POZİTİF YAŞAM ÖNERİLERİ
1. Sizinle ilgilenmeyenlerin peşinden koşmayı bırakın.
2. Dikkat veya onay için yalvarmaktan kaçının.
3. Az konuşun sözleriniz ağırlığınızi taşısın.
4. Saygısızlığa hızlı ve iddialı bir şekilde hitap edin.
5. Karşılıklı değilse başkalarının cömertliğini aşırı beğenmekten kaçının.
6. Varlığınıza değer vermeyenlerin ziyaretlerini sınırlayın.
7. Kendinize yatırımı ve mutluluğunuzu öncelikli tutun.
8. Dedikodudan ve gereksiz olumsuzluklardan uzak durun.
9. Kelimelerinizi akıllıca seçin, söyledikleriniz karakterinizi yansıtır.
10. Her zaman kendinizi özenle sunun; kendinize saygı gösterir şekilde giyinin.
11. Hedeflerinize odaklanın ve üretken kalın.
12. Zamanınızın kıymetini bilin ve onu koruyun.
13. Saygı görmediğiniz veya değer görmediğiniz ilişkilerden uzaklaşın.
14. Kendinize yatırım yapmak başkalarına, size nasıl davranılmasını istediğinizi gösterir.
15. İnsanlarla uyum içinde olmak varlığınıza değer katar.
16. Aldığınızdan daha fazlasını vermeyi hedefleyin.
17. Davet edilmediğiniz yere gitmeyin ve gittiğiniz yerden, ne zaman ayrılacağınızı bilin.
20. Aldığınızdan daha fazlasını vermeyi hedefleyin.
21. Başkalarına hak ettikleri gibi davranın.
22. Borçlu olanlar hariç iki cevapsız arama yeterlidir, umursuyorlarsa bırakın emek versinler.
23. Her zaman her şeyi en iyi şekilde yapmak için çabalayın, buna POZİTİF YAŞAM deniyor.
24. Elinizden gelenin en iyisini yaptığınıza inanıyorsanız gerisini düşünmeyin ve aynı şekilde yolunuza devam edin.
25. Bilin ki, olması gerekenin oluşması için gerekeni yaptınız, gerisi yaşamın işi…
Hepinize güzel bir hafta diliyorum, ben bildiğiniz gibiyim ev ve pazar arasında mekik dokuyorum. 3 haftadır pazartesileri açmıyorduk yarın kısmetse açacağız bakalım hava nasıl olacak. Sabahları serin olur çünkü bulunduğumuz yere güneş öğleden sonra vuruyor.
Geçen hafta migros'ta baktım devamlı aldığım dergiler farklı bir poşette özel sayı diye satılıyor. ( Fakat dergi yüzü filan görünmüyor) Farklı bir sayı diye satın aldım fakat eve gelip açınca eski sayıların bu şekilde satıldığını anladım. Poşette bu belirtilmemişti. 2 dergi çıktı içinden geri de almazlar poşeti yırttık açtık, bende arkadaşa hediye ederim dedim. Cumartesi sosyete pazarında yanımıza tek tahtada sergi açan (oriflame ürünleri satıyor) bir bayan arkadaş var okumasını seviyor, ona hediye ettim. O gün okumaya başladı çok sevdi dergileri ne zaman çıkıyor filan dedi, söyledim hatta yeni sayıyı bu sabah migros'ta gördüm dedim, çıkışta migros'a gidiyordu yeni sayıyı almak için. Bir kişiye daha dergi sevdası aşıladığım için memnunum. Ayrıca geçen gün biten Gece açan çiçekler kitabını da okuması için verdim.
İnsan insanı çok yordu, canından bezdirdi, usandırdı en sonunda da utandırdı ve ne yazık ki dünyayı yaşanmaz hale getirdi ve böylece insan insandan uzaklaştı. Belki başlarda biraz yalnız kaldı lakin birden yalnızlığın sakinlik ve huzur getirdiğini gördü. Doğaya döndü yüzünü hiç olmadığı kadar ve aslında hiç de yalnız olmadığını gördü. Yeniden kendi içinde dengelendiğini hissetti.
İnsanın bir yanı çok zalim. Bir yanı da çok bencil. Üstelik de git gide tanınmaz hale gelmekte. İnsan insanı insanda tanır lakin ben artık insan tanımak istemiyorum.
Kendi küçük çevremde insan kalabilmiş güzel insanlar yetiyor bana.
İnsanların kendisini sorgulamasını diliyorum bu sene.!
Bu yıl benim de dileğim bu olsun insan ve insanlık üzerine.
Dileğim odur ki bu yıl insan geliversin kendisine. Yoksa ne
yazık ki insanlık yerlerde... 🙏
Birinin evine girerken kör olun,
evinden çıkarken de dilsiz!
Dışarıdaki kışa değil, içinizdeki bahara bakın."
Ozen Yula
Kısa bir avm turu
Ufak bir kaçamak
Kütüphane ganimetleri
Özür dilemek bir nezaket cümlesi değil!!!🧐
“Özür dilerim” demek birlikte yaşamanın doğal bir parçası gibi görülür; ancak yerli yerinde kullanılmadığında bir erdem olmaktan çıkar, otomatik bir savunmaya dönüşür. Psikologlara göre sık ve gereksiz özür, empati değil, kişinin kendine duyduğu güvensizliği görünür kılar. Dil burada yalnızca bir nezaket aracı değil, insanın kendini hayatta nereye koyduğunu gösteren bir işarettir.
Bir cümleyle kendimizi aşağıda, başka bir cümleyle aynı durumda eşit bir yerde konumlandırabiliriz. Steve Jobs’ın kriz anlarında “özür dilerim” yerine “teşekkür ederim” demeyi seçmesi, basit bir iletişim numarası değil, bilinçli bir duruştu. Hata karşısında suçlu pozisyonuna geçmek yerine ilişkiyi yöneten tarafta kalmayı tercih etti.
“Geç kaldığım için özür dilerim” ile “Beni beklediğiniz için teşekkür ederim” arasındaki fark tam da buradadır. İlki suçluluk üretir, ikincisi bağ kurar. Aynı gerçeklik, iki farklı ruh hâli yaratır. Felsefi olarak bu, insanın kendini sürekli yargılayan bir özne mi yoksa ilişki kuran bir varlık mı gördüğü sorusuna dayanır.
Jobs, Apple’ın zor dönemlerinde bile özürle geriye bakmak yerine teşekkürle ileriye işaret etti. Microsoft iş birliğinde ya da iPhone 4 krizinde yaptığı şey hatayı inkâr etmek değil, hatanın kimliğini belirlemesine izin vermemekti. Sahnedeki Wi-Fi krizinde bile özür dilemedi; dinleyicilerden ricada bulunarak dengeyi korudu.
Gereksiz özür, insanın kontrol edemediği durumlar için kendini küçültmesidir. Oysa her aksaklık ahlaki bir kusur değildir. Bazen yapılması gereken, suçu üstlenmek değil, durumu doğru bir dille taşımaktır. Teşekkür bu yüzden güçlüdür; ne inkâr eder ne de insanı ezer.
Mesele özür dilememek değil, özrün yerini bilmektir. Her durumda eğilen bir dil erdemli değil, yorgundur. Ayakta kalan dil ise sert değil, ölçülüdür. Tatlı dilin gücü tam olarak buradan gelir
ALINTIDIR....
Geçen başladığım battaniye çok obat oldu (kaba) bende farklı bir motif denedim, galiba motife devam edeceğim.
Dizi, küçük bir kasabada şerif olan Mickey Fox’un hem görevinde hem de özel hayatında verdiği zorlu adalet mücadelesini anlatıyor.
Mickey, kasabanın güvenliğini sağlamak için çalışırken bir yandan da karmaşık aile sorunlarıyla uğraşır. Eski hükümlü babası Wes ve sürekli başını belaya sokan genç kızı Skye arasında denge kurmaya çalışması işleri daha da zorlaştırır.
Ancak Skye’ın eski erkek arkadaşının öldürülmesiyle Mickey’nin hayatı altüst olur. Cinayeti çözmeye çalışan Mickey, delillerin kızını işaret ettiğini görünce büyük bir ikileme düşer. Bir yanda annelik duyguları, diğer yanda mesleki sorumlulukları vardır.
Dizi 4 bölümlük mini bir dizi idi 1 günde bitti.

















Hiç yorum yok:
Yorum Gönder