EKİM AYI DÖKÜMÜ

 

 

 

Sana bir sır vereyim mi kadın arkadaşım;

* Çok yürek tüketme
* Her sorunu çözmeye çalışma
* Enerjini kendine harca
* Keşke dediğin şeylere takılma
* İyi ki dediklerini sık sık yap
* Kimseyi memnun etmeye çalışma
* Özverilerin için madalya bekleme
* Ev göçüp gidiyor olsa bile al eline
kahveni çık açık havaya iç
* Herkesin nabzına göre şerbet hazırlama, unutma şeker zararlı, boşver
* Bir gün takdir edileceğin günü bekleme
Neden biliyor musun ?
Bunların hepsini yaptıktan sonra bir gün gelecek ki
Eyvahhh diyeceksin, yaşlıyım ve tek başımayım. 

Artık hiç bir işe gücüm yetmiyor. 

Ne kadar yolum var bilmem ama yoruldum ben diyeceksin...
Sonra bakacaksın ki etrafına sen varsın, ilaç poşetin var, hayal kırıklıkların var...
Gözünden iki damla yaş düşecek ya hah işte o yaşı düşürmemek için gözünden bu verdiğim sırrı iyi sakla!

 

Açalım Bir blues....

 

 

 

SEVİYORUM...

 

Ekim ayında ağaçların yaprak dökmesini izlemek çok güzel. Şu an hala bahçeli bir eve sahip olduğumuz için bunu gözlemleme şansımız var. Tabii eziyeti de var, her gün bahçe süpürülmesi, kaldırım süpürülmesi gibi. Hala romanlar maskelerini, yediklerini evin önündeki kaldırıma atıyorlar, elde süpürge mecburen evimizin önünü  temizliyoruz. 

Yaprakların renk renk oluşu bir hüzünle daldan ayrılması tamamen bir tefavvuk olayı... 

Hayat bir dal biz de bir yaprağız, ama hangi rengiz?????????

Şu an camdan baktımda asmanın dalları bizim bahçeyi aşmış, komşu bahçenin mürdüm eriğine dolanmış:)) yeşilliklerin arasında sarı sarı asma yaprakları ayrı  bir güzellik oluşturmuş...

YİYORUM....

Bu aralar dereotlu poğaçaya taktım..

1 paket ufak labne peyniri

1 paket tereyağı yumuşamış olacak

Elimle karıştırıyorum.

1 paket kabartma tozu

Doğranmış dereotu

1 yumurta akı

Tuz

Aldığı kadar un ilave ediyorum.

Arasına lor yada zeytin ezmesi koyuyorum

Yumurtanın sarısını üstüne sürüp, çörekotu serpip pişiriyorum...

İÇİYORUM...

Her zaman ki gibi tabi ki Türk kahvesi...

HİSSEDİYORUM....

 

Uzun zamandır yapmak istediğim Esma okumaları vardı. Bu dönemde İnstagram vesilesi ile ona başladım. Kendi ismimin ve annemin isminin ebced değerlerinin toplamını buldum, o sayıya  en yakın Esmayı bulup, hangi gün hangi saatte okumam gerektiğini hesap ettim. Cuma günü saat 13 çıkması benim için bir şanstı, aynı saatlerdeki okumama da bunu ilave edip okumalara başladım. Kendimi daha iyi hissediyorum.

Bunun yanı sıra değerli taşlardan bana uyumlu olan bir bileklik tasarlattım şehrimde, onu da bana uyumlayan kişi bir gece toprakta bekletip koluma o şekil takmamı söyledi. Onu yaptım koluma takar takmaz sol boşluğum ile gögüs aram karıncalaşır gibi oldu, bakalım etkisi nasıl olacak göreceğiz. Bioenerji ve reiki uzmanı bu kişi eğitimlerini almış. 3 defa da enerji seansı almamı söyledi ama ona henüz karar vermedim.

Ondan önce Avm den ay taşı, ve aquamarin almıştım öylesine, annemin bana kızdığı bir gün onun verdiği negatif enerji ile bilekliğim hiçbir şey yokken çat dedi bileğimden dağıldı. Tekrar bağlattım onu da takıyorum. Şu an elimde iki bileklik ve 9 çeşit taş var.

 Taşların ve bitkilerinde şifalı güçlerine inanan bir insanım.

 

YAPIYORUM

 

Bu aralar sadece okuyorum, yemek yapıyorum, temizlik yapıyorum. El işi olarak kolye yapıyorum. Gardrobu biraz temizledim bu gün ağbimin kışlık gömleklerini ve pantolonlarını çıkardım, arada rahmetli babamın pantolonları kalmış bir kaç tane. Onları bir poşete koydum ihtiyaç sahibi biri var kalıbıda ona uygun telefon açtım geldiler aldılar, kendimin de 2 pantolonu vardı olmayan onlarıda belediyenin toplama alanına bıraktım poşetle ihtiyacı olan giysin yepyeniler vallahi.

Fularlık kumaş aldım, fular yapacağım evde naylon bobin fazlası ile var onlar da değerlenmiş olur diye düşündüm. Hatta aşağıdaki modelden örülmüş hazır elimde bir kaç renk mevcut hemen örümcek ile monte edeceğim fularlık kumaşa....

 

DÜŞÜNÜYORUM....

 

Kitap almama kararım vardı ama sözümde duramıyorum, bu konuda ne yapacağım bilemiyorum, hala almaya devam ediyorum biliyormusunuz, ev kitap dolu aslında....

Bunun önüne geçmem lazım kesinlikle....

 

 

 

Bunlar sahaftan topladıklarım

 

 

Bunlarda D&R İkinci kitapta % 50 İndirimli kampanyadan

 
HAYAL EDİYORUM 

 

Bilenler benim spiritüel inançlara olan düşkünlüğümüde bilirler.

Geçenlerde numeroloji biliminde bir değerlendirme yaptırdım, muhteşem di:)) 

Numeroloji bakımı 9 çakra üzerinden yapıldı ve çıkan sonuç aynen şu;

 

Analiziniz sonrasında çok bilge bir ruh olduğunuzu söyleyebilirim. Ruhunuz dünyevi birçok konuyu görmüş, geçirmiş, halletmiş gibi adeta. 

sizin 11 olduğunuzu da belirtmek isterim. Yani bu dünyaya bir misyon için gelmişsiniz gibi özel bir enerjiniz var. Bu çok sezgisel ve mucit, indigo ve öncü enerjisi.

İnancı sağlam olsa dahi geniş fikirli ve sempatiktir. Sükunet, rahatlık, güzellik, müzik ve uyumdan hoşlanır. Artistik, kibar ve anlayışlıdır. Garanticidir, genişlemek ve büyümek yerine elindekini korumaya odaklıdır. Doğruyu hedefler, bütün yanlışları ve bütün insanların hayatlarını düzeltmek ister. Bu kapsamda herkesin gelip size akıl sorması ve sizin de zaman zaman Güzin Abla gibi hissetmeniz olası. Yaşadığınız yerin dekorasyonu ne kadar iyi olursa enerjiniz o kadar yükselir. Zaten estetik ve görsel yetenekleriniz de hayli yüksek görünüyor. Sağ beyin sol beyin dengeniz ve duygusal zekanız da hayli yüksek gibi. 

Sanatsal yönü de çok kuvvetli olan iyi bir lider enerjisi mevcut. Adalet duygusu çok ön planda. IQ kadar EQ da kuvvetli.  

 

Buraya sadece bir kısmını aktardım size, Evet ben bir Güzin ablayım bu konuda çok doğru bir tespit bu.Çevremde gelip dert anlatan tavsiye isteyen çoktur:)))

 Ayrıca şirket içi aldığımız eğitimler esnasında bana duygusal zeka eğitimi çıktığında, müdürüm insan kaynaklarına aynen şunu yazmış bana da bilgi geçmişti;

" Özlem hanım yeterince duygusal zekaya sahiptir, bu eğitime o tarihlerde katılamayacak olup Ankara'ya proje çalışmasına gidecektir."

 

Ayrıca aşağıdaki tarihide sabırsızlıkla bekleyeceğim; Galiba anneme ve ağbime bakıcı tutup seyahat yapacağım pandemi biterse, düşünmüyor değilim de yani....

 

54 yaş itibariyle de gezme, tozma, keşif, yenilik gibi konular daha da çok gündemde olabilir. Burada değişime direnmeden, geleni sevgiyle kabul etmek sizi çok rahatlatacaktır.

 

 

 

DİNLİYORUM...