Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, bu kitapta genç fidanları taptaze umutlara dönüştüren öğretmenlerimizi konuşuyorlar.
Eğitim ve öğretmenlik hakkında bugüne kadar biriktirdikleri kuramsal, tarihsel ve güncel fikirlerini paylaşmak üzere bir araya gelen Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, uzun soluklu bir yol arkadaşlığı kurdular. Yaklaşık bir yıla yayılan bir zaman dilimi içinde, sadece İstanbul`da değil, Türkiye`nin çeşitli kentlerinde "öğretmen"i konuştular, tartıştılar ve bütün bu kayıtları, elinizdeki kitabın malzemesini teşkil edecek şekilde düzenlediler.
Nihayetinde ortaya çıkan bu eser, eğitim konusunda Türkiye`nin en birikimli düşünürlerinden Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan`ın yalnızca kendi aralarındaki değil, tüm öğretmenlerimizle kurdukları diyalogun bir ürünü olarak görülmelidir. Ve şimdi bu diyalog, kitabın okurlarıyla devam edecek.
Öğretmen Olmak, sadece okulda değil, yaşamın her alanında, herkese esin kaynağı olmak isteyenlere...
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Benim olmak istediğim, ama içimde ukte kalan bir meslekle ilgili bir kitap olurda okunmaz mı. İyi ki okudum.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Eğitim genellikle davranış değiştirme süreci olarak tanımlanır.
Durkheim, eğitimi, yetişmiş kuşağın birikimlerini yetişmekte olan kuşağa yöntemli bir şekilde aktarması olarak tanımlar.
Bazı otoritelerce ise eğitim, yaşama hazırlıktır. Bazılarına göre ise yaşama hazırlık değil, yaşamın ta kendisidir.
*****
Öğretmen, eğitimin vazgeçilemeyecek nitelikteki unsurudur.
*****
Günümüzdeki mevzuatın diliyle tanımlayacak olursak öğretmen bağlı olduğu yasalar çerçevesinde belirli görevleri yerine getiren ve belirli haklara sahip olan kişidir. Öğretmenlik de, öğretmen olarak kabul edilen kişilerce icra edilen meslektir. Yani antikçağdaki öğretmenlik algısıyla örtük bir benzeşme var gibi.
*****
Eğitim her zaman meydan okuyucu bir durumdur. Yapılan bütün tariflerin ötesinde eğitim, öğretmenler için her zaman yaratıcı ve dinamik bir zemin olabilir.
*****
Mesleği ve konumu ne olursa olsun her insan, öğretmen olma vasıflarını sergileyerek halihazırda sürdürmekte olduğu mesleği daha iyi icra edebilir.
*****
İnsanın kendini tanıması anlamlandırması, var olması ve mesleğini başarılı bir şekilde icra etmesi için bir çerçeveye sahip olması gerekir.
*****
Eğitim, içinde yer aldığı çerçeveye göre anlam kazanıyor.
*****
Eğitim sistemleri insana dair algı ve kabuller doğrultusunda şekillenirler.
*****
İnsan yaşamının öncelikli temel alanı varoluştur dedik. İnsan yaşamının ikinci temel alanı bilgidir.
*****
Yaşamın üçüncü temel alanı eylemdir, davranıştır ve bunu inceleyen alanın adı etiktir.
*****
Varoluş, bilgi ve davranıştan sonra yaşamın dördüncü alanı sanat ve güzelliktir.
Güzellik izafidir, zamana ve mekana göre değişebilir.
*****
Öğretmenliği bir sosyal rol olarak tanımlayıp kendini otorite olarak gören, kitap okumayan, gelişmeyen, mevcut inançlarıyla öğretmenliği sürdüren kişi, kendisinin ve öğrencisinin gelişmesine fırsat vermez. Bilgiden yoksun , dar görüşlü biri olur ve sürekli kendini tekrar eder. Böyle bir öğretmenin davranışları etik olmayabilir, güzellik taşımayabilir, kendi inançlarını yansıtmanın ötesinde bir eğitim değeri sergilemeyebilir. Böyle bir kişi gelişmez, hep konfor alanındadır, otuz yıl önce nasıl bir öğretmen idiyse bugünde aynı öğretmendir.
*****
İkinci dengesizlik ise bilgiye odaklanıp diğer alanları ihmal etmekle ortaya çıkar. Sadece bilgiye önem vererek varoluşu, eylemi ve estetiği göz ardı eden, eski tabirle "malumatfuruş" kişiler bu kategoriye girerler. Bu anlayışa göre öğretmen, bilgisi derinleştikçe ve bilgisinin çerçevesi genişledikçe daha değerli hale gelir. Ansiklopedi gibi her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen insan, ideal öğretmen olarak algılanır.
*****
Eylemin bir niyeti vardır. Bu niyet, belirli bir dünya görüşünü ve değerler sistemini temsil eder. Niyet bilgiyle beslenir. Bilinçsiz, bilgiyle beslenmemiş ve hedefi belirgin olmayan gelişi güzel eylemler çoğu kez yarar yerine zarar getirir.
*****
Kendisi gibi düşünmeyenleri aşağı görüp ukalalık taslayanlar iyi birer öğretmen olamazlar.
*****
Öğretme ve öğrenme, bir paranın iki yüzü gibidir. İyi dengelendiği zaman ikisi de hakikati keşfetme ve keşfettirme sürecini ifade eder. Eğer denge kurulursa, öğretme ve öğrenme hayatın birbirinden farklı iki ayrı gerçeği değil, tek bir gerçeği haline gelir. İnsan öğretirken öğrenir ve böylece öğrencilik ve öğretmenlik dalga dalga birbirini izler. O nedenle insanın öğrencilik ve öğretmenlik rolleri sürekli değişir. Dolayısıyla öğrenme ve öğretme, hayatın devam eden gerçeğidir. İnsan öğrenerek ve öğreterek yaşar.
*****
Özgürlük, istediğini istediğin zaman yapabilmek değil, yapabilmek ve yapamamak dengesinde oluşur.
*****
Dengeli bir eğitim sistemi, insanı esas alır, bilgi edindirir, davranış sergileyebilecek bir karekter kazandırır ve estetiği vardır.
*****
Eğitimde hangi konumda olursak olalım, önce kendimiz üretmeli ve yaratmalıyız. Kendimizden hareket etmeden, başkalarını takip ederek hayata geçirilen projelerin başarı şansı az olur.
*****
İnsan kendini arıtmadıkça başkalarını arıtamaz.
Hacı Bektaşi Veli
*****
Usta öğretmen olmak için öğretmenin kendi içine yolculuğu da yetmez. Çevreyle bütünleşmek gerekir.
*****
İnsan sevmediği bir kimseden öğrenemez der. Bu yüzden öğretmen, kendisinden her an etkilenen öğrencilerle bir gönül köprüsü inşa eder.
*****
İletişim, anlamını ilişkiden alır.
*****
Her öğretmenin, kendi öğretmenlik hayatını değerlendirip "Dönüm noktası oldu diyebileceğim bir an oldu mu?" diye sorması, son derece geliştirici olacaktır.
*****
Arayan bulur; ama bugünden ama geçmişten.
*****
Öğretmen olmak, etkili eğitim süreçlerini yaşatmak içindir.
*****
Tanıklık, hayatımızın birçok anında yaşadığımız bir süreç.
Bir dava açılması için deliller ve tanıklar gerekli.
*****
Bir insanın psikolojik ve sosyal olarak var olabilmesi için altı temel tanıklık boyutu var.
Ait olma birey olma dengesi
Önemsenme
Yargılamadan olduğun gibi kabul edilme
Değerli görülme
Yapabileceğine, elinden iş çıkacağına güvenilme
Sevilmeye layık görülme
*****
DEVAMI YARIN
Harika bir kitaptı. Biz de çok yakın bir zamanda okumuştuk. Her cümlenin altı çizilmeli. Özellikle de en çok dikkatimizi çeken öğretmen olmakla öğretmenlik yapmak arasındaki fark oldu. Bir okul öncesi öğretmenliği öğrencisi olarak çok şey kattı bu eşsiz eser. Okunmalı, okutulmalı! 🎯
YanıtlaSilÖğretmen değilim ama sevdiğim bir meslek oluyor. Her öğretmenin okumasında fayda var bence.
SilÖğretmenlik mesleğinin içinizde ukde kalmış olmasına üzüldüm. Bazen hayat nereye esiyorsa o tarafa sürükleniyoruz. Maalesef olmak isteyip de olamadığı, içinde ukde kalan çok kişi var ülkemizde.
YanıtlaSilOkuyan gözlerinize sağlık olsun. Kitaba bakacağım. Kıymetli paylaşımınıza teşekkür ediyorum.
Çok sevdiğim bir meslekti ama meslek lisesi çıkışlı olunca maalesef farklı bir branşa yerleştim.
SilSağolun yorumunuz için.