Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.
Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.
süper bir roman sanırım ...teşekkürler..bu tam bana göre bence...sevgilerimle....
YanıtlaSililk başlarda sıkılabilirsin.
SilYeni bloğum açıldı ve açılışa özel bir çekiliş düzenledim beklerim Sevgiler :)
YanıtlaSilwww.gulsahworld.com
inşallah
Silgerçekten merak ettim konusu çok ilginç listeme alacağım :) sevgiler :)
YanıtlaSilsevgiler
Silgüzelmiş belli yaa.
YanıtlaSilokumanı tavsiye ederim
SilGüzelmiş...
YanıtlaSiliki kişi hayatını anlattığı için olsa gerek
YanıtlaSilKonusunu çok sevdim :)
YanıtlaSil