BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ, OKUDUKLARIM 2024/37 SOL AYAĞIM

31 Mayıs 2024

BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ, OKUDUKLARIM  2024/37 SOL AYAĞIM

 

 
 
 
İRLANDA RÜYASI 2024 (İRLANDA KATEGORİSİNDE)
 
Maddie'nin hayatında her zaman hayalini kurduğu erkek arkadaşı vardır. Ancak bu hayalleri, en yakın arkadaşının bu erkekle evlenmeye hazırlandığını öğrendiği günlerde yıkılır. Bu durum onun için büyük bir hayal kırıklığı yaratır ve duygusal bir çöküşe sürükler. Maddie, bu durumla baş edebilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlıdır ve bu süre zarfında kendisini yeniden bulma yolculuğuna çıkar. İrlanda'da bulunan ve efsanelere göre gerçek aşkı bulmada büyük bir rol oynadığına inanılan kadim kayaya kadar gider. Maddie, bu kayanın üzerine oturur ve aşkı bulmayı diler. Bu dilek, Maddie'nin kaderini tamamen değiştirir. Daha önce hiç aklına gelmeyen bir yolu keşfeder ve bu sayede hayatında yepyeni bir sayfa açar. Hayatındaki o özel kişiyi bulmak, Maddie'nin en büyük arzusudur ve sonunda bu hayali gerçekleştirmek için doğru yolu bulmayı başarır.

Romantik komedi seviyorsanız tam sizlik.... 


KON-TIKI 2012 (TARİH KATEGORİSİNDE)
 
Norveçli kaşif Thor Heyerdahl, Güney Amerikalıların Kristof Kolomb öncesi dönemde Pasifik Okyanusu'nu aşarak Polinezya adalarına yerleştiğini kanıtlamak için 1947 yılında 5 kişilik bir ekiple Peru'dan yola çıkar. "Kon-Tiki" adını verdiği balsa kütüklerinden yapılmış bir sal ile 101 gün boyunca 8.000 kilometrelik zorlu bir yolculuk yaparlar. Yolculuk boyunca fırtınalarla, köpekbalıklarıyla ve açlıkla mücadele ederler.
 
Flmde beklediğiniz aksiyon yok şimdiden söyleyim.. deniz fırtına hortum falan.. ama sonunu tahmin etsenizde keyifle izleyeceğiniz bir macera.
 
Bu sayfada da daha geniş bir bilgi mevcut.
 

 WONKA 2023 (FANTASTİK KATEGORİSİNDE)

Roald Dahl'in popüler çocuk kitabi Charlie'nin Çikolata Fabrikasi'na dayanan film, dünyaca ünlü bir çikolata fabrikasinin sahibi olan Willy Wonka’nin maceralarina ve fabrikada çalisan Umpa Lumpalarla nasil tanistigina odaklaniyor.
 
Gayet başarılı bir filmdi . Oyunculuklar iyiydi . Film müzikal bir filmdi , ben sorun etmedim ama belki bazılarınız için bir sorun teşkil edebilir. 


CABRINI 2023 (TARİH KATEGORİSİNDE)


İtalyan göçmen Francesca Cabrini'nin, New York'ta yoksulluk ve hastalıkla mücadele eden bir kahramanlık öyküsünü anlatıyor. Sağlık sorunlarına rağmen, Cabrini girişimci bir zihinle umut imparatorluğu kurmaya kararlıdır. Film, Cristiana Dell'Anna'nın canlandırdığı Katolik misyoner Francesca Cabrini'nin hayatını ve New York'ta hayır işleri yapma çabalarına karşı gelen direnci ele alır. Cabrini'nin, 19. yüzyılın sonlarında New York'ta karşılaştığı cinsiyetçilik ve İtalyan karşıtı önyargıları da gözler önüne serer. Bu film, Cabrini'nin kararlılığını ve insanlık için verdiği mücadeleyi vurgulayarak güçlü bir mesaj sunar. Aynı zamanda, o dönemin sosyal ve siyasi atmosferine de ışık tutarak, izleyiciye tarihsel bir perspektif sunar.
 
Yetimhane ve hastane inşa eden bir rahibenin hayatı güzeldi. Cesaret, azim ve cömertlği övülmeye değerdir.

 
MADAME WEB 2024 (FANTASTİK KATEGORİSİNDE)
 
Cassandra Webb, Manhattan'da bir sağlık görevlisi olarak çalışan bir kadındır. Geleceği görebilen Cassandra, bir gün Ezekiel Sims adında bir adamın üç genç kadını öldürmeye çalıştığını görür. Bu durum Cassandra için hem önemli hem de tehlikelidir. Ne olduğunu tam olarak anlamasa da, Cassandra, Ezekiel'in amacını engellemek için harekete geçer. Cassandra, Ezekiel'in peşine düşerken, onunla birlikte geçmişlerini anlamak ve günümüz dünyasında hayatta kalmak için üç genç kadınla bir ortaklık kurar. Artık Cassandra, onlara yardım edebilecek tek kişidir. Ancak Cassandra, rakibiyle karşı karşıya olduğu için her zaman iki adım önde olmalıdır, çünkü o da geleceği görebilmektedir. Bu durumda, Cassandra'nın yeteneklerini kullanarak, Ezekiel'in planlarını bozmak ve genç kadınları korumak için her türlü zorluğa göğüs germesi gerekecektir. Cassandra, geleceği görebilse de, bu durum onun için kolay bir görev olmayacaktır.
 
Başlangıç filmi olarak fena değil, devamını da izleriz belki...

Doğuştan beyin felçli olan Christy Brown, konuşmasını ve hareketlerini kontrol edemiyordu. Ama zekâsı ve cesareti onun okuma ve yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenebilmesini, hatta bu kitabı yazabilmesini sağladı. Christy Brown, kendi yaşam öyküsünü kaleme aldığı bu kitabında bütün bunları öğrenebilmek için sol ayağını kullanarak nasıl büyük bir mücadele verdiğini ve hayata nasıl tutunduğunu anlatıyor. Yazarın, bu kitabın devamı niteliğinde sayılabilecek “Her Gün Hüzün” adlı başka bir kitabı daha bulunuyor. Sol Ayağım, Christy Brown’ı Daniel Day-Lewis’in canlandırdığı aynı adlı, çok başarılı bir filmle beyaz perdeye de uyarlanmıştır. Büyüleyici ve eğlenceli... Okuyana ilham veriyor. Irish Times Bir cesaret hikâyesi... - Sunday Times -
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
Çok güzel bir mücadele hikayesi. Uzun zamandır okumayı öteliyordum iyi yapmamışım. Filmini de izledim.
 
ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR;
 
Yazmak, ölümsüzleştirebilir ama sesin yaptığı gibi iki insan arasındaki boşluğu kapatan bir köprü kuramaz
*****
Kitaplar evimizde pek sık görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti
*****
Sadece yazılı kelimelerle anlatılamayan “hissettirilemeyen” bazı duygular da vardır.
*****
Ben fark edilen biri olmak istemiyordum, diğer insanlar gibi sıradan olmak istiyordum
*****
Geçmiş yalan söylemez geçmiş değişmez.
*****
Edebiyat zevki diğer zevkler gibi kişiden kişiye değişir.
Eğitimin değeri ölçülemez.
*****
 

 
Beyin felçli olarak doğan Christy Brown, hastalığı nedeniyle hareketlerini kontrol edemez ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir yaşam sürer. Ancak çocukluğunda, sol ayağının felçten etkilenmediğinin farkına varması hayatını değiştirecektir. Christy sol ayağını kendine verilmiş bir şans olarak görür ve azmin de yardımıyla hastalığının etkilerini yenmeye çalışır. Bu çalışmanın sonucunda ise sakat vücudunun içinde gizli olan zeka ve yazma yeteneği ortaya çıkacaktır.   
 
Filmi harika kitabıda cok güzeldi mutlaka önce kitabı okuyup sonra filmini izlemelisiniz. (filmi de kitabı da İrlanda kategorisinde okudum ve izledim)


BODKIN 2024

İrlanda'nın sakin ve güzel bir sahil kasabası olan Bodkin, üç yabancının gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla sarsılır. Bu kaybolan kişilerin ardındaki sırları çözmek için bir araya gelen üç cesur podcast yayıncısı, kendilerini kasabanın karanlık geçmişinin ve şaşırtıcı gerçeklerin labirentinde bulurlar.
 
İrlanda manzaraları ile izlenen karman çorman bir 7 bölümlük dizi, bu arada podcast işinde bu kadar para var mı cidden????? Tasvip etmediğim bir kaç sahne mevcut, izlenmesede olur.

OKUDUKLARIM 2024/36 DE PROFUNDIS

29 Mayıs 2024

OKUDUKLARIM 2024/36 DE PROFUNDIS

 

 
Fırtınalı yaşamı boyunca her davranışıyla ya bir skandal ya da bir akım yaratan, her sözü bir özdeyiş haline gelen Oscar Wilde’ın Alfred Douglas’la yakın dostluğu, Douglas’ın babası Queensberry markisini çok kızdırmıştı. Marki tarafından eşcinsellikle suçlanan Wilde, dostlarının Fransa’ya kaçması için yaptıkları uyarılara karşın kaçmamakta direnince tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış, parlak ifadesine karşın suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezasının büyük bölümünü geçirdiği Reading Hapisha­nesi’nden Douglas’a yazdığı mektup, kendisini sefahate sürüklediği ve sonra da sahip çıkmadığı için genç adama yönelttiği suçlamalarla doluydu. Wilde’ın mektubu Douglas’ın eline geçmese de, 1905’te De Profundis adıyla yayımlandıktan sonra gerçek okuruna ulaşabildi. Edebiyat tarihinin bu ünlü mektubunu, yazarın yakın dostu ve hayranı André Gide’in önsözü eşliğinde, Roza Hakmen’in çevirisiyle sunuyoruz.
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
Mektup tarzında bir kitap. Sevgiliye yazılmış bir mektup. Erkeğin bayana değil, erkeğin erkeğe yazdığı bir mektup. (Oscar Wilde eşcinselmiş) Dili akıcı ve sade idi. 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Tanrı insanı; insan da sanat yapıtını yaratır.
*****
İnsan her zaman en trajik olanı istemeli
*****
Halk korkunçtur; insanı yalnız son yaptığıyla tanır.
*****
İlk konuşana verilen cezayla yanıtlayana verilen ceza aynı değildir; konuşmayı başlatan, ötekinin iki katı kadar ceza alır.
*****
Kötülüklerin en büyüğü sığlıktır.
*****
Kişiliğin temel taşı iradedir.
*****
Nefret her zaman sevgiden güçlüydü.
*****
Sevgiyi besleyen hayal gücüdür; hayal gücü bizi bildiklerimizden daha bilge, hissettiğimizden daha iyi, olduğumuzdan daha soylu kılar; bize "hayat"ı bir bütün olarak gösterir; başkalarını, hem gerçek hem de ideal ilişkilerinde anlamamızı yalnızca hayal gücü sağlar. Sevgiye yalnızca güzel şeyler, incelikli düşünce besler. Ama "nefret"i herhangi bir şey besleyebilir.
*****
Nefret insanı köreltir.
*****
Kötülüklerin en büyüğü sığlıktır. Anlaşılan her şey doğrudur.
*****
Nefretin insanları körelttiğini söylemekte haklı mıyım?
*****
Sevginin amacı sevmektir; yalnızca sevmek, sonuna kadar sevmek.
*****
Acı çekmek uzun süren bir andır. Onu mevsimlere bölemeyiz. Yalnızca ruh hallerini saptayıp yinelenişini kaybedebiliriz. 
*****
Körlük öyle bir noktaya gelebilir ki, sonunda gülünçleşir; hayal gücünden yoksun bir yaradılış ise eğer harekete geçirilmezse taşlaşarak mutlak bir duyarsızlığa düşer. Öyle ki, beden yiyip içer, çeşitli hazlar tadarken barındırdığı ruh ölmüş olabilir.
*****
İnsanın kendi içinden yarattıkları dışında hiçbir şeyin en ufak bir değeri yok gözümde.
*****
Çok şeye sahip olanlar genellikle haristir. Fazla şeyi olmayanlar her zaman ellerindekini paylaşır.
*****
Tıpkı "sanat" taki gibi kişiliğin ahlaki gelişimde de insanın tek ilgilendiği şey, belirli bir nesnenin ya da olayın, belirli bir anda kendisine ne ifade ettiğidir.
*****
İnsanın kendi deneyimlerini reddetmesi, kendi gelişimini durdurması demektir. Deneyimlerini reddetmek, insanın kendi yaşamına yalan söyletmesi demektir. Ruhun reddedilmesi gibidir.
*****
 Yaşamın sırrı acı çekmektir. Her şeyin arkasında saklı olan odur. Yaşamaya başladığımızda bize hoş gelen şeyler öyle hoştur, acı gelen şeyler de öyle acıdır ki, kaçınılmaz olarak bütün isteklerimizi zevke yöneltir, yalnızca "bir-iki ay balla beslenmek" peşinde koşmayıp hayatımız boyunca ağzımıza başka şey koymak ister, bu arada ruhumuzun aslında besinsizlikten öldüğünün farkına varamayız.
*****
"İnsanda en ender rastlanan şey, kendine ait bir davranıştır." der Emerson. Büyük ölçüde doğrudur da. İnsanların çoğu, başka insanlardır aslında. Düşünceleri bir başkasının fikirleri, hayatları bir taklit, tutkuları birer alıntıdır.
*****
Kültür de insanın kişiliğini yoğunlaştırmıştır.
*****
Cahil kişinin ruhunda her zaman büyük bir fikre yer olduğunu bilirdi. Ama aptal insanlara, özellikle de eğitimle aptallaşmış olanlara tahammülü yoktu.
*****
Hayal gücü "sevgi"nin dışavurumudur ve bir insanı öbüründen ayıran, sevgi ve sevme yeteneğidir.
*****
Tüm yüce fikirler tehlikelidir.
*****
Pişmanlık anı başlangıç ânıdır. Hatta daha da fazlasıdır. İnsanın geçmişini değiştirmesini sağlar.
*****
Son bilinmez, insanın kendisidir. İnsan güneşi teraziye koyup tarttıktan, ayı adım adım ölçtükten, yedi kat göğün yıldız yıldız haritasını çıkardıktan sonra bile, geriye kendisi kalır. Kendi ruhunun yörüngesini kim hesaplayabilir?
*****
Nesnelerin kendileri pek önemli değildir, gerçek bir varlıkları yoktur. Önemli olan tek şey ruhtur.
*****
Daha iyi bir insan olmaya niyetlenmek, bilime aykırı bir saçmalıksa da "daha derin " bir insan haline gelmek, acı çekenlerin ayrıcalığıdır.
*****
"Çağdaş sanat"ın gerçek amacı genişlik değil, derinliktir.
*****
Sanat ancak taklitin bittiği yerde başlar.
*****
Biz kederin maskaralarıyız. Kalbi kırık palyaçolarız.
*****
Sanatta iyi niyetin hiçbir değeri yoktur. Kötü sanatın tüm örnekleri iyi niyetin sonucudur.
*****
Sen insanın duygularına bedavadan sahip olabileceğini sanıyorsun. Yanılıyorsun. En ince, en fedakarca duyguların bile bir bedeli vardır. Ne tuhaftır ki, onları ince kılan da budur.
*****
Bir duygunun bedelini ödemek zorunda kaldığın an, duygunun niteliğini öğrenecek ve bir adım atmış olacaksın. Unutma ki, duygularına kendilerini kaptıranlar aslında mutlaka alaycı kişilerdir.
*****
Aile yaşamı sokaklarda sallanacak kırmızı bir bayrak, dama çıkıp öttürülecek bir borazan değildir.
*****
Kendi dünyalarından kopanlar, yalnızca çevrelerinş değiştirmiş olur, kişiliklerini değil. Girdikleri dünyaya uygun düşünce ve tutkuları edinmezler.
*****
Büyük tutkular, ruhen büyük kişilere göredir, büyük olayları, ancak onlarla aynı düzeyde olanlar görebilir.
*****
Ruh yüceliği bulaşıcı değildir. Yüce düşünceler, yüce duygular, varoluşlarıyla zaten tecrit edilmiştir.
*****
Sırlar göründüklerinden daha küçüktür.
*****
İnsan her yaptığının karşılığını ödemek zorundadır.
*****
Yapılan her şeyin bedeli biri tarafından ödenmek zorunda.
*****
Hayal gücü, insanın kişi ve olayları hem gerçek, hem de ideal ilişkilerinde görmesini sağlayan niteliktir.
*****
"Tevazu" karşısında hiçbir şey olanaksız, "sevgi" karşısında hiçbir şey zor değildir.
*****
Nesneler, insan nasıl bakıyorsa öyle var olur.
*****
Belki şans, sana çok daha olağanüstü bir şeyi, "keder" in anlamını ve güzelliğini öğretmek için seçmiştir beni.

 
 

HER SÖZ, SAHİBİNİN KALBİ NASILSA AĞZINDAN ÖYLE ÇIKAR.

27 Mayıs 2024

HER SÖZ, SAHİBİNİN KALBİ NASILSA AĞZINDAN ÖYLE ÇIKAR.

 

netten alıntıdır
 
YAŞAMA NASIL BAKIYORSAN O DA SANA ÖYLE BAKIYOR: BİLGELİK VE SEVGİ İLE BAKIYORSAN HERŞEY BİLGELİK VE SEVGİYE GİDEN YOL OLUYOR!...
Jack Ensign ADDİNGTON
 
Hellinger der ki:  “Suçluluğu koy cebine ve oradan uzaklaş”...Suçluluk zinciriyle bağlı hissettiğin varlıklarla, zincirden kurtulmak için kurduğun her ilişki, zinciri daha da sağlam hale getiriyor..Yapacağın tek şey, zinciri karşıdakinden çözmek olacaktır. Kendi yoluna giderken sende kalan zincir yerlere sürtecek ve bol miktarda ses çıkaracaktır. Sakın durma...yoluna devam et...zaman içinde şıngırtılar daha az tırmalayıcı olacak ve en sonunda zinciri sana bağlayan kilidin kendiliğinden açıldığını göreceksin. Buna sabretmelisin, asla geri bakmamalısın. Asla suçluluğu seni hiç durmadan suçlayan ve değişmeye niyeti olmayan insanla birlikte çözmeye kalkamamalısın...Hellinger'in dediği gibi, “suçluluğu koy cebine ve oradan uzaklaş”...
Düşüncelerinizi değiştirirseniz kaderinizi de değiştirirsiniz!...
Yaşama nasıl bakıyorsan o da sana öyle bakıyor. Bilgelik ve Sevgi ile bakıyorsan, her şey, BİLGELİK VE SEVGİYE giden yol oluyor.
Korku ve Şüpheyle bakıyorsan korku ve şüphe dolu insanların olayların oluyor.
Bakış açını değiştir, yaşamın değişsin...
Başarılı insanla, başarısız bir insanlar arasındaki fark; başarısız insanlar probleme takılır kalırlar. Problem onların odak noktası olur. Başarılı insanlarsa, problemle karşılaştığında doğru soruları sorarak hemen çözüme odaklanırlar.
Karşılaştığınız her zorlukta bu durumu nasıl tersine çevirebilirim? Bu durumdan nasıl yararlanabilirim? Bu durumdan ne ögrenebilirim? Soruları sizi direkt çözüme odaklayacaktır.
 Eğer yaşamınızın kontrolünü elinize almak ve iç motivasyonunuzu kontrol edebilmek ve digerlerini motive etmenin stratejilerini ögrenmek isterseniz…
Kisisel Gelisim yolculugunuzda sizi güçlendiren soruların yaşamınızda bir fark yaratması için çözüm odaklı olun!
Şartlar ne olursa olsun olumlu bakmanın bir yolunu bulun!...
Sadece doğru soruyu sormanız odak noktanızı değistirecek ve çözüm kendiliğinden gelecektir.
Yapmamız gereken şey sadece soruyu sormak. Cevabını bilmek zorunda bile değilsiniz.
 
Yaşamınızda gerçek anlamda bir degisiklik yaratmak istiyorsanız, bireysel gelisiminiz için soru sormayı alıskanlık haline getirin.
Soruna değil çözüme odaklanın 
 
1- Bu Problemin harika yanı nedir?
2- Neler henüz mükemmel değil?
3- Bunu istediğim hale getirmek için neleri yapmaya istekliyim?
4- Bunu istediğim hale getirmek için neleri yapmamaya istekliyim?
5- Bunu istediğim hale getirmek için gerekenleri yaparken bu süreci nasıl zevkli kılabilirim?
 
Bireysel Gelişimimizle ilgili  herhangi bir kriz anında sorulacak sorular
 
1- Şu anda hayatımda beni mutlu eden şey ne?
2- Şu anda hayatımda bana heyecan veren şey ne?
3- Şu anda hayatımda ne ile gurur duyuyorum?
4- Şu anda hayatımda neye minnet duyuyorum?
5- Şu anda hayatımda en çok neden zevk alıyorum?
6- Şu anda hayatımda adanmış olduğum şey ne?
7- Kimleri seviyorum? Kimler beni seviyor?
8- Kendimi yenilemek için neler yapabilirim?
9- Şu anda beni en çok üzen şey ne? Neden?
10- Bu üzüntüyü aşmak için yapabileceklerim neler?
 
Kendini, hayatı ve evreni anlamak için her yerde kullanılan tek bir deyiş vardır. “Sorgulayınız!”
Doğru soruları sorun
Kararlarınızın sonuçlarından korkmayın
Sezgilerinize güvenin
Duygularınızı küçümsemeyin
Şeytanın avukatı olun
Gidenin ardından yas tutmayın
Ayrıntılara boğulmayın
Yaşam gözlüklerinizi değiştirin
Toplumsal baskılara yenilmeyin
Seçenekleri azaltın
Topu başkasına paslayın
Farkındalığın 3 Kuralı:
 
Dikkatinizi nereye kanalize ederseniz, enerjiniz de o yöne akar.
 Enerjinizi ve dikkatinizi yönlendirmek için kendinizi gözlemlemelisiniz.
Kendinizi gözlemlemeniz için sürekli egzersiz yapmanız gerekir.
 
Jack Ensign ADDİNGTON
 

Hepinize güzel , mutlu, huzurlu, sağlıklı ve başarılı bir hafta diliyorum. Ben de herhangi bir değişiklik yok, okuyorum, izliyorum, pişiriyorum, yiyorum, kendi çapımda geziyorum, uyuyorum:)) 
 
 
Bütün canlara sahip çıkalım, uyutmakta nedir????????????

 
Sıradan insan kâr ve kazanca değer verir;
yöneticiler şan ve şohrete değer verir;
akıllı insan amaç ve hedeflerine değer verir,
bilge insansa ruhu bir hazine gibi görür.
Bu nedenle saflık "dışarıdan bir şeyin karışmaması"; sadelik ise "ruhun bozulmaması" demektir.
Saflığı ve sadeliği anlayan kişiye gerçek insan denir.
 
Chuang Tzu/Uyanış


 

Yeni kitaplarım....
 
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevdiğin bitkin kalmalı sevilmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMOĞLU
 

THEM isimli bir diziye başladım umarım severim. 

 
ÇİFT KÖR 2023
 
Çift Kör (Double Blind) , Yedi genç, yeni bir ilaç türünün denemelerine katılmak üzere geleceğe ait bir tesiste bir araya gelir. Rutin bir tıbbi araştırma olarak başlayan bu süreç, test deneklerinin 4 gün boyunca uyuyamaması ile beklenmedik bir hal alır. İlaç, beyinde büyük uykusuzluğa ve beklenmedik reaksiyonlara neden olmaktadır. Nihayet uykuya daldıklarında ise onları dehşet verici bir ölüm beklemektedir. Laboratuvarda mahsur kalan bu denekler, uykusuzlukla mücadele edip hayatta kalmak için zorlu bir savaş vermek zorundadır.
 
Filmi izledim. Farelerin yerine insanların kullanıldığı bir ilaç şirketinin laboratuar ortamı... Siz siz olun nereye ne için gittiğinizi ailenize ve dostlarınıza söyleyin.  

 
 
Tekrar görüşmek dileğiyle hoşçakalın
 


ALTINI ÇİZDİKLERİM

22 Mayıs 2024

ALTINI ÇİZDİKLERİM