BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ

 

 

 

BAZEN ÖLMEYİ DÜŞÜNÜYORUM 2023

 

İşyerine yeni katılan bir kişiyle romantizm anlamında büyüleyici bir ilişkiye giren Fran karakterini ele alacağım. Fran, yaşamın sona erme olayına dair düşünmeyi seven, oldukça dikkat çekici bir karakter. Diğerlerinden farklı bir şekilde, ölüm konusunda düşünmek ona bir nevi huzur veriyor gibi görünüyor. İşyerinde yeni biri olan "o" çocukla tanıştığında, Fran'ın farklı düşünce yapısı ve karakteri onu güldürür. Bu, onların birbirleriyle tanışmalarına, sonra çıkmalarına ve daha derin bir ilişkiye doğru ilerlemelerine sebep olur. Ancak, hikayenin burada bir çıkmaza girdiğini görüyoruz. Fran'ın ilişkiyi ilerletme konusunda çekimser olmaya başlaması, baş karakterimizin zihnini sürekli meşgul eden ölüm konusunda yeniden düşünmesine neden oluyor. Hikayenin ana teması haline gelen bu çelişki, onların romantik ilişkisinin ilerlemesine engel oluyor. Fran, ölümle ilgili düşünceleri nedeniyle kendi yoluna engel oluyor ve bu, ilişkilerini karmaşık bir hale getiriyor. Sonuç olarak, Fran'ın ölüm düşünceleri ve yeni bir adamla romantik bir ilişkiye girmesi etrafında dönen bu hikaye, izleyicilere, yaşam, ölüm ve aşk üzerine düşünme fırsatı sunuyor. Fran karakterinin karmaşık ruh hali, izleyicinin duygusal yoğunluğu hissetmesini sağlar. Kendi duygusal labirentinde kaybolan Fran'ın hikayesi, izleyicinin kendi iç dünyasında da benzer duygusal sorgulamalar yapmasına neden olabilir. Bu film, hayatın karmaşıklığını ve kişisel çelişkileri gözler önüne sererken aynı zamanda insanın kendi iç dünyasında yolculuk yapma fırsatı sunuyor.

 

Romantik kategorisinde izlediğim ama romantik bulamadığım bir film oldu. 

 

WIT 2001

 

Vivian Bearing;kuralcı olduğu kadar da inatçı bir edebiyat profesörüdür. Bir gün, yumurtalık kanseri olduğunu öğrenir. Hikaye boyunca, Vivian'ın tedavisi sırasında yaşadıkları, kanser döngüsünün ondan aldıkları, en can alıcı noktalarıyla izleyiciye aktarılır.

Vivian'ın tedavisini kendi inancı için bir sınav haline getirmiş olan Dr. Jason Posner, olan bitenin insani yönüne odaklanmış hemşire Susie Monahan ve ne olursa olsun sonuç isteyen Dr. Kelekian filmin diğer karakterleri.
Vivian Bearing'in hikayesi, safhalar halinde ele alınıyor. Her safha yaşamını kalemine adamış bir kadın için başka bir iç muhasebenin başlangıcı. Margaret Edson'ın oyunundan sinemaya uyarlanmış, etkileyici bir drama.

 

Tıp kategorisinde izlediğim bir film. 

Başka film izlemek isterseniz tıpla ilgili

https://doktorlarsitesi.net/2016/08/29/tipla-ilgili-izlenmesi-gereken-16-film/

 

OKUDUKLARIM 2024/62 HAYAT TESELLİ OLMAKTIR

 

 

 

Marx’ın ‘’Kapitalizm , gölgesini satamadığı ağacı keser .’’cümlesi ile Efendimizin ‘’Hurma sizin halanızdır. ‘’ Hadis-i Şerif’ini aynı gün öğrendim. İlkini anlayacak kadar eleştirel bakışım gelişmemişti henüz.Efendimin cümlesinin anlamını içimde hazır buldum. Her ağacı o gün bugündür akrabam bildim. Ağaçların en çok gövdesine sarılmayı sevdim. Ağaçların gövdesine sarılmayı sevdim . Çünkü canımın canı Annem bulduğu her toprağa ağaç dikerdi. Annemin, hayatın acılarına karşılık bir teselli olarak ağaç dikişini idrak ettiğimde , otuzlu yaşlarımı geride bırakmıştım. Ömür denilen şeyin bir teselli arayışı olduğunu öğrenmeye henüz başlamıştım. İşte tam o sıra Yusuf Hemedani’nin cümleleri mihmandarım oldu. ‘’Hayat Teselli Olmatır , herkes tesellisini kendi nev’inden arar ‘’ diyordu. Yusuf Hemedani . Ben tesellimi kelimelerde buldum.

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

 

Yine severek okuduğum bir kitap oldu. Kısa bölümler halinde olmasının da ayrı bir güzelliği vardı. Köşe yazılarından oluşuyor.

 

KİTAPTAN ALTINI ÇİZDİKLERİM;

 

Annem bulduğu her toprağa ağaç dikendi.

*****

Ömür denilen şeyin bir teselli arayışı olduğunu öğrenmeye henüz başlamıştım.

*****

Hayat teselli olmaktır.

*****

Kıyamet kopacağını bilseniz bile bir ağaç dikin.

Hadisi şerif

*****

Bu dünyaya ağlayarak geldik, herbirimiz nefes aldığımız sürece teselli aramaya devam edeceğiz. Bazen hiç tanımadığımız birinin ağzından duyduğumuz bir cümle "söyleyene değil söyletene bak" diyerek tesellimiz olacak, bazen gördüğümüz bir sahne. Bazen okuduğumuz kitabın satırları.

Mümine yeis haramdır, öyleyse her birimiz kendi yolumuzda tesellimizi aramaya devam edeceğiz.

*****

Allah yeryüzündeki kulları için sayısız teselliler halk etmiştir. Bize düşen içimizdeki gurbet acısını bastırmak için, Allah'ın bize sunduğu tesellileri bulmak görmektir.

*****

Çocuk önce, süt emme kabiliyetinde doğar, bir müddet susar ve tamamı ile kulak kesilir.

Mevlana

*****

Gerçek sohbet hakiki meraklarla başlar.

*****

Sen gelirsen

Sözlükler açılır, gülüşüne bir isim bulabilmek için

......

İmkansız kapatılır.

Hüseyin ATLANSOY

******

Zengin silkinse fakir bay olur.

Atasözü

*****

Küçükken dua ezberleyenler istedikleri zaman o duayı yeniden hatırlayabiliyor.

*****

Mülk Allah'ın

*****

Dünya ikiye ayrılıyor; kalbi olanlar ve kalbi olmayanlar.

******

Entellektüellerin hayat sezgisi zayıftır.

*****

Aynı nehirde iki defa yıkanamazsın.

*****

Dün geçti düne dair söz de geçti canım. Bu gün yeni şeyler söylemek gerek.

*****

BERLİN 1969
Şimdi Giritli Aziz Efendi’nin ruhu
Berlin İslam mezarlığından,
Der ki: Her türk benim kitabımdan bir Cevat’tır.
Çünkü her türk kendi yüreğine
Acılar dokuyan bir tezgahtır.
Bizler birer Sadullah Paşa’yız yurt dışında;
Bizi sadece acı bekler zira,
Kalbimiz hüzün oklarına açık
Delik-deşik bir nişangahtır.
Bizde sevgi elemdir ve “türk hüznü”nü
“Alman hüznü”ne çeviren
Hiçbir kambiyo bürosu yok henüz.
Hepimiz dertli büyürüz, hayat bizim için,
Kederle kurtuluş arasında bir berzahtır. 

Hüsrev Hatemi

*****

Yazmak amaç değil araç olmalı

*****

Yazı ve hayat birbirini etkiler.

*****

Korkusuz olduğunu söyleyenler en büyük yalancılardır. Cesaret, bildiğimiz korkuları yenebilmek için sarıldığımız kurtarıcımızdır.

*****

Korkusuz adam yoktur. Korkusunun farkında olmayan adam vardır. Onları kendine yoldaş edinme. Seni nerede bırakacağı, korkusuna nerede yenileceği belli olmaz.

*****

Hayat tecrübesi, kimin yalan söylediğini kimin hakikati söylediğini ve sakladığını anlama kabiliyetidir.

******

Eskiden kayınvalideler gelin ararken, genişçe bir tepsiden ağzı oldukça dar tepsinin içine su doldurmalarını isterlermiş. Müthiş bir test değil mi? Ben sadece sabırlı insanlar ile çalışabilirim.

*****

.....Biri, olayı görür; kendini görür; kendini olayı görürken görür, kendini olayı gören başkalarını görürken görür ki;  bu başkaları da belki kendilerini olayı görürken görmektedir. Demek ki icra, icracılar ve izleyiciler vardır; ve kendini gören bir kendi vardır ki, bu icracı, izleyici ya da izleyicilerin izleyicisi olabilir.

R. SCHENER

*****

Bir yabancı transit istasyonunda bekler bulurlar kendilerini; artık anavatanlarından onlara kalan sadece kendileridir; kendi elleri, kendi gözleri, kendi ayakları, omuzları, bedenleri üzerlerine geçirdikleri giysiler ve bir çatı özlemiyle geceleri altında uyumak için başlarına çektikleridir.

John Berger

*****

Tesellini gönder.

Bizi dua eden kullardan eyle.

Hep duanın içinde hep duada...

Amin

*****

Neden işkence yapanlara, işkence yaptıkları insanların çekmiş olduğu acı az gelir.

*****

Doğru bir dünya için, dünyanın bütün işçileri birleşemedi.

Doğru bir dünya için, dindarlar birleşemedi.

Doğru bir dünya için, kadınlar birleşemiyor.

Yozlaşmış dünyada "önce ben" diyenlernasıl da tek bacak.

*****

İbretini çıkaramadığımız hikayeler ağır bir taş gibi oturup kalıyor bilincimizin üstüne.

*****

Çoğu zaman kul, rızkının nereden geleceğini de bilmez. Nitekim Allahu Teala buyurdu ki; Allahtan korkanlara bir kapı açılır ve bilmedikleri yerden rızıkları önlerine gelir.

*****

Aç gözlü ve hırslı insan tipi Hz. Adem'in ilk çocuklarından bu yana dünyada dolaşıyor.

*****

İnsanlar rızkını bulmak için risk almak zorunda kalıyor.

*****

Hayat sokaklarda

*****

Onuru olan biri asla yoksul değildir.

*****

Sen Peygamber değilsin! Böyle her şeye üzülür herkesin derdiyle dertlenirsen büyümek sana haram olur.

*****

El unutuyor kendi derdini, sen unutmuyorsun elin derdini

*****

Cevabını bilmediği soruları da sorar insan kendine öyle değil mi?

*****

Vasıtalar modernleştikçe insanların davranış kodları da bu modernliğe ayak uyduruyor. Daha doğrusu modern vasıtalar insanın etrafı ile iletişim kurmasını engelleyerek "merkeze" bağlanmasını sağlıyor. Merkeze, yani kulağındaki iPod'a ya da ekrandaki görüntüye. "merkeze" bağlanmayı reddedenler yani ille de kendi açıklarında batmayı tercih edenler için kitap okumanın dışında bir seçenek kalmıyor.

*****

Her kitap her mekanda okunmaz.

*****

Bulutlar bizi sükûnete davet eder. Aşağımızda dostlar, düşmanlar, kederler ve korkular kol gezer; fakat onlar, yeryüzü üzerindeki minicik tırnak izlerinden ibarettir artık. Bunun böyle olduğunu zaten biliriz ya, yine de uçakta oturmuş, başımızı pencerenin soğuk camına dayamışken, bu gerçeklik daha bir gerçekmiş gibi gelir bize.

 

Alain BOTTON /Seyahat sanatı kitabı 

*****

Bir anlık insanların hayatına dokunup geçme. Birini gazete okurken görürüz bir anlığına. Birini camdan bakarken.... Uzaklaşırken hiç bilmediğimiz bir hayata birkaç saniyeliğine temastır trenden seyredilen hayat.

 

Alain BOTTON /Seyahat sanatı kitabı 

*****

Sermaye ne hikaye yazabilir ne efsane! Her şey insanla güzel.... Hakiki insanla. Mal sahipleri müesseselerindeki "o bir insanı" görebildikleri sürece sırtları yere gelmez. Devletler " tek bir insan"ı kıymetli görüp de o bir insan için dağları deler olduğunda yıkılmaz.

*****

Her aşk bulunduğu kalbin şeklini alır. Ve her kalp yaşadığı aşk kadar şekillenir.

*****

Her kul bilmese de gönlünün çapınıi kendini aşka gücü yetenlerden sayar. Herkesin aşkı kendinedir, taşıyabildiği kadar.

*****

Aşka düşen her sevdalı kendi yangınını ilk bilir.

*****

Schopenhauer kendine ait gözlemleri olmayan yazarların yazar olamayacağını söyler.

*****

 

DEVAMI YARIN 

 

 

 

  

OKUDUKLARIM 2024/61 KARABAĞ'A DÖNÜŞ

 

 

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

 

Azerbaycan'ın 44 günlük mücadelesinin anlatıldığı şiirlerin yer aldığı bir 71 sayfalık kitaptı.

 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

Bir coğrafyayı vatan kılan, bir milletin o toprakta yarattığı milli ve manevi değerlerdir.

*****

Bir kere yükselen bayrak bir daha inebilmez.

*****

Hak, adalet yolunda sona dek savaşmaktır.

*****

Hak adalet yolunda ölmek de bir tövbedir.

*****

Kelime-i şahadet yüreklerde beslenir.

*****

Yaralı dost yük değil

*****

Allah bir güç veriyor, çoşuyor damarda kan.

*****

Ne yazık karnı doyan unutur geçmişini.

*****

Harama el uzatsa elbet kırar dişini

*****

Adalete sırt veren vermez namertlere can!

*****

Halkın ruhu bütünse bütündür geleceği

*****

Kimse bizim duygularımızla, aklımızla, irademizle oynayamaz.

*****

Halkı yaşatanlar ölümsüzsüzdür! Halkı yaşatanların ömrü halkın ömrü gibi edebidir.

*****

Güçlü bir ordusu olmayan devletlerin sözü de dikkate alınmaz.

*****

Hiçbir milletin kaderi, iktidarı kazandıracak seçimlere feda edilemez.

*****

Hiçbir milletin kaderi kağıt üzerinde bir kararname ile belirlenemez.

Her ulus kendi kaderini belirler.

*****

Birbirimizin dostlarını dost, düşmanlarını düşman olarak görelim.

*****

Hakkı güçsüz bilip gülmek günahtır.

*****

 

 

 

 

 

OKUDUKLARIM 2024/60 KÖR KUŞLAR

 

 

 Boğularak öldürülmüş genç bir kadın. Çalıntı bir silahla intihar eden asosyal bir adam. Tüm ipuçları bir aşk cinayetine işaret etse de ölmeden yalnızca birkaç hafta önce tanıştıkları ve aralarındaki tek bağlantının gizemli fotoğraflarla birleştirilen ünlü şiirlerin paylaşıldığı bir Facebook grubu olduğu ortaya çıkar. Bir önceki davada neredeyse her şeyini kaybeden Beatrice Kaspary, yeniden çetrefilli bir oyuna çekildiğini bilse de hislerine güvenmekte kararlıdır. Takma isimle gruba dahil olduktan sonra, paylaşımların ardında esrarengiz mesajlar olduğunu fark eder. Elinde yeteri kadar delil olmadan araştırmasına devam ederken gruptan bir kadının daha ölmesiyle, akıl zorlayıcı bir satranç maçının ilk hamlesi ile karşı karşıya kalır. “Merak uyandırıcı gerilim romanlarında Poznanski ismine gözünüz kapalı güvenebilirsiniz.” Bücher

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

 

Konu güzeldi beğendim, ilk sayfalar sıkıyor ama sonra açılıyorsunuz. 

KİTAPTAN ALINTILAR;

Bana durmadan dış görünüşe göre hareket etmemek gerektiğini söylersin.

*****

Kader tuhaf yollar çizer, biz anlamını çok sonra anlarız.

*****

Hayattaki en önemli şey, giderken ardımızda bıraktığımız izler.

*****

Haber vermeden gelenleri evime almaktan pek hoşlanmam.

*****

İnsan sohbet edeceğiniz kişinin ne kadar konuşkan ya da içine kapalı olacağını önceden bilemiyor.

*****

Öfke kısa süren bir delilik halidir.

*****

Şiirler müzik gibidir. Onları anlamak zorunda değiliz, onları hissetmeliyiz.

*****

Çözümlenmeyen her ölüm vakası daha öncelikli.

*****

Sevginin bağları ölümle kesilmez.

Thomas Mann

*****

Şiir dostları melankoliye ve hayatlarına erkenden son vermeye eğimliler.

*****

Tanımadığınız insanları yargılamakta hoş değil.

*****

Kendi çıkardığı sonuçlara tutkuyla bağlanması, insanı başka bir seçenek göremeyecek kadar kör ederdi.

*****

Eğer birileri liderin küçük düşmesine sebep olursa adamları bunu asla unutmaz.

*****

 

 

DOĞRU OLANI YAPMAMIZ, ÇOK İSTEDİĞİMİZİ YAPMAKTAN DAHA HAYIRLI OLUR.

 

 

 

BİRİSİ ZOR BİR ZAMAN GEÇİRDİĞİNDE SADECE SESSİZVE YANINDA OLDUĞUNUZU HİSSETTİRİN

 
 “Zaman sonsuz şimdidir, geçmiş ya da gelecek yoktur.
Geçmişinizi ya da geleceğinizi tayin eden zamanla ilişkinizdir.
Geleceği görme dediğiniz şey, fizik dünyanın sınırlarından çıkıp geleceği gördüğünüz andaki durugörü veya uyum yeteneğidir.
Bu yolla harekete geçirdiğiniz sebebin sonucunu, yani özgür iradenizin neyi yarattığını görürsünüz.
Ancak bu zamanı değil zamanla olan ilişkinizi etkiler. Bu yüzden özgür iradeniz her zaman sonsuz şimdide devreye girer.”
SILVER BIRCH/Ruhsal Alemin Işığı/Sayfa: 23-28

İçinde bulunduğumuz şu zamanda arkadaşlarınızdan ve ailenizden uzaklaşmanız doğaldır. Ayrılık kaçınılmazdır ve şu an dünya gezegeninde büyük bir enerjetik ayıklanm devam etmekte olduğundan bu süreçleri yaşamak çok normaldir.
Pekçoklarınız bu süreçte gerçekten yalnız hissedecektir, sanki hiç kimse sizi anlamıyor gibi gelecektir ama hiç kimse aynı sayfada değildir. Sadece şunu bilin; bunun nedeni şu an gezegende büyük enerjetik bir yeniden yapılanmanın gerçekleşiyor olması ve kendinizle yalnız zaman geçirmeye daha fazla ihtiyacınız olmasıdır.
Ruhunuzun ilahi frekansını fizik bedeninize alabilmek ve onu mümkün olan her yönde yükseltmek ve de güçlendirmek önemlidir. Bunu meditasyonla, müzikle, sanatla, doğayla birleşmeyle, bir süre sosyal medyadan uzaklaşmakla yapabilirsiniz…
Bu şekilde enerjinizi güçlendirirsiniz ve frekansınız da tıpkı bir mıknatıs gibi titreşim olarak size yakın olanları çekecektir…
Pekçoklarınız aynı düşünceleri, aynı alışkanlıkları, aynı davranış modellerini devam ettirdikleri bir döngüyü sürdürmekte. Eğer kendinizi birşeylerin olmasını bekleyen ve yaşam sırasındaki düşünce ve eylemlerinin sorumluluğunu reddeden, sanki koşulların bir kurbanıymış gibi hisseden kapalı bir döngü içinde bulursanız, bu böyle bir durumun içinden çıkmak için son çağrıdır. Ataletin üstesinden gelin, kurban rolünden çıkın ve hayatınızda pozitif değişimler yapmaya başlayın. Aksi halde gelecek olan bir fırtına ile birlikte kayıp gidebilirsiniz. Hiç kimse fırtınadan kaçamayacak ama herkes onu farklı deneyimleyecektir.
Birisi zor bir zaman geçirdiğinde, sadece onunla oturun.
Öğüt veya tavsiye olmadan. Sadece orada olun.
'Var' olmak doğası gereği pozitiftir. Dinlemek, şahit olmak, gözlemek, kucaklayan bir kalp ile alanı tutmak iyileştiricidir.
Bazen başkalarına karşı şefkat duygumuz aktive olduğunda onları veya bir durumu 'düzeltmek' için içsel bir eğilim hissederiz.
Ve bir çok durumda her ne kadar bu genellikle iyi niyetli olsa da başkaları 'düzeltilmek' istemez,
Onlar duyulmak, Sarılmak ,Hissedilmek, Anlaşılmak,  Sevilmek isterler..  ( Conscious Collective/Genç Astroset/Işık Uçkun)
Şu dönemde, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ... Güçlü kalın ve yüksek benliğinize olan bağlantınızı derinleştirmek için gereken ne varsa yapmaya çalışın, çünkü bu sallantılı zamanlarda o bizim rehber ışığımız, korunmamız olacaktır.
Uyanmayı reddedenleri baskılamaya gerek yoktur. Yeniyi reddeden arkadaşlara ve tanıdıkları değiştirmeye uğraşmaya gerek yoktur, bırakın istedikleri noktada olsunlar çünkü insanların özgür iradelerine karışmak Evrensel Yasalara aykırıdır. İnsan hayatındaki en zor derslerden bazıları ayrılıkla ilgili olanlardır. Birini koşulsuz olarak severken onları nasıl tamamen özgür bırakabilirsiniz? Nasıl yaşayacakları, kimi sevecekleri ve kendi hayatları ile ilgili neler yapacakları konusunda nasıl serbest bırakabilirsiniz? Bu kontrolünü bırakması o kadar da kolay olan bir ders değildir, ama şu dönemde yapmaya çalışmak önemlidir.
“Zaman yüzünde çizikler yaratabilir, Saçını gümüş  rengi yapabilir,
Ama zamanın  yüreğinin parlaklığını silmesine izin verme…
Kahkahalarını kendinden ve sevdiklerinden esirgeme,
Yaşlandın diye muhtaç görünmek zorunda değilsin.
Hayal etme yeteneğin,
En çocuksu arzuların seni sen yapandı.
Şiirini, gün batımlarını sevmeyi  sakla, narin, naif anılarını gizli çocukluk aşkını da,
Sadece öfkeni ve affedememeyi saklama. Affetmemek seni hasta edebilir.
Zaman en güzel ayraçtır. Ayırır insan olanı da, insanla oynayanı da…
Zamanın kıvrımlarına yenik düşmek zorunda değilsin,
Her sabah, uyandığında güneşin doğuşuyla kendini yenileyebileceğini unutma,
İçsel olarak benim zamanım çoktan geçti deme,
Geçen zamanın hayatını çalmasına asla izin verme.
Ruhun yaşı yoktur ki, yaş bedene ait ruhuna değil”
Mutluluğu dışarıda arama, aradığın mutluluk içinde saklı /Peter Deunov

Derleyen: Fulya Aykaç 

Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim. Ben bildiğiniz gibiyim işler, güçler, yemeler, gezmeler....

Bu hafta yumurta domates aldım 10 kilo onlardan menemen yaptım, biber olarak ta bahçedeki biberleri kullandım. Pazar alışverişi esnasında fasulye ve bamyayı bol aldığımdan bunları fazlası ile dondurucuya kaldırdım. 15 kilo mor soğan alıp kenara koydum, kuyunun su motoru bozulduğu için bahçede pek fasulye olmadı söktük hali ile sulanmayınca semizotu da fazla olmadı.

 

Son topladığımız semizotları bunlar. Bir kısmını yemeklik bir kısmını omletlik poşetledim vakumladım kaldırdım.  Bu sene yeşil mercimekli versiyonuna çok taktım. Yeşil mercimeği ayrı bir tencerede haşlıyorum biraz diri bırakıyorum. Başka bir tencerede, yağ, soğan, semizotu karabiber, tuz, pulbiber, salçalı su ile kavuruyorum su ilave ettiğimde süzdüğüm yeşil mercimeğide koyup kaynatıyorum. 

 

İnstagram kapandı ve açıldı en çok kaydettiklerime üzülmüştüm. 

 

 alıntıdır

 

Bu gün migrosta bir bayan ile atıştık kasada. Kadın alışveriş arabasındaki malzemeyi kasaya boşaltmadan, yan boş kasanın hizasına çekti, malzemeleri oradan alıp sırada olduğumuz kasanın bantına koyuyor. Arabayı yan tarafa çektiği içinde boşalan araba yerinin bir kısmına ben ilerledim, elimde de sadece bir badem sütü var. Kadın kasiyere söylenmeye başladı, niye insanlar ona yaklaşıyormuş. Haliyle yaklaşıcaz tek kasa çalışıyor, biran önce şimizi bitirip çıkmak istiyoruz. Vır vır vır konuşuyor, dedim sizde yanlış yerden alışveriş arabanızı boşaltmasaydınız. Boşalttığınız araba alanın kişilerce doldurulması sıranın gereğidir. Boş yer doldurulur. İnsanlarla muhatap olmak istemiyorsa jet kasayı yada sanal marketi kullansın bir zahmet.........

 

..Sufi’ye sormuşlar:
“Sana yol gösteren kimdi?”
Sufi cevap vermiş:
 “Bir köpek…
Bir gün, suyun kenarında susuzluktan ölmek üzere bir halde duran bir köpek gördüm.
Ne zaman su içmeye çalışsa kendi yansımasından ürküp geriye sıçrıyor, çünkü karşısında başka bir köpek olduğunu sanıyordu.
Nihayet susuzluğu öyle dayanılmaz bir hal aldı ki, köpek bütün korkusunu bir kenara itip suya atladı.
O anda ulaşmak istediği şeyle arasındaki engelin de dağılıp gittiğini gördü ve anladı ki, engel kendisinden başkası değildi."

 

Arkadaşın biri instagramda şöyle yazmıştı;

Eğer mutsuzsan kütüphaneye uğra...

Bizde uğradık elhamdürillah....

 

 

Bunlarda yeniler okumak nasip olur inşallah.

 

ÇOK AKUSTİK

https://www.youtube.com/watch?v=XvXq7zkNeO0

İZLEDİKLERİM 2024/13

 

 

 

THE TASTE OF THINGS 2023

 

Saygın bir aşçı olan Eugenie ile son 20 yıldır birlikte çalıştığı kaliteli gurme Dodin'in hikayesi.

 

İlginç bir aşk, aşkı yemekle bağdaştıramadım sadece. 

 

GUKGABUDO-UI NAL 2018

 

Güney Kore'nin bağımsız olarak iflasa sürüklenmesine sadece bir hafta kalmıştır. Ülke ekonomik olarak büyük bir çöküşün eşiğindedir ve herkes panik içindedir. Bu zorlu dönemde Han Shi-Hyun, Kore Bankası'ndaki para politikası ekibinin başında olan yetenekli bir uzmandır. Şimdi, dümeni eline alarak ülkenin geleceğini kurtarmak gibi büyük bir sorumluluğu üstlenmek zorundadır.

Shi-Hyun, bankadaki ekip arkadaşları ve çeşitli hükümet yetkilileri ile birlikte bir kriz ekibine atanır. Bu ekibin görevi, ülkenin ekonomik çöküşünü önlemek için acil önlemler almaktır. Zaman hızla geçerken, ekip büyük bir baskı altında çalışır ve her biri, büyük bir sorumluluğun ağır yükünü hissetmektedir. Shi-Hyun ve ekibi, ekonomik haritaları gözden geçirir, stratejik toplantılar düzenler ve çeşitli ekonomik senaryolar üzerinde çalışır.

Bir yandan ekonomik kriz hakkında bilgi toplarken, bir yandan da halkın güvenini kaybetmemek için çeşitli stratejiler geliştirirler. Her geçen dakika, durum daha da kritik hale gelir ve Shi-Hyun’un liderlik yetenekleri sınanır. Film, karakterlerin insani yönlerine de odaklanarak, kriz anlarında nasıl bir dayanışma ve iş birliği gösterdiklerini gözler önüne serer.

Han Shi-Hyun ve ekibinin bu zorlu süreçteki mücadelesi, izleyicilere hem gerilim dolu anlar yaşatır hem de ekonomik krizlerin ardındaki karmaşık dinamikleri anlamalarına yardımcı olur. Film, ekonomik krizlerin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, arkasında insanların mücadeleleri ve fedakarlıkları olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

 

OKUDUKLARIM 2024/59 NANEYİ YEDİK LOKANTASI

 

 

 

 

Babaannemizin dünya turuna devam ederken Güneş’e bıraktığı şey, sadece bir demet naneydi.
Peki bu naneyi, diğer nanelerden ayıran şey neydi?
 
Soğuk esprilerle yapılan sıcak servisler, sürekli isimleri değişen kasabalılar, bir köpek tarafından yer altından çıkarılan mantarlar, dünyanın en ilginç yemeklerinin pişirildiği bir lokanta ve sokak hayvanlarına güvenli bir alanda “umut” olmak için kenetlenmiş şahane bir ekip…
Naneyi Yedik Lokantası’nda hayal gücüyle tarif edilen enfes yemekleri kaşıklamaya hazır mısın?
Lokantamızın en güzel menüsünü sana ayırdık. Hadi soğuk esprilerini kap ve gel! Bu lezzet şölenine artık sen de davetlisin! 

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

 

Severek okuduğum bir çocuk kitabı oldu. Rastlarsam yazarın diğer kitaplarına da bakabilirim.

 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

İnsanlar, yemek yerken bile hikaye dinleyebilir.

*****

Eğer bir problemi çözemiyorsanız, yeteri kadar hayal kurmuyorsunuz demektir.

OKUDUKLARIM 2024/58 4 GÜN 3 GECE

 

 

 

“Gece ertesi sabaha kavuştuğunda Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir dönem başlamıştı.” 27 Mayıs 1960. Ülkedeki tüm vatandaşlar askerî darbe haberiyle uyanıyor sabaha. Sokaklarda tanklar, radyodan yükselen bültenler, düşmeyen telefonlar, ulaşılamayan dostlar... Usta romancı Ayşe Kulin, tek mekânda kurguladığı ve dört gün üç gecelik bir zaman dilimini kapsayan romanında, 1960 darbesini, okurunu sıradan görünen ama içinde hiç de sıradan olaylar yaşanmayan bir apartman dairesine konuk ederek anlatıyor. Her ayrıntısı incelikle işlenmiş Dört Gün Üç Gece, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin unutulmaz hadiselerinden birine farklı bir yöntemle, aşkla, ayna tutuyor.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Daha fazla bir bilgi alabilirim sandım ama bulamadım.,

KİTAPTAN ALINTILAR;

Sıra o fikri aydınlanmaya bir türlü gelemediği için kırsalda ki adamın cebine para girdi fakat kafasına bilgi giremedi. Sadece cebi doldurmakla olmuyor kalkınma. Bilgiyle beslenemeyene paradan fayda gelmez!

*****

İnsan hem de kendi dininin bir başka mezhebinden olan insanlara nasıl bu kadar acımasız davranırdı?

*****

Hastalık ben geliyorum diye haber vermiyor.

*****

Herkesin eşref saati değişik demek ki.

*****

 "Tek taraflı aşka, aşk denmez ki." 

" Ne denir?" 

" Zaman kaybı. Eğer çok uzadıysa da çile."

*****

Balıklar ve misafirler üç gün sonra kokar!

Çin Atasözü

*****

İnsanlar tembeldir, gerçeği öğrenmek için araştırmaz, duyduğuna inanır.

*****

Dedesi, sıkı bir uyku her derde devadır derdi.

*****

İnsanın nazı her zaman en yakınındakine geçiyor.

*****

Kabahat samur kürk olsa onu giymek isteyecek kimse bulunmazmış.

*****

Hep olumlu bak ki iyi şeyler olsun. Hayatta küçük mutluluklar da var.

*****

İftiranın hasarını hiçbir silah yenemiyor.

*****

İftiranın gücünü ne top ne tüfek ne atom bombası yenebilir.

*****

Doğru olanı yapmamız, çok istediğimizi yapmaktan daha hayırlı olur.

*****

Derdi olmayan kul mu var?

*****

Kişi başkasını da kendi gibi bilirmiş.

*****