygunun yelkenleriyle intisap edebilir.
******
İnsan ses verir ve yankısını bekler. Ruhunu ötekinin aynasında seyretmek ister. Ancak empatik bir tepkisellik yoluyla biliniriz. Heinz Kohut, buna aynalama diyor. İyi bir dinleyici, bizi olduğumuz gibi gören kişidir. Düşünce ve duygularımızı olduğu gibi kabullenerek bizi dinler. Bu süreç içinde anlaşılmış, bilinmiş ve kabullenilmiş hissederiz. İşitilen ve takdir edilen bir çocuğun bir bütün olarak büyüme şansı daha fazladır.
******
Dinleyebilen insanlar ötekine karşı daha adil olur. İnsanın insana duyduğu ahlaki sadakatin özünde dinlemek vardır.
******
Tarih, sıradan insanların kahramanlığıyla yazılır.
******
Kötülüğü yok etmek için önce onu değiştirebileceğimize inanmamız gerekir, insanın ahlaklı bir varlık olduğuna ve her yerde ahlakın izini sürdüğüne inanmamız gerekir.
******
Kim ki bir başkasının ıstırabını dindirmek için yola çıkmıştır, o bu çağın soylusudur. Kim ki kardeşinin iniltisiyle sıcak yatağından fırlamıştır, o bir iman şövalyesidir.
******
İnsanı hayvandan ayıran şey saldırgan olmama kapasitesidir.
Mamatha GANDHI
******
Ahmakça tutarlılık, küçük kafaların cinliğidir.
Emerson
******
Merhamet sempati ve acıma duygularını aşar. Dünyayı bir başkasının gözüyle görmemin nasıl bir şey olduğunu, gerçekten anlamamızı sağlayan bir empati duygusunu içerir. Merhametli bireyler, merhameti eyleme dökmek için gerekli zaman ve zemini bulurlar ve sadece onu dillendirmekle yetinmezler. Merhamet, senin mutluluğun olmazsa benim de mutlu olamayacağımın bilgisidir.
******
Hayatlar, merhametin ve onun iyileştirici güçlerinin farkına varmakla dönüşür. İnsan, kendi sınırlarının ötesinde bir alana gittiğinde, sadece kendisi için değil başkaları için de var olduğunu hissettiğinde, çok daha güçlü bir canlılık hissi tecrübe eder. Mutluluğun pek çoğu, bir kalbi olmaktan kaynaklanır. Ancak bir kalbi olan ve kalpleri olduğu için de merhamet edebilenler, mutluluğu gerçek manasıyla tecrübe edebilir.
******
Merhamet, etik davranış için güvenilir bir rehber telakki edilmez. Merhametin gözü kördür, bilinç ve etik davranışa evrensel bir rehber olamayacak kadar özneldir.
******
Merhamet kuvvetli bir duygu ve ihtiyaç/ıstırap içinde olanlara ruhumuzun frekansını ayarlayabilmemiz demek. Merhamet, hem sinir sistemlerimize gömülü hem de genlerimize âdeta şifrelenmiş durumda. İş, onu açığa çıkaracak doğru zeminleri, doğru eğitim programlarını ve eğitimleri sağlamakta.
******
Dinlemek, en büyük paylaşım, en iyi müdahaledir böyle zamanlarda. Böyle zamanlarda kişi karşısındakinin sesine odaklanmalıdır ve kendi iç sesini susturmalıdır. " Ben" aradan çıkmalıdır ötekini dinlerken. Hedef, sadece anlamaktır; karşıdakinin ıstırabını hissetmektir.
*****
Merhamet, kendini sadece bir şekilde değil, bin bir şekilde dışarı vurabilir. İnsan bir başkasına Karun'un hazinelerini bağışlayamaz ancak gücü yettiğince bir eksiğinde ona destek olabilir.Bir çocuğun başını okşayabilir mesela, dertli olanın ellerini tutabilir, sırtını sıvazlayabilir. Bildiğini öğreterek paylaşabilir zenginliğini bir başkasıyla.
*****
Merhamet, ancak kişinin kendi çıkarlarını düşünmediği bir durumda var olabilir. Istırap içindeki insana bakarken, onu dinlemeye, ona yardım etmeye çabalarken kişinin kendi beklentilerini hâlen yanında tutuyor olması, bu yardımın gerçeklikten uzak olmasına sebep olacaktır.
******
hafif ve hoş şeyler yazıyor bu yazar :)
YanıtlaSilSevdiğim bir yazar...
SilKemal Sayar kitaplarını bir arkadaşım önermişti ama ben henüz okumadım. Alıntılar hoşuma gitti:)))
YanıtlaSilTavsiye ederim sevdiğim bir yazar
Sil