Mevki vermek ve mevkilerden indirmek onun elinde olur.
******
Marifet beş harftir;
Mim: Nefsine hükmetmek
Ayn: Tam bir bağlılık ve teslimiyetle Allah'a kulluk etmek
Ra: Bütün varlılıyğla Allah'ı istemek.
Fa: Bütün işleri Allah'a havale etmek
He: Allah'tan gayrı herşeyden yine Allah'a sığınmak.
*****
Marifet sırlarını cahile açma, şekeri papağana ver, karga onun kıymetini bilmez.
******
Kim nefsini bilirse muhakkak o rabbini bilir.
******
İmam, uyulan ve işlerde öne geçen kimse demektir. Peygamber ümmetin imamı, halife halkının imamı, Kur'ânı Kerîm müslümanların imamıdır. İmam ister şahıs ister kitap olsun öne geçmiş ve uyulan kimse anlamında kullanılır.
Ben seni insanlara imam yapacağım dedi.
Bakara 124
*****
Dini uygulamak -ki gaye odur- ancak emniyet altında mümkün olduğuna göre her zamanda bir imam ( yönetici, başkan) edinmek şarttır.
******
İbnü' Arabi en yüce imamın Allah olduğuna dikkat çektiği gibi Allah'ın el- Veli olduğuna da dikkat çeker.
Ben kendimdeki şeyi bilmekteyim.
İmamet mertebesinin sahibi Abdülvali işleri yöneten kimsedir; işini başkasına havale ettiğinde ne validir ne de emir. Vali ve imam yönetmek için görevlendirilen kimsedir. Vali (işi takip eden, sürdüren, kesintisiz) diye isimlendirilmesinin sebebi sorumluluğundaki bir işi ihmal etmeksizin yönetmesidir.
******
Ey iman edenler, Allah'a itaat ediniz, Resul'e ve ulü'l emrinize itaat ediniz.
Nisa 59
******
Allah'a yakınlık, gerçek nesep bağıdır.
*******
Allah indinde hasep ve nesep yoktur. Hak'kın ziyafethanesine kabul edilmek için mürur tezkeresi isterler ki o da kalb-i selimdir.
Allah indinde ekreminiz muttaki olanınızdır.
******
Herkes, Allah'ın kölesidir.
******
Herşey, Allah'ın kulu ve kölesidir.
*****
İmam-ı mübin (apaçık imam, önder) Kur'an'da iki yerde geçer;
Her şeyi imamı mübinde saydık.
Yasin,12
Onlar imam_ı mübindedir.
Hicr, 79
******
Furkan tenzih, kuran ise tenzih ve teşbih anlamındadır.
******
Kur'an ancak Hz. Muhammed'e tahsis edilmiştir. Ona cevâmül kelim ( bütün hakikatleri toplamak ) verilmiştir. Muhammed (s.a.s.) kavmini (Nuh gibi) gece gündüz davet etmemiş, gündüz içinde gecede, gece içinde gündüzde davet etmiştir.
******
Cenâb-ı Hak;
Ben insanın sırrıyım, insan da benim sırrımdır.
Habîb'ine;
Sen olmasaydın, sen olmasaydın ben bu dünyayı halk etmezdim.
******
Kur'an baştan aşağı insân-ı kâmili söyler. Kemâli bulmak için insanın nefsinin ayıplardan temizlenmesini, tezkiyesini, ruhunun cilalanmasını ve ona lâzım olacak amellerin ifâsını söyler. Yoksa Kur'ân'dan maksat, sadece onu tecvit üzere okumak değildir. Mânâsını anlamaktır.
******
Sizi halife kıldığı şeylerden infak ediniz.
Hadîd 7
*******
Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.
******
Allah, mâliktir (sahip) ve kullarına emrettiği şey nedeniyle meliktir (hükümdar). Aynı zamanda Allah kulun kendisine emrettiği şey nedeniyle de mülktür.
******
Allah'ın nimeti kimi Allah'a kul yaparsa o kişi " nimetin mülkü" dür.
*******
Takvâ sahipleri o gün Rahmân'a topluca getirilir.
Meryem 85
*******
Bir insan tüm Allah için olmadan Allah onun için olamaz.
******
Allah dostlarını ve kendisine ibadet edenleri aziz kılsın, bilin ki yüce Allah bu zümreyi yaratıklar arasında seçip kendisine özgü kılmıştır.
******
Sabah akşam sırf O'nun rızasını isteyerek rablerine yalvaranları kovma.
En'âm 52
******
Kendini bilen rabbini bilir.
******
Mümin hâl sahibidir. Hâl ise değişir. Ârif makam sahibidir. Makam ise değişmez.
******
Arif olan esma görür, müsemmâ görmez Hak ehli olan ise müsemmadan başka görmez, yani esmâ, sıfat bilmez.
*******
Biz senin göğsünü açmadık mı; seni ferahlatmadık mı?
******
Sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder!
******
Onların bir kısmı mefsine zalimdir, bir kısmı orta yola, bir kısmı ise hayırlara koşarlar.
Fâtır 32
*******
Kenan Rifâî'ye celâl nedir dediklerinde "cemâle giden nurdur" buyurmuştur.
******
Muhammedî inanç şu hadisle ortaya konmuştur ki: Rabbim sana dair hayretimi arttır."
Muhammedî hayrete mutluluk ve gayeye ulaşma hali vardır; 'Enel Hak' gibi.
*******
Allah sizi ve amellerinizi yaratmıştır.
Sâffât 96
*******
O'nun benzeri gibisi yoktur, o işiten ve görendir.
******
Hidâyet insanın hayrete ulaşmasıdır, böylelikle şunu görür; İşin sonu hayret imiş. Hayret hareket ve tedirginlik demektir. Hareket hayattır.
*******
Hayrete düşenin bilgisi olmaz.
******
İçinizden bazıları da, biraz bilgi sahibi (alim) olduktan sonra bir şey bilinmez duruma gelmeleri için ömrün en düşük (ihtiyarlık) çağına itilir.
Nahl 70
*******
Bir hayret gerek ki, endişeleri silip süpürsün. Çünkü hayret; fikri de zikri de alıp götürür.
*******
Rab efendidir, Rab mürebbidir, Rab sâbit olandir.
******
Her nerede olursanız, O sizinle beraberdir.
*******
Peygamberlerin, mürşitlerin davetine ne lüzüm var? derseniz, o davetten maksat, Mudil isminden Hâdî ismine davettir. Yani şerden hayra çağırmaktır.
*******
Varış ancak rabbinedir.
Necm 42
*******
Allah öğretmen, kul isteyendir.
Uluhiyette de tapan ve tapılan vardır. Allah tapılan, Kul tapandır.
*******
Tevhid, Allah'ın eşyanın içine girmeyen kudretini, eşya ile bütünleşmeyen sanatını bilmek, her şeyin sebebinin Allah'ın sanatı olduğunu ve O'nun sanatında bir arıza olmadığını kavramaktır. Göklerde ve yerde Allah'dan başka müdebbir yoktur. Allah, senin vehim ve tasavvuruna gelen herşeyden ayrı ve farklıdır.
*******
Semâvî kitaplar " tevhid" kelimesinin manalarını bildirmek için inmiştir.
******
Tevhid bir sır, mârifet de birr'dir (iyilik). Îman, sırrı muhafaza, birri müşâhede etmektir. İslâm birre şükretmek, kalbi sırra teslim etmektir. Çünkü tevhid bir sır olup kul o sırra ancak Allah'ın kendisine hidâyet etmesi ve kendisine delil göstermesi yardımıyla ulaşır. Yoksa Allah'ın desteği ve hidayeti olmadan kendi aklıyla onu idrak edemez.
*******
Tevekkül kalbin ameli, tevhid ise sözüdür.
******
Kalb-i selîm, ilim ve amelle hâsıl olur. Bu ilim de tevhid ilmidir:
"Allahümme yessir lenâ ilme lâ ilâhe illallah"
yani
"Allah'ım bana bu la ilahe illallah ilmini müyesser kıl"
demek ve bu ilme sahip olmayı istemektir.
*******
Tarikat, şeriatin tevhid ve edep kısmıdır.
******
Tevhidin hakikati sükuttur. Tarikattan maksat da edeptir.
Muhiyyid-i Arabi hazretleri
******
Yengeç burcu su burcudur, bu burç Allah'ın dünyayı kendisinden yarattığı burçtur. Ahiret yurdunun bahtı ve kısmeti aslan burcudur ve burç sabittir.
******
Ne kadar güzel ne kadar kıymetli şu yazılanlar..
YanıtlaSilEvet arkadaşım hepsi ayrı birer hazine...
SilMerhabalar.
YanıtlaSilYukarıdaki alıntılar, görselini de paylaştığınız Hz. Nuh Fassı kitabından mı alıntılanmıştır?
Cemalnur Sargut ismini duymuştum. Paylaşımlar, itikat ve iman üzerine çok değerli ve güzel paylaşımlardı. Emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Zaman bakımından Hz. Muhammed’den (s.a.s) önce gelen bütün peygamberler arasında Hz. Nuh (a.s) tenzihin temsilcisidir. Zira inatçı bir putperestliğin egemen olduğu bir devirde yaşarken putları yerle bir edip, tek olan Allah’a ibadeti savunmuştur.
Nuh Peygamber'in, tufan sona ermiş mi, git bak, diye gönderdiği karga yolda giderken bir dağın tepesinde bir leş görür ve hemen yemeğe koyulur ve bu arada tekrar dönüp tufan hakkında haber vermeyi unutur. Sonra o karga "ayrılık kargası" diye anılır. Sanırım o ayrılık kargası hala o leşin başında ve bizler fırsattan istifade tufanın tadını bile çıkaramadığımız gibi, onun arındırıcılığından da uzağız.
Ey Nuh hala bıraktığın gibiyiz! Birkaç çocuğundan türeyen soyun dışında bazısı da atasını geminde bulunan bir çift maymundan sanıyor. Ah ne garip! Belki de karganın yediği leş bir insana mı aitti? Kendimi, bu devride yaşarken o dağın tepesinde bir leş gibi hissediyorum; bir karga birimizin üzerinde her birimizi tüketmeye çalışıyor ve az ilerdeki tufanın kudretinden ya da aksi istikametteki dinginliğin azametinden kopuk
bir halde yaşıyoruz. Allah'u Teala sonumuzu hayır eyleye! Amin!..
Selam ve saygılarımla.
Evet kitaptan alıntılar, cemalnur hanımın kitaplarını okumayı seviyorum.
SilDediğiniz gibi sonumuz hayır olsun inşallah.
Sevgiler, saygılar,