ZAMAN İNSANDAN SABIR İSTER, SABIR ATEŞTE PİŞMEKTİR.

30 Eylül 2024

ZAMAN İNSANDAN SABIR İSTER, SABIR ATEŞTE PİŞMEKTİR.

 

 
Hayatta olağanüstü biriyle, varlığımızın temelini sarsan bir ruhla karşılaştığımız anlar vardır. Bu kişi her türlü riske değer. İçimizde binlerce güneşin şiddetiyle parlayan bir ateşi, bir zamanlar sadece fısıltılı masallarda ve uzak rüyalarda var olduğuna inandığımız derin bir sevgiyi tutuştururlar. Onlarla birlikte, bir zamanlar mantıksız görünen eylemler artık tek mantıklı adımlar gibi gelir. Bilinmeyene doğru atılmak için bir neden haline gelirler.
Bazılarımız, en derin savunmasızlığımızı talep eden böyle bir sevgi ile onurlandırıldık. Diğerleri içinse bu fırsat parmaklarının arasından kayıp gitmiş, böyle bir aşkın ağırlığı kaldırılamayacak kadar ağır gelmiş olabilir. Ve bir de belki de sevgiyi en saf haliyle hiç görememiş, sığ bir oyalanma dünyasında kaybolmuş olanlar vardır.
Aşk bir yolculuktur; her derin yolculuk gibi, pratikliğin ya da mantığın sınırlarına meydan okur. Bazen hiçbir anlam ifade etmez ama bizi varlığından bile haberdar olmadığımız diyarlara götürür. Ruhunuza dokunan bir aşk, hayatın ve kendinizin bir zamanlar sadece uzak umutlar olan boyutlarını ortaya çıkarır. Duyguları harekete geçirir, sizi savunmasız bir çocuğa ya da belki de vahşi bir tanrıçaya dönüştürür.
Ruhun Aşkı cesaret ister. Sizden korkularınızın uçurumunda durmanızı ve boşluğa atlamanızı isteyecektir. Paraşüt yok, güvenlik ağı yok - sadece serbest düşüşe inanç. Bilinmeyene doğru süzülmenin heyecanını kucaklamanız için size meydan okuyacak, kollar sonuna kadar açık, kalp varoluşun enginliğine maruz kalacak.
Evet, düşebilirsiniz. Acı dayanılmaz olabilir, sizi paramparça bırakabilir. Ama Ruhun Aşkı başka bir yol bilmez. Neşe ve kederin, coşku ve korkunun sınırlarında dans eder. Ve eğer kendinizi onun tarafından kırılmış bulursanız, bu derin acı aşkın ruhunuz üzerindeki derin etkisini yansıtır.
Hayatınızın alacakaranlığına ulaştığınızda ve geriye dönüp baktığınızda, hatırladığınız şey kesinliğin rahatlığı olmayacaktır. Aşkın sizi götürdüğü vahşi, öngörülemez yolculuk olacak. İster bir ömür boyu sürsün, ister zaman çizelgenizde kısacık bir an olsun, hayatınızdaki varlığı onu güzel ve kutsal bir bölüm haline getirir.
Hiçbir trajedi Ruhun Sevgisi tarafından dokunulmamış bir hayat yaşamaktan daha büyük değildir. Yüzeysel dramaların ağına takılmak, ekranlarda oynanan içi boş anlatılar tarafından tüketilmek ve tam önünüzde duran derin sevgiyi kaçırmak modern zamanların en büyük kayıplarından biridir.
Öyleyse, kapınızı çaldığında Ruhun Sevgisini tanıyabilirsiniz. Onu açık bir kalple içeri davet edebilir, sunduğu her yudumun tadını çıkarabilirsiniz. Ve eğer bu sevgi bir zamanlar hayatınızı süslediyse ve sonra elinizden alındıysa, onu deneyimlediğiniz için kutsanmış olduğunuzu bilerek huzur bulabilirsiniz. Böyle bir sevgiyle kısa bir karşılaşma bile silinmez bir iz bırakır, hayatınızı yaşadığınız derinliklerin güzel bir kanıtıdır.
Hepimiz Ruhun Sevgisini tanıyacak kadar şanslı olalım ve geldiğinde ona değer verelim, çünkü bu en kutsal armağandır.
 
 Katie Kamara 
 

Herkese güzel, sağlıklı, mutlu, başarılı bir hafta dilerim. Biz bildiğiniz gibiyiz Malum kış hazırlıkları içindeyiz son olarak turşular kaldı yarın malzemeyi alacağım kısmetse. İsviçreden dayım geldi bu sene, kendi evinde yatıyor, burda kal desekte kabul etmiyor diğer boş zamanlarında bize geliyor, yemek yiyoruz, çay içiyoruz, meyve yiyoruz sohbet ediyoruz. İki kardeşin bazen güzel anları da oluyor, en çok meyve dayıma fazla gelirse anneme gel kardeş payı yapalım diyor, burnumun direkleri sızlıyor. 4 kardeştiler 2 si kaldı, Allah uzun ömür versin diyeyim her ikisine de. 
Nete fazla giremiyorum, fazla kitap okuyamıyorum bu aralarda.
 



Son günlerde aldığım kitaplar.....
 

 


OKUDUKLARIM 2024/67 ZAMANI DURDURMANIN YOLLARI

29 Eylül 2024

OKUDUKLARIM  2024/67 ZAMANI DURDURMANIN YOLLARI

 

 
Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir. Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak. İngiltere’nin en önemli yazarlarından Matt Haig’in büyük övgü toplayan, 37 dile çevrilen ve yakında Benedict Cumberbatch tarafından sinemaya aktarılacak kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları, insanın kendini kaybedip tekrar bulmasına dair güzel bir roman.
 “Matt Haig insan doğasının aydınlık ve karanlık tarafına aynı ölçüde hâkim. Ve bu yetisini harika öyküler yaratmak için kullanıyor.” 
-Neil Gaiman- 
 “Matt Haig yüreğimizi dokuyor. Bu kitabın gücüne karşı koymak zor.” 
 -Guardian- 
 “Olağanüstü bir kitap.” 
 -Stephen Fry- 
 “Bu yılın ve nice yılların en iyi kitabı. Baş döndüren bir okuma. Zaman durdu...” 
 -Danny Wallace-
 “Tarihe ve insan doğasına saplantı derecesinde tutkun bir yazardan yaratıcı ve iddialı bir roman.” 
-Sunday Express-

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
İlk defa okuduğum bir yazar, ilk başta sıkıldım okurken ama sonlara doğru sardı. Konusu zamanda yolculuk idi, makine ile değil yaşayarak görerek bir zaman yolculuğu idi. 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
İnsanların kendi dünya görüşlerine uymayan şeyleri kabul etmemeleri kuraldandır.
*****
Gerçek yalnızlık insanların arasında olmak.
*****
Tarihi yaşayan bir şey haline getirmeye gerek yok. Tarih zaten yaşayan bir şey. Tarih biziz. Siyasetçiler, krallar ve kraliçeler değil. Tarih herkestir. Her şeydir. Şu kahvedir. Kapitalizmin, imparatorluğun, köleliğin tarihini sadece kahveden söz ederek bile anlatabilirsiniz. Burada oturuyp kağıt bardaklardan kahve yudumlayabilin diye dökülmüş kan ve çekilmiş sefalet akla ziyandır.
*****
Tarih insanla ilgilidir. Tarihi herkes sever.
*****
Sonsuzluk, demiş Emıly Dickinson, şimdilerden oluşur.
*****
Kahkahaların ömrü, mayıs sineklerininkinden daha kısa oluyor.
*****
Ne olduğumuzu biliyoruz ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz.
*****
Bilimin amacı, olasılık sınırlarının nerede sona erdiğini bulmaktır.
*****
Herkes kendi görüş mesafesini dünyanın sınırları zanneder.
*****
İnsan olmayı tanımlayan şeyin insan olmak olduğunu bir gün herkes anlayacak.
*****
İnsanlar yalnızca görmeye karar verdikleri şeyleri görürler.
*****
Değişim bazen iyiye doğrudur bazen de değildir.
*****
Kaybedecek bir şeyiniz yoksa değişiklikten korkmaya ya da ona kucak açmaya gerek yoktur. Değişim hayatın ta kendisidir.
*****
Kim kendini milliyetini söyleyerek tanıtır ki?
*****
Aşk acı demek. Sevmemek daha kolay
*****
Gerçek bazen bükülmesi gereken düz bir çizgidir.
*****
Cehalet zamanla şekil değiştirir. Ama hep vardır ve her zaman için ölümcüldür.
*****
Geçmiş asla yok olmaz. Yalnızca gizlenir.
*****
    Zenginler böyle yapar. Hem kendilerinin hem de çocuklarının ömür boyu rahat edeceğini anladıktan sonra dünyaya bir miras bırakmak için uğraşırlar.
*****
Müzik zaten içimizdedir. Müzik yalnızca var olan şeyleri ortaya çıkarır, belki de içinizde olduğunu bilmediğiniz duyguları hissetmenizi sağlar ve her yeri dolaşarak bütün duyguları uyandırır.
*****
Hayatı izleyen biri misin yoksa hayata katılan biri mi?
*****
Aşinalık insanı kendine yabancılaştırabilir.
*****
İnsanın bir dostu olmayınca , bu dünya çok ıssız bir yer
*****
Acı insanın dengesini bozuyor
*****
Ölüm şaşılacak bir şey değildi.
*****
İnsanları beklemek zorunda kalmaktan daha çok güçsüzleştiren başka bir şey yok.
*****
Zamanla her şey küçülüyor. Bilgisayarlar, telefonlar, elmalar, bıçaklar, ruhlar.
*****
İnsanlar tarihten ders almaz.
*****
Müzik zamanla ilgilidir. Zamanı kontrol etmektir.
*****
İstemek yoksunluktur.
*****
Bir öpücük de müzik gibidir. Zamanı durdurur.
*****
İnsan zihninin kendi..... Zindanları var. Hayatta her şeyi kendin seçemiyorsun.
******
Tarih hep yanıbaşımızdadır. Ensemizde solur.
*****
Hayat her zaman gizemlidir. Ama bazı gizemler daha büyüktür.
*****
İnsan içinde olmak iyidir.
*****
Tarihin bize verdiği ders, cehaletin ve boş inançların hemen herkeste her an ortaya çıkabileceğidir. Düşüncelerde bir şüphe olarak ortaya çıkan, çabucak eyleme dönüşebilir.
*****
Mutlu evlilikler aşktan çok, arkadaşlıkla oluşur.
*****
Başkalarından alıntı yapmamın sebebi, kendimi daha iyi ifade edebilmektir.
*****
Hayat geldiği gibi yaşanması gereken bir şeydi.
*****
Öğretmen olmayı istememin nedeni tam da buydu. Ne kadar küçük olursa olsun dünyada iyiye doğru bir değişim yaratabileceğimi bilmek.
*****
Geçmiş asla yok olmaz. Yalnızca gizlenir.
*****
Sürekli özür dilemek hiç de çekici bir özellik değil.
*****
Anılardan söz etmek bir yerde onları tekrar yaşamaktır.
*****
Fotoğraflar yalan söyleyebilir.
*****
İnsanlar acının üstesinden gelir. En ağır acılarla bile birkaç yıl içinde baş edebilirler.
*****
Etki tepkiyi yaratır.
*****
Hafızamıza en çok, unutmaya çalıştıklarımız kazınır.
*****
Sevdiklerimiz asla ölmez.
******
İnsanlar genelde görmek istediklerini görür.
*****
Dürüstlük yoksa bilgi tehlikelidir ama bilgi yoksa dürüstlük de yetersiz ve faydasızdır.
*****
Aşk anlamı bulduğun yerdir.
*****
Hayatı korkarak yaşayamazsın.
*****
Istırap çekmekten korkan kişi zaten korktuğu şeyden mustariptir.
*****
Başına kötü bir şey gelecek olursa bir gün kendi etrafına bir kabuk yaratmayı öğrenmen gerekecek. Ceviz kabuğu kadar sert bir kabuk. Kimsenin göremeyeceği, bir tek senin bildiğin bir kabuk.
*****
Tarih kendi hatalarını düzeltmeyi bilir.
*****
Dürüstlük işe yarar
***** 
Gerçeğin söylemem gerektiği kadarını değil, cüret edebildiğim kadarını söylüyorum ve yaşlandıkça cüretim artıyor.
*****
Montaigne hayatın amacının insanın kendini kendine adaması olduğunuı söylemiş.
*****
Zaman bazen bizi şaşırtabiliyor.
*****
Tarih tek yönlü bir yol. İleri doğru yürümeye devam etmek zorundayız. Ama her zaman ileri bakmak zorunda değiliz. Bazen de etrafa bakınıp gördüklerimizin keyfini çıkarabiliriz.
*****
Artık yalıtılmış değilsin; ama kaynak olup akabilmek için önce hayata dokunman gerekir bence.
Fitzgerald
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;
 
https://www.youtube.com/watch?v=f7vLOjzG4no

OKUDUKLARIM 2024/65 BENİ İNCİTEMEZSİN 3. BÖLÜM

26 Eylül 2024

 Bilinçli yalnızlık ilham ve yaratıcılıkla doludur. Bir dinginlik ve üretkenlik sürecidir. Kontrol altındadır, bilinçli olarak tercih edilmiştir. Kişinin kendisiyle baş başa kalmaya karar vermesidir. Zorunlu yalnızlık ise, kişinin isteği dışında yalnız kalmış olmasıdır. Kişi yalnız kalmayı hiç istememiştir ama mecburen ve hazırlıksız olarak buna maruz kalmıştır. Dışlanmıştır, aforoz edilmiştir ya da terk edilmiştir. Kişi her ne kadar bunun önüne geçmeye çalıştıysa da başarılı olamamıştır. Yalnızlığa terk edilmiştir. İkincisi zorlu bir süreçtir tabii ki ve bu süreçte profesyonel destek almak bile düşünülebilir, hatta yerinde de olur.

*****

Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır.

*****

Dert edinmek kıymetlidir. Soru sormak ve cevaplar aramak çok önemlidir. Gamlanmak başka şeydir, bir meseleyi dert edinip üzerinde yoğunlaşmak başka şey.... İlkinde hareketsizlik ve depresyon vardır ikincisinde düşünme ve üretme ihtiyacı... Biri yıkıcı diğeri yaratıcıdır.

*****

Zorunlu yalnızlık ne hissettirir?

Yalnızlık

Özlem

Stres ve kaygı

Duygusal zorlanmalar

Hüzün ve melankoli

Bilinçli yalnızlık ne kazandırır?

İçsel keşif ve anlama

Kendini iyileştirme

Yaratıcılığın teşviki

Kendine özgüven ve bağımsızlık

İlişkilerin değerlendirilmesi

İç huzur ve ruhsal denge

Bilinçli yalnızlık, kişinin kendi kendine yetme beceresinin gelişmesine fırsat verir.

***** 

Sıkıntı, kişinin kendisine zaman tanıma sürecinin bir parçasıdır.

Adam Phillips

*****

Bir ilişkiden ne kalıyor insana?

Aklınızda en çok kalacak olan şey ilişkinin doruklara çıktığı, hazzın, doyumun ve mutluluğun tarifsiz olduğu noktadır. Diğeri de ilişkinin bittiği nokta...

Yani bir ilişkiden insana iki şey kalıyor en çok. Zirvedeki mutluluk ve dipteki acı.

*****

Asıl bilgelik, gerçekliği ne zaman kendi isteklerimize göre şekillendirebileceğimizi, değiştirilemeyecek olanı ise ne zaman sükunetle kabulleneceğimizi bilmektir.

Seneca

*****

Hissedilen neyse yaşanmış olan da odur.

*****

İnsan önce düşünür, sonra düşündüğü şeye göre bir tutum/bir davranış geliştirir. Duygular bütün bunlardan sonra gelir. Yani yolumuzu belirleyen tek şey hislerimiz değil, önce aklımız sonra da yapıp ettiklerimizdir.

*****

Sahip olduklarımı değil, sahip olduklarımı isteyeceğim hayattan. 

*****

Önce düşünür ve davranırız sonra duygularımız da onlara eşlik eder.

Aritoteles

*****

İnsanlar yaşadıkları olayları yorumlama şekillerinebağlı olarak duygusal tepkiler verirler. Olumsuz düşünceler, çarpıtmalar veya yanlış inançlar kişinin duygusal sıkıntılar yaşamasına neden olur. Bu olumsuz düşünce kalıplarını fark ettiğinizde ve olumlu düşüncelerle takas yaptığınızda hayatınızda önce anlık ancak uzun vadede son derece köklü değişimlere imzanızı atarsınız. Olmazı oldurmaya başlarsınız. İstenmeyen davranışların değiştirilmesi, kişinin duygusal durumunu da olumlu yönde etkiler.

*****

Riske girmemek iyidir, böylece kaybetmem. Ama ya riske girmeyerek kendimi kaybediyorsam?

Soren Kierkegaard

*****

Pozitif psikoloji, güçlü yönlerimize rehberlik eder.

*****

Pozitif psikoloji, bireylerin yaşamlarını daha anlamlı kılmak ve potansiyellerini tam olarak kullanmak için çeşitli yöntemler ve araçlar sunar.

Olumlu duyguları teşvik etmek

Güçlü yönleri keşfetmek ve geliştirmek

Anlamlı hedefler belirlemek

İlişkileri güçlendirmek

Pozitif psikoloji perspektifinden bakıldığında, bu kişi aşağıdaki yöntemleri kullanarak olumlu bir odaklanma geliştirebilir:

Minnettarlık egzersizi yapmak

Küçük bir mola

İş arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kurmak

*****

Ruhsal dayanıklılığı artırmanın 7 yolu olduğu üzerinde duruyor:

1- OYSA diyebilmek

Akılcı düşünmek demek işlevsel düşünmek, çözüm odaklı düşünmek demektir. Sağlıklı duygular yaşayabilmenin ve istendik sonuçlar almak üzere işlevsel davranabilmenin önkoşulu akılcı düşünmektir.

2- Düşünme tuzaklarından kaçınmak

3- Düşünsel buzdağlarını ortaya çıkarmak

4- Sorunlara bakış açısını değiştirmek

5- Yersiz kaygılardan uzak durmak

6- Takıntı düşüncelerden kurtulmak

7- Zorlanmalarla (stresle) başa çıkmak

*****

Hiçbir şeyinizin kalmadığı böyle bir durumda Frank, üç şey yapmanız gerekir:

İlkişn kaderinize karşı soğuk bir merak duygusu geliştirmelisiniz. Ardından hayatta kalma stratejileri bulmalısınız. Ve son olarak en önemlisi ister beş dakikalığına ister vadeniz doluncaya dek yaşamak için bir neden bulmanız gerekir. Bu kesinlikle vazgeçilmezdir. Neden, katı bir mizah duygusu veya geçip gitmekte ama olağanüstü güzel olan bir günbatımını seyretmek yahut birinin sizi sevdiği düşüncesi olabilir.

*****

Ömrün boyunca edeceğin tek dua teşekkür ederim olsa yeter

Meister Eckhart

****

Mukayese etmeyin, kıyaslamayın. Başka hiçbir yol sizinki değildir. Diğer bütün yollar sizi kandırır ve ayartır. Ruhunuzdaki yolu takip etmelisiniz.

Carl Gustav Jung

*****

Sahip olduklarını istemek, yürekten bir teşekkürdür. Yaşamınız boyunca hayatta edebileceğiniz en kıymetli dua gerçekten bu olabilir.

*****

Mutluluğu yakalamanın en kolay yolu, elinizde olanı istemektir.

*****

Stoacılar her günü sonuncuymuş gibi yaşamak gerektiğini söylerken yapacağımız eylemleri değil, bu eylemleri yaparken içinde bulunacağımız haletiruhiyeyi değiştirmenin peşindedir. Yarını düşünmeyi ya da yarına dair planlar yapmayı bırakmamızı değpil, bütün bunları yaparken özellikle bugünün değerini bilmemizi isterler.

William B. Irvine

*****

Japon kültüründe başarı, sadece yetenek ve şansa bağlı değildir, aynı zamanda yoğun çalışma ve sürekli çaba gerektirir.

*****

Ne yaparsanız yapın, elinizden gelenin en iyisini yaptığınızdan emin olun. Asla pes etmeyin. Çünkü bu başkasının değil, sizin yolunuz, kendi merkeziniz.


OKUDUKLARIM 2024/65 BENİ İNCİTEMEZSİN 2. BÖLÜM

24 Eylül 2024

 Kendinizi güvensiz hissettiğiniz bir alana sizi bağlayan şeyin ne olduğunu, sizi huzursuz ve tedirgin eden şeylerin neler olduğunu bilmeniz tabii ki çok önemli.

*****

Güvenen insan araştırma yapma ihtiyacı dahi duymaz, bunu tahayyül bile etmez.

*****

Kaybetme korkusu, bir şekilde kişinin kaybemekten korktuğu şeyi kaybetmenin bir yolunu bulmaya neden olur.

*****

Eğer hayatınızdaki insanı, arkadaşlarınızı, dostlarınızı, ailenizi özel eşyaları üzerinden araştırma ihtiyacı içindeyseniz bunun nedenini sorgulayın kendi içinizde.

*****

Bağımlılık tehlikelidir, bağlılık keyiflidir. Bağımlılıktan kopmak zordur, bağlılıktan vazgeçmek kolay olmasa bile daha sağlıklı ve iyidir.

*****

İnsan bilinmeyenler karşısında çoğunlukla güçsüz ve kırılgandır.

*****

Bazı şeyleri bilmemeyi tercih etmek mutluluktur.

*****

 İnsan her an herşeyin farkında olamaz, her an herşeyi kontrol edemez, her an her şeyi bilemez.

Dolayısıyla sürekli kontrol edemediği şeylerle ilgili, takıntılı düşünceler geliştirir. Üzerinde aşırı düşünmeye başlar. Sonsuz olasılıklar silsilesini ölçüp biçip tartmaya çalışır zihninde, ancak bir arpa boyu bile yol alamaz.

*****

Elbette çok okuması onu iyi bir okur yapmaya yetmiyor. Dolayısıyla her bilgiye ulaşmış olan insan da aslında bilgi sahibi olmuyor.

Neden?

Çünkü hayatınızın içinde kullanmadığınız, yaşamınızı kolaylaştırmayan ya da yaşamınıza değer katmayan bilgi, yani kullanım dışı kalmış bilgi, ıskarta bilgidir, hükümsüzdür, çalışmıyordur, dolayısıyla işe yaramıyordur. İşe yaramayan bilginin hamallığını yapmak, kişiye değer katmaz, sadece kaygı yaratır, beceriksiz/yeteneksiz hissettirir. Onca bilgi hayatımda ne işe yaradı ki, hâlâ hiçbir sorunumu çözemiyorum işte dedirtir.

*****

Her şeyi bilmek, hiçbir şey bilmemektir. Her şeyi izlemek hiçbir şey izlememiş olmak demektir. 

Martials'ın her yerde olan hiçbir yerde değildir sözünü hatırlayın. Her yerde her konunun içinde olduğunuzda, aslında hiçbir yerdesinizdir. Bir şeyi bilin ama en iyisini bilin. Tek bir şey yapın ama en iyisini yapın. Bir tanesini okuyun ama iyi okuyun. Bir tanesini sevin ama iyi sevin.

*****

Canım sen şunu okumadın mı, bunu izlemedin mi, şunu duymadın mı, bunu hiç görmedin mi, bilmiyormusun, nasıl bilmezsin, nasıl duymazsın, nasıl izlemezsin, nasıl kullanmazsın? diyenlere de "Bilmemeyi tercih ettim" deyin

*****

Sen kim olduğuna karar vermediğin zaman, senin kim olacağına başkaları karar verir.

Nizar Kabbani

*****

Benim "Bilmeye değer olan nedir? sorusuna cevabım şu: Önemli olan ne kadar bilgi sahibi olduğum değil, bu bilgiyle ne yaptığım.

Theodore Zeldin

*****

Hangsini almaya, bilmeye, öğrenmeye, hakim olmaya değer olduğuna da yine siz karar vereceksiniz. Size dayatılana değil, hayata sorduğunuz sorulara cevap üretene yönelin. Moda olana değil, ihtiyacınız olana odaklanın. Hiçbir verinin sizi manipüle etmesine, yolunuzdan çıkarmasına, dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin. Asil manipüle olmak zaman kaybettirir, odağınızın bozulması ve yolunuzdan çıkmış olmak sizi sarsar.

*****

FOMO; kaybetme korkusu anlamına gelen "Fear of Missing Out" kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.

*****

FOMO'nun belirtileri arasında sürekli olarak başkalarının sosyal medya hesaplarını kontrol etmek, etkinliklere katılamama durumunda endişe ve üzüntü hissetmek, kaçırılan bir deneyimi telafi etmek için aşırı çaba sarf etmek, sürekli olarak yeni trendleri ve etkinlikleri takip etmek, sürekli olarak sosyal etkileşim içinde olmak için sürekli olarak planlar yapmak ve her davete evet demek gibi davranışlar bulunabilir.

*****

FOMO'yla başa çıkmanın yolları;

Kendinizi tanıyın ve önceliklerinizi belirleyin

Sosyal medya kullanımını sınırlayın

Gerçekçi beklentilere sahip olun

Kendi deneyimlerinize odaklanın

Sağlıklı sınırlar oluşturun

İnsan neden başkalarıyla ilgili bilgileri kaçırtmaktan korkar?

Sosyal bağlantı ve kabul arayışı

Karşılaştırmalı düşünce

Kaynak kısıtlamaları

Sosyal medyanın etkisi

FOMO ile başa çıkmak ve başkalarıyla ilgili bilgileri kaçırmaktan korkmaktan uzaklaşmak için kendi ihtiyaçlarımıza, değerlerimize ve önceliklerimize odaklanmak önemlidir.

Dış etkilerden bağımsız olun.

İçsesinizi dinleyin

Kendinize izin verin

Kusursuzluk peşinde değil yeterlilik peşinde olun....

*****

Hiçbir şey bilmemek 

Hiçbir şey öğrenmemek

Hiçbir şey duymamak

Yalnızca uyumak, uyumak hep

Bugün bile tek dileğim bu

Utanılacak rezil bir dilek

Ama yürekten....

Charles Baudelaire, Kötülük Çiçekleri

*****

Kendi gündeminizi takip edin başkalarınınkini değil. Kendi yolunuzu inşa edin, başkalarının yoluna heves etmeyin, iç geçirmeyin. Gördüğünüz şey bir yol bile olmayabilir.

*****

Başkasının aklının üstünlüğünü hemen kabullenmeyin. Hangi aklı kendinizinkinden daha üstün tuttuğunuzu iyi belirleyin, iyi seçin.

Kendi yolunda yürümeye karar vermiş, kendi merkezinde durmayı tercih etmiş bir insan bilmeme hakkını sonuna kadar kullanır, öğrenmeme hakkını kullanır, dinlenme hakkını, uzak durma hakkını, özgün kalma hakkını, kirlenmeme hakkını, tüketmeme hakkını, veri çöplüğüne dönmeme hakkını, yorulma hakkını, mutsuz olma hakkını, depresyon hakkını, yorulma hakkını, mutsuz olma hakkını, depresyon hakkını, sevme hakkını, yavaşlama hakkını, telefonunu kapama hakkını, hiçbir şey yapmama hakkını öylece oturup kendini dinleme hakkını, sessizlik hakkını kullanır. "Senin hayatını değil, kendiminkini tercih ediyorum" diyebilir.

******

Yaşamak çok nadir rastlanan bir durumdur. Çoğu insan sadece var olur.

Oscar Wilde

******

Yalnız kalmak ve stresin içinde paniklemeden, korkuya kapılmadan sakince durabilmek, stresin içinden sağduyuyla geçip gidebilmek son derece kıymetli bir meziyettir.

Strese karşı bağışlıklığı düşük insanlar, yazık ki zorlukların üstesinden gelebilme yeteneklerini hiç geliştiremiyorlar. Çünkü zorlukların üstesinden gelebilmek için o kasın çocukluktan itibaren çalıştırılıyor olması gerekir.

*****

Elbette herkesin stres eşiği farklıdır. Kimi büyük kayıplar yaşadığı halde bile bu yası, acıyı, kederi ve stresi bir başına yönetmenin yolunu bulur, kimi cep telefonunu çaldırdığında hastanelik olur, ilaç kullanır, travma yaşar.

*****

Yalnızlık bir tehdit değildir, bilinçli yalnızlık son derece üretken, verimli ve yaratıcıkla dolu bir süreçtir.

*****

Kalabalığa karışmak herhangi bir yetenek gerektirmez ama yalnız ve dik durmak gerçekten çok şey gerektirir.

Charles Bukowski

*****

DEVAMI GELECEK

 

 

OKUDUKLARIM 2024/66 EBABİL KIŞI

19 Eylül 2024

OKUDUKLARIM 2024/66 EBABİL KIŞI

 

 
Dün, ilk gün, sonraki günler, cenaze günü ve bugün. Hayatım beş parçadan oluşuyor şimdi. Beşinin toplamı ediyor mu on yedi gün, bilmiyorum. Hiç sanmıyorum. Bir ömür yetmez o günlere. Yarın yok, yarını düşünmüyorum. Yarını düşlemek en büyük hayal kırıklığı insana. Bunu henüz öğrenmedim, yine de söylüyorum, söyleye söyleye öğreneceğim belki de; Bekliyorum…. Ne tarih öncesi ne sonrası; ne Ay ne Güneş, ne miladi ne de rumi takvimlerde yer almayan, zamanın olmadığı, Dünya’nın Güneş’in çevresinde dönmediği bir mevsimde. Buz gibi bir yangın yerinde, kardelenlerin bile açmaya utandığı, dağların yeşermeye gücendiği bir iklimde, EBABİL KIŞI’nda , BEKLİYORUM…. Burcu Alpaslan 7 Temmuz 1990 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. 2009’dan beri birlikte olduğu hayat arkadaşı Mert Alpaslan ile 2015 senesinde evlenmiştir. 2019 senesinin aralık ayında , eşi Mert Alpaslan, Uludağ’da çıktığı zirve yürüyüşünde trajik bir şekilde hayatını kaybetmiştir. 17 gün süren olağanüstü arama sürecini, önceki hayatım diye adlandırdığı anılarını ve hayat arkadaşının vefatı sonrası, bu coğrafyanın bir kadını olarak yaşadığı zorlukları anlattığı Ebabil Kışı yazarın ilk kitabıdır.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Acıklı bir hayat hikayesi, eşini uludağda yitirmiş bir bayanın kaleme aldıkları...Hiç yaşanmasını dilerdim, yıllar önce bir akrabamında benzer bir kaybı olmuştu aklıma o geldi. Süt ablam yeni evlenmiş ve doğum yapmıştı. Eşi ziraat mühendisi idi Karadeniz bölgesinde görevli idi. Denize gidiyorlar ve enişte denizde vefat etti. 40 günlük bir kızla kaldı. Kız 2-3 yaşında iken ikinci evliliğini yaptı, bize gelmişlerdi, kız yeni babasına sarılıyor ve sen bunca zamandır nerdeydin baba, niye hiç gelmedin, niye hiç aramadın dediği anda biz ağlamaya başlamıştık bunu unutmuyorum hiç.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Birdenbire düşlerden, ışıklardan yoksun kalmış bir dünyada insan, kendini yabancı bulur.
Albert Camus, Sisifos Söyleni
*****
Kurtaramamak ne ağır bir yüktür insana
*****
Evlilik büyük bir olay .... İnsanın tek bir imzayla sahip olduğu; aşkın, sevginin yeterli gelmediği, her otorite, her kurum karşısında ve tüm kürsülerde doyumsuzca sahip olmak istediğin bir eşya.... Ve eşya, hep yüktür insana.
*****
Acı kimilerini küçültür, kimilerini de bilge yapar.
*****
 Ne büyük haksızlıktır ne acımasız bir boş boğazlıktır.
*****
Sevginin olduğu yerde ümitsizlik olmaz
*****
Sanki ruhum, yetemediğimiz isteklerin ve memnuniyetsizliğin içinde yavaş yavaş kayboluyordu.
*****
İstemeyi öğren
*****
Acı her şeyi yapma hakkı vermez insana.
*****
Dile dökülmeyen dualar da var.
*****
Kalbin sesini ağzından çıkan ses gibi duyabilir mi insan?
*****
Düşünce değilmiş umut, akıl dışı, sırf kalbi bir duyguymuş.
*****
Gülmekle ağlamak kardeştir.
*****
Ayı; bazı Uygur efsanelerinde adaletli ve sözü dinlenen kabile reisi olarak da tasvir edilir.
*****
Şamanlık anaerkil toplumsal yapının izlerini taşır. Hem kadın hem erkek. Şamanlar hep var olmuştur fakat kadın Şamanların daha güçlü, kutsal, önemli ve saygın oldukları kabul edilir.
*****
Herkesin bir tesellisi ve ölüme dair bir fikri vardı çünkü. Herkesin bir beklentisi vardı.
*****
Gizlice en çok korkulan şey, hep gerçekleşir sonunda.
Cesar pavese, yaşama uğraşı 
*****
İnsan, aklındaki ihtimalden yeterince korkarsa gelecek olanı ya da geleceğini sandığını engelleyebileceğini düşünüyordu.
*****
Sevdiğimiz bir kişi öldüğü zaman,  sağ kalmak suçunun kefaretini, yüreğimize işleyen yeğin bir pişmanlıkla öderiz.
Simone de beauvoir, sessiz bir ölüm
*****
Döner de okurum, okur da öğrenirim, yaşar da deneyimlerim.
*****
    Ve benim birdenbire yüzünü değil gözünü değil senin sesini göresim geldi.
Nazım Hikmet, Taranta-Babu
*****
Uyku dediğin, verilmiş en güzel lütuf ölümlü dünyada insana
*****
Hayatına  olması gerektiği gibi devam ederken, yargılar, fikirler, hayat dersleri savurmak çok kolaydır.
*****
 
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;
 
 



OKUDUKLARIM 2024/65 BENİ İNCİTEMEZSİN

18 Eylül 2024

 


 
İNCİTMEK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, İNCİNMEK VARDIR. KIRMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, KIRILMAK VARDIR. YARALAMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, YARALANMAK VARDIR. Merkezinde duran, başkasının savaşına müdahil olmayan, esnek ve sakin bir insanın incinmesi, kırılması, yaralanması mümkün değildir. İnsan incinmemek uğruna güçlü, sert ve katı bir savaşçıya dönüştükçe daha fazla incinir. Korunma kalkanları daha da korunmasız kılar insanı. Gerçek gücünüzü dışarıdan edindiğiniz zırhlarınızdan değil, merkezinizdeki esneklikten alırsınız. Peki ya merkez neresi? Bu kitap kendini arayan insanlar için yazılmadı. Merkezini yitiren insanlar için yazıldı. Dışarıya gidip aramak için değil, içeriye dönüp bulmak için kaleme alındı. İnsan merkezini dışarıda bulamaz, merkez içeridedir, bulmaya karar verdiğinizde dönüp onu yeniden keşfedersiniz. Merkezinde olmayı bilen insan için kaos yoktur, kaygı yoktur, çaresizlik yoktur, güvensizlik, yetersizlik ve korku yoktur. 
 (Tanıtım Bülteninden)
 
KİTAP  HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
 Roman tadında bir kişisel gelişim kitabı bitirmiş bulunmaktayım :)
 
Hayır diyebilme sanatı
Seni yoran herşeyi bırak 1, bölüm 2. bölüm
Bırak olduğu gibi gelsin hayat
Beni incitemezsin 1. bölüm
 
Kitapları bir seri, şu ana kadar 2 tanesini okumuş oluyorum bununla birlikte  
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Mukayese etmeyin, kıyaslamayın.
Başka hiçbir yol sizinki değildir.
Diğer bütün yollar sizi kandırır ve ayartır.
Ruhunuzdaki yolu takip etmelisiniz.
Carl Gustav Jung
*****
1984 yılında bir araştırma yapılmış. İnsanlara "Hayatında güvendiğin kaç kişi var?" diye sorulmuş.
En çok verilen cevap üç
2004 yılında bir kez daha araştırma yapılmış sonuç
Sıfır!!!!!!!!!!
Erich Fromm ;
"İnsana inanmıyorsak, yalnızca makineye olan inancımızla kurtulamayız."
Başkalarına güvenmek içinse kendimize güveniyor olmamız gerekir öncelikle.
*****
Arzular; önemli bir konu ....
Seçimlerimiz, davranışlarımız, yönelimlerimiz konusunda son derece önemli roller üstlenen, çok güçlü duygudur arzu.... Çünkü insan zihni, kuvvetli biçimde arzuya/hazza/ ödüle meyillidir.
*****
Sosyal çevre ve kültür, beyindeki arzuları etkilemede önemli bir rol oynar. Toplumun beklentileri, değerleri ve kabul edilen davranışlar, kişilerin arzularını ve isteklerini şekillendirebilir.
******
İnsan merkezini dışarıda bulamaz, merkez içeridedir, insan karar verirse dönüp onu yeniden keşfeder.
*****
İnsan merkezinden ne kadar uzaklaştığını ne zaman anlar biliyor musunuz?
Hayatı tarif ettiğimiz şu korkunç trafiğe dönüştüğü an. Yani artık adım atmaktan bile çok korktuğu, kendine güvenemediği, çaresiz kaldığı, yol bulamadığı ve bir trafik ışığından bile yoksun olduğunu gördüğü an.
Merkezinde olmayı bilen insan için kaos yoktur, kaygı yoktur, çaresizlik yoktur, güvensizlik, yetersizlik ve korku yoktur.
*****
Dünyada olup biteni anlamak için kapıdan çıkmak bile gerekmez. Göklerin yolunu görmek için pencereden bakmak bile fazla. Ne kadar uzağa gidersen o kadar az bilirsin.
Lao Tzu
*****
Kötülük üreten kötülük üretmeye devam eder ve bununla sadece etrafını değil kendini de yok eder. Ne kadar yaralı da olsam, başkasının yoluna odaklanmam, başkasının eylemlerinden etkilenip tepki geliştirmem, yolumdan sapmam, benim kendi doğamdan/merkezinden uzaklaşmam gerekmiyor.
*****
Bazen bir şey yapmayarak da çok şey yapmış oluruz. Eylemsizlik de bilinöle tercih edildiğinde, bilinçle yapıldığında son derece güçlü bir eylemdir. Yapmamayı tercih etmek, önemli bir karar ve uygulamadır.
*****
Wu Wei, eylemsiz eylem;
Wu Wei öğretisi, bir kişinin iç huzura ulaşmasına ve hayatın akılında daha fazla başarı elde etmesine yardımcı olabilir. Bu öğreti, zorluklarla karşılaşıldığında zorlamaktan ve çaba harcamaktan ziyade, olayların doğal akışına güvenmeyi teşvik eder. Doğal akışa uyumlu olarak hareket etmek, gereksiz stres ve kaygıyı azaltabilir, daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmayı sağlayabilir.
*****
Liderler, kontrolü bırakma ve doğal akışa uyum sağlama konusunda rehberlik ederek daha etkili liderlik yapabilirler. Zorlamak ve baskı yapmak, liderlikteki gücü azaltabilirken, içgüdüsel ve uyumlu bir şekilde hareket etmek, takım üyelerinin daha yüksek bir motivasyona ve perfonmasa ulaşmasına yardımcı olabilir.
*****
Yaşayan insanlar yumuşak ve hassastır. Cesetlerse ser ve katı....
On bin şey; Yaşayan otlar, ağaçlar, yumuşaktır, esnektir. Ölünce kuru ve kırılgan....
Oyüzden sertlik ve katılık ölüme aittir, yumuşaklık ve hassasiyet hayata.... Sert kılıç kırılır, eğilmeyen ağaç devrilir. Sert ve yüce göçer gider. Yumuşak ve zayıf ayakta kalır.
Lao Tzu, Tao The Ching
*****
Bu kadar okuyup da âlim olamayan tek insan olabilirsin şu hayatta.
"Çünkü o bir savruk okuyucu tatlım benim.... Savruk okuma ne âlim eder ne adam.
*****
Çok okumak iyi bir okur olduğu anlamına gelmez. 
"Eline geçen her şeyi okumak sürekli okumak, okuyamayacağın kitapları bile satın alıp eve yığmak, yıllar içinde bile kapağını açacak fırsatını bulamamak insanı kaliteli bir okur yapmaz."
*****
Kaliteli bir okur hangi kitabı neden okumak istediğini bilir. Ona göre seçer, ona göre de okur. Bilinçlidir. Onu manipüle edemezsin. Bir kitap çok satıyor diye millet onu çok beğendi diye, herkes onun hakkında konuşuyor diye editörler bunu okumadan evvel ölmeyin diyor diye okumalar  yapmaz. Kaliteli okurun nedenleri vardır.... Soruları vardır, bu yüzden bir okuma disiplini ve tarzı vardır.
*****
Cehalet mutluluk getirmez.... Ama bazı şeyleri bilmemeyi tercih etmek mutluluktur.
*****
Arzuların karşılık bulması olağanüstü bir tatmin duygusu yaşatırdı insana.
*****
İnsanların onay vermesini önemserseniz, onların mahkumu  olursunuz. İşinizi yapın ve geri çekilin. Dinginliğe giden yegane yol budur. 
Lao Tzu
*****
Yaşadığımız en büyük korku ölüm değildir, gerçekte kim olduğumuzu ifade etmekten korkuyoruz en çok.... Hayatlarımızı başkalarının isteklerini yerine getirmek için yaşamayı öğrenmişiz, tam da bu yüzden kabul edilmemekten çok korkuyoruz der
Don Miguel Ruiz
*****
Aranıza katılamadığım sohbetlerden hoşlanmıyorum.
*****
Aşk çok soru sormaz, düşünmeye başlarsak, içimize korku düşer. Bu korku açıklanamaz, onu sözcüklerle açıklamaya çalışmak boşuna olur. Belki de aşağılanma korkusudur bu, kabul edilmeme, büyüyü bozma korkusu. İnsana gülünç gelebilir, ama böyledir. Bu yüzden soru sorulmaz, yalnızca davranılır.
Paulo Coelho, Piedra Irmağının kıyısında oturdum ağladım.
*****
Düzeni bozanı kimse sevmez, dengelerle oynayandan kimse hoşlamaz. şımarıklık edene ilgili iyi duygular beslenmez, çıkıntılık edene herkes antipati duyar, huzur bozanı kimse kendi ortamında istemez, arkasından da kimse iyi konuşmaz, kuyusunu kazar, ayağını kaydırır, bir şekilde ortamdan uzaklaşmasını sağlarlar....
*****
Ne kaybettinse onu kazanmışsındır.
Ne kazandınsa onu kaybetmişsindir.
Lao Tzu
*****
İyi bir çocuk olmuştu, çünkü annesinin hoşgörüsüz düzeni altında yaşarken sevilmeme korkusu çektiği için iyi olmak zorundaydı.
Julia Samuel, Bu da Geçecek
*****
Sevilmeme korkusu öylesine içimize işlemiş ki, sürekli dışarıda bizi beğenecek bir bakış arıyoruz. Halbuki eskiler kemgözden korkardı. Başkasının göz ve tecessüsünden korumamış gereken iç sınırlarımız, hayat alanlarımız var. Hayâ büyük bir muhafızdır. Özgürlüğün yolu, mahremin ve sınırların korunmasından geçiyor. 
Kemal Sayar- Başı Sunuklar İçin Kılavuz 
*****
İnsanlar genellikle kabul edilmeme korkusu yaşadıklarında, başkalarının onları reddeceğini düşünürler ve bu düşüncelerle birlikte çeşitli duygusal tepkiler geliştirebilirler.
*****
Kaybetme korkusu, insanların sosyal ortamlarda kendilerini ifade etmelerini engelleyebilir, yeni ilişkiler kurmalarını zorlaştırabilir ve sosyal fobiye yol açabilir.
*****
Özgüven eksikliği, düşük özsaygı, olumsuz deneyimler yaşamakla veya geçmişte yaşanan reddedilme deneyimleriyle de ilişkilidir.
*****
Kabul edilmeme korkusu, zaman içinde sosyal izolasyona ve yalnızlığa da yol açabilir.
*****
Kabul edilmeme korkusuyla nasıl baş edilir?
Kendini kabul etme
Duygusal zeka
Olumsuz düşünce kalıplarının farkına varma
Geçmişi geride bırakma
Empati kurma
Yardım ve destek alma
Risk alma cesareti
Gerçekçi hedefler belirlemenin gücü
Sosyal beceriler geliştirme
İçdünyayla bağlantı kurmanın önemi
Dışarıdan onay alma ihtiyacından kurtulmak
Başkalarının kabulü.
*****
 Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman evet, istediğiniz zaman hayır diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve başkalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce seni seviyorum diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünyayı düşünün.
Don Miguel Ruiz, Dört Anlaşma
*****
Öz değer duygusu zayıf, benlik algısı yeterince güçlü olmayan, hayatın doğal akışına karşı savunmasız, yaşamsal becerileri gelişmemiş, kendine güvenmeyen, kaybetme korkusu yüksek, dışlanmayla ve reddedilmeyle baş edemeyeceğine inanan, krizden çok korkan insanlar, doğal olarak kontrolcü bir yaklaşım gösterirler. Her şeyi bilmek, denetlemek, her şeyden haberdar olarak her ihtimali gözden geçirmek ve ihtimaller silsilesini denetim altında tutmak gibi mantıksız ve imkansız bir tutum içindedirler.
*****
Aşırı düşünme, düşüncelere takılma, bir şeylere takma ve orada debelenip durma bir noktada özgüvensizliğin, öz değer kaybının bir getirisidir.
*****
Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.
J. E. Ross
*****
Öfke yatışınca geriye kocaman bir kırgınlık ve keder duygusu kalıyor.
*****
Şantaj... Bir kadına yapılabilecek en ahlaksız, en namuzsuz tür de bir şantaj
*****
Sadece aldatmak bir ilişkinin sonu olabilirmiş gibi bir katiyet var insanlarda, asıl bunu anlamıyorum ben. Güvenmiyor olmak bir ilişkiyi sonlandırmak için başlı başına güçlü bir neden... Aldatılmadığın sürece güvenmediğin bir ilişkiye devam etmek ikiyüzlülüktür asıl. Gerçek bir ilişkiden söz edemeyiz orada. İçinde huzur ve güven olmayan bir ortaklıktır o. Gerçek ilişkiler güven doludur, huzur doludur.
*****
Hayatın gerisine düşmemek gerekiyor.
*****
Herşeyden milyonlarca var. Milyonlarca dizi var, milyonlarca film var, kitap var, fenomen var, ünlü var, yaşam biçimi var, sevgili var, ilişki türü var, akım var, ekol var, bilgi var.... Her şeyden milyonlarca olunca devasa bir çöplüğün içinde kaybolup gidiyor insan. Kendi hayatı da çöplüğe dönüşüyor. Bütün dizileri izlemeye kalkıyor, bütün kitapları okumaya çalışıyor, bütüb akımları bilmeye, bütün tatları denemeye, bütün bilgileri öğrenmeye çalışıyor ama olmuyor. Çünkü insan her şeyi bilemez. Bütün dizileri izleyemezsin, bütün kitapları okuyamazsın, bilgileri öğrenemezsin, bütün dilleri konuşamazsın, her tadı deneyemezsin, her şeyi bilemezsin, dey,mleyemezsin. Gerçekten bilmeye değer olanın ne olduğunu bulmak zorundasın kendin için.... Kendi sorularının cevabını veren kitapları okumak gibi, kendi sorularına cevap aradığın dizileri izlemek gibi....
*****
Yalnız kalmayan insan sürekli meşgul çalan bir telefon gibidir ama farkında değildir. Kendini aramak aklına bile gelmez. Rehberinde koca bir dünya vardır ama kendisi yoktur. Kendini bulmasın, görmesin ve hissetmesin diye belleği bünyesini tarumar eder, hafızası oyunlar oynar.
Kendiyle baş başa kalamadığı her an mutlu görünmek zorunda hisseder. Oysa mutsuzsan mutsuzsundur. Nedir bu mükemmel görünme telaşı?
Hiçbir ihtiyacın yokmuş gibi, her şete sahipmişsin, aşkların en güzeline ve pahaların en biçilmezine sahipmişsin gibi yaşamanın bir bedeli olmayacak mı?
Çok ağır bir bedeli var oysa:
Sen kendine dost değilsin....
*****

Devamı gelecek