Şems Diyor ki;
“Uzun bir yol geldim buralara.
Asırlardır bu yoldayım. Kaç beden giydim, kaç yaşam tükettim saymadım.
Yanılgıların hamurunda mayalandım.
İyiliği kötülüğe, kötülüğü iyiliğe devrettim. Bir sarkaç gibi bir uçtan diğer uca gidip geldim.
Kadın oldum, erkek oldum.
Öldüm doğdum. Her yaşam bir nefes almak vermek gibiydi. Yaşamların ötesine geçtiğimde bunu gördüm.
Gördüm ama anlatamadım. Bir sır gibi bu gördüklerim içimde gömülü.
Hep aradım dedim ama aslında aramamışım. Aradığımı sanmışım. Neyi aradığımı bilmeden aradığımı sanmışım.
Her zaman bir arayan ve bir aranan vardı. Ama ne arayanı bildim ne arananı. Ne zaman ki bu “ben” denilen mahlukatın gerçek olmadığını anladım o zaman esas ve tek yolculuğum başladı. Bu hayat o yolculuğum. Şimdi seninle burada muhabbette olmam bu yolculuğun sonunun geldiğine dair bir simgedir.
Tıpkı sen gibi. Sen de bir simgesin bu rüya aleminin içinde Şems.
Diğerleri gibi. İsa gibi, Buddha gibi, Krishna gibi. Ve ben senden ayrı değilim.
Seni rüyamda ben yarattım.
Zihnimin bir ürünüsün. Her şey gibi.
Herkes gibi. Ve seni bana son kurtuluşu armağan etmen için çağırdım. Seni de kurtarmak için...”
“Bir çağrıdır her karşılaşma. Bir Özün kendini hatırlamasıdır. Görülmemiş bir rüyada seyir eden kayıp bir hafızayız sen ve ben. Bu bedenler aleminde kendi filmini çekmiş bir Özün çekildikten sonra izlemesine tanığız her birimiz. Ve bu tanıklığı başkasına vererek tamamlıyoruz rüyayı ve çekiliyoruz bir sır gibi bu diyardan. Ben sırların sırrıyım derken bunu kastediyorum. Tek sır budur.
Ne sen varsın, ne ben varım ne bu alem.
Varsan sen bir IŞIKsın... O da bu alemde yok...”
Alıntıdır.
Hepimize güzel, mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum.
Bizler bildiğiniz gibiyiz, ara ara kombiyi yakmaya devam ettik, dün kapadık ama durum ne gösterir bilmem. Buralarda hıdrellezden 40 gün sonra da soba yakılır derler.
Bahçeyi erken kazdırdık, dolu yağdı falan derken sadece fasulyeleri ekebildik, fideler kısmetse önümüzdeki hafta ekilecek, bu arada tekrar kazılıyor o da işin çabası.
Alışveriş, kütüphane ve sağlık ocağı ile ilgili çıktım bu hafta evden. Arkadaş ile buluştuk bende kitapları vardı onları teslim ettim. Aynı gün kütüphaneye gidip kitaplarımı teslim ettim yeni kitap aldım.
Şu an kayıp romanlar kitabını okuyorum, yeni kitaplar gelmiş Kemal Sayar'ın kitabını görünce hemen onu da aldım, jale sancak ismini ve kitabını LA PARAGAS ta keşfettim, onu da okunacaklar arasına aldım.
Açıldığında sakin olan bu kahve dükkanı artık her gittiğimde tıklım tıklım, bir gün oturmaya yer bulamayacağım diye korkuyorum:)) İlk açıldığında günlerde ben uğradıktan sonra, arkamdan bayağı müŞteri geliyordu, abla senin uğradığın gün dükkanın bereketi artıyor diyen Kenan'a olmaz öyle şey senin rızkın Allah'tan benden değil diyordum. Artık buna inanmıştır bu müşteri yoğunluğunda değil mi:)))))
Şehir içi minibüs aforizmalari :) kaleminize sağlık...
YanıtlaSil:))) Daha çok vardı arabanın içinde, ancak bunlar bana yakındı.
SilYoğunmuşsunuz, kolaylıklar dilerim. Kitaplar da ilginç görünüyor, iyi okumalar.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim...
SilŞarkıyı açıp yazını okudum, ne iyi geldi, en sevdiğim şarkılardandır.
YanıtlaSilAy ben gittiğim her yere benim ayağım uğurludur derim büyük bir inançla ama doğrusu gidip bir daha sormadım hiç. Bu inanca nasıl ulaştım bilmiyorum. Sanırım boş dükkanlara girip çıkana kadar insan kaynadığı için falan. Bir de dükkânı sevdiysem dua ederim çıkarken , onun etkisi de olabilir ;)
Bende dikkat etmem, hayırlı işler der çıkarım. Ama çocuk dikkat etmiş, bana da söyledi saçmalama senin rızkın Allahtan benden değil dedim güldük geçtik.
SilArkadaşımın dükkanı var işlerin kesat olduğu gün bir müşterisini bekler o da :))
Gelse de işler açılsa der:))) işlerin açılmasından kasıt o kişinin yaptığı toplu alışveriştir. Bir de sayı sekanslarına takılmışlar para yoksa ya 520 yi ya da 777 yi yardıma çağırıyorlar:)))
kültür mantarını duymadıydım saol yaaa :)
YanıtlaSil:))) bir şey değil
SilŞems varlığın da vuslatın da sırrına ermiş bir gönül adamı, değerli bir mutasavvıftır. Bizlerin gücü ancak aynalara yeter! Aynalar olmasaydı, acaba bizler kimi dövecektik ki?
YanıtlaSilÇok güzel açıklamışsınız...
SilSaygılar,