OKUDUKLARIM 2025/29 RUMİ

07 Ağustos 2025

 


İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”

Sadık Yalsızuçanlar’ın usta kalemi bu kez Mevlânâ’nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya’ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…

Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî.

“O’na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O’nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O’nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O’nu dinliyor, O’nunla dönüyor, sadece O’nu görüyordu.”

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Okuduğum güzel Mevlana ile ilgili kitaplardan biri oldu, yazarın kalemine sağlık.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Aşkta ne alçaklık ne yücelik vardır.
*****
Hüznün değerini bil.
*****
Doğru soru, olgunluğun göstergesidir.
*****
Varlık yaprağını çevirdiğinde kitabın tamamlanır oğlum.
*****
Gerçek hayatı ölümde bulacaksın.
*****
Bir hayalden binlerce hikmet doğabilir. Dünyadaki bütün kinler, nefretler ve düşmanlıklar aşk haline gelebilir.
*****
Uyanık insan çok, insanlıktan uyanmış yok.
*****
Dünya kurnazlıklarını ter et ki, sana ezel zekâsı verilsin.
*****
Gafil varlıkla, kâmil yoklukla ilgilenirmiş.
Hak, intikamını kul eliyle alır, işin içyüzünü bilmeyen ise onu kul yaptı sanır.
*****
Bulduğunla yetiniyorsan ne güzel.... Bilmiyorsan o daha da güzel,
*****
Derdin ne olursa olsun, umudun daima Allah olsun.
*****
Bu aleme gelmekte amaç, bütün varlıkta sevgilinin güzelliğini seyretmektir.
*****
Herkes Allah'tan bahsediyor ama Allah'ı bilen pek az.. Herkes insanlıktan söz ediyor, olmayan şey söylenirmiş ya sürekli.
*****
Müzik Allah'ın dilidir. Ruhlar meclisinde Allah, müzik diliyle konuştu.
*****
Varlık bir, hepimiz, her şey O'nun içindeyiz. İnsanın kendinden söz etmesi pek hoş değil gerçi....
*****
Gücü, güçsüzlükte aramak gerekiyordu, zenginliği yoksullukta, varlığı yoklukta....
*****
İnsan olduğumuzu en çaresiz anlarımızda hissediyoruz.
*****
Allah'ın sadece lütfu vardı, biz bazısına "kahır" diyorduk. 
*****
Nikah gökte kıyılırmış. Yoldaşlık ezeldenmiş.
*****
Fukara gönlüne her kim dokuna, dokuna sinesi Allah okuna.
*****
Her şeyin bedeli var ve o ödemeksizin asla ele geçmiyor. Çalışıyor, tutkuyla çabalıyorsunuz fakat olmuyorsa en azından bir süreliğine onu terk etmelidir. Sonunda terk ettiğiniz şey size mutlaka geri dönüyor.
*****
İnsanın en büyük engeli kendisiymiş.
*****
Benlikten ve kibirden sıyrıl, toprak ol. O güzeller güzeli toprak olmayı huy edinince göğe yükseldi, göklerin sultanı oldu. Sen de toprak ol ki senden canlılar yetişsin. Gönül denilen hazineyi ancak böyle bulursun.
*****
İnsan ancak gül yüzlü sevgiliye kavuşunca yüzü güller gibi açılır, sadece gül kokar.
*****
Özünü çekmiş tenhaya, işini işler hafâda.
*****
Kâfir, hakikatten perdelenmiş kimsedir. En yakınımızdaki kâfir, alt benliğimizdir.
*****
Evlat, babanın sırrıymış.
*****
Eskiden böyle değildik, konu komşu hakkı bilirdik, garip ve yoksullara yardım ederdik, yetimi de öksüzü de gözetirdik, isteyeni geri çevirmezdik. Hiçbir şeyin beti bereketi kalmadı.
*****
Hefkere: Bağ
*****
Tefe'ül  bir kişinin içinde bulunduğu durumu tanımlamak ya da tercihlerinde yol göstermek üzere kudsiyetine inandığı kitaptan bir işaret aramaktır.
*****
Sır henüz verilmemiş olandır. Verildiyse açığa çıkmaması için özenle korunması gerekir.
*****
Sohbet cânı semirdir.
*****
En güzel anların insanın kendisiyle geçirdiği anlar olduğunu tadıyordu.
*****
Tok beden sınırlı olana, aç beden sonsuz olana çalışır. Perhiz yapmaksızın sözü, eyleme dönüştüremezsin.
*****
Nefis, ancak açlıkla terbiye olur.
*****
Aşk bazen dile geliyordu, bazen sessizliğe. Bazen ezgili bir inleyiş, bazen suskun bir çığlık oluyordu. Her an yeni bir giysiye bürünüyordu.
*****
Benim için ikramın en büyüğü, hiç olmamasıdır. Kahveyi nasıl arzu ettiğimi sorduklarında, "şekersiz, kahvesiz, susuz" diyordum.
*****
İnsan insanın aynasıdır.
*****
İnsanın kendi derinlikleriyle oynamasından daha tehlikeli bir şey olabilir mi?
*****
Usulsüz vusül olmazdı. İnsanın amacına uygun yöntemi kullanması, yaptığı şeyin doğasının dayattığı bir şeydi.
*****
Oysa ney bir çalgı değildi. Evet, bir müzik aracıydı ama ondan çok daha ileri bir şeydi. Mevlânâ'nın tabiriyle, kâmil insandı. Peygamber'in kendisiydi. O'nun yetkin mirasçılarıydı.
*****
Kırmızı can verip canan bulmanın, Kerbelânın rengiydi.
*****
O'nu anmaktan geri kalma, dostluğuna doyma, O'ndan geleni kabullenme konusunda sınırsız ol. O'nu zikretmekten daha tatlı bir şey var mı? Dilin ansın, kalbin şükretsin, tenin sabretsin. O zaman bu kurak şehirden kurtulacaksın, ırmaksın ve okyanusu bulacaksın.
*****
Bilgi de perdeydi, kulluk da, perhiz de, niyaz da, takva da,.... Bilgi, duvarların en kalın ve yıkılmaz olanıydı.
*****
Niçin başkasının bastonuna dayanarak yürüyorsunuz? Nerede kendi sözleriniz, kendi duygularınız?
*****
Ayrılık ruhsal bilinci parçalıyor, derin yaralar açıyor. Onların iyileşmesi zor oluyor.
*****
Kadere boyun eğmek gerekir.
*****
Kusuru ört, iyilik et
*****
İnsanların başına gelen musibetlerin üç nedeni olurmuş ve bunlar üç zümreymiş: 
Birincisi, bir fenalık yapar, onun cezası olarak eziyet görür, şaşırırmış, "Niçin buna layık görüldüm?" diye
İkincisi, Allah sever, onu kendine yakınlaştırmak istermiş. O da buna şükredermiş.
Üçüncüsü zaten yakınmış, Allah o denli çok severmiş ki, ondan daha çok niyaz sesi duymak istermiş.
*****
Hepimiz insanın ney olduğunu öğrendik.
*****
Aşkı tanımayan ondan kaçar.
*****
Aşk için ölmeden canın uyanması imkansızdı.
*****
Bir gün babama, nezaketin ne olduğunu sormuştum. Şöyle demişti: "Daha iyi bildiğimiz şeyleri, daha az bilenlere öğretme sanatıdır."
*****
DEVAMI YARIN






KİTAPTAN MÜZİKLER;









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder