OKUDUKLARIM 2024/65 BENİ İNCİTEMEZSİN

18 Eylül 2024

 


 
İNCİTMEK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, İNCİNMEK VARDIR. KIRMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, KIRILMAK VARDIR. YARALAMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, YARALANMAK VARDIR. Merkezinde duran, başkasının savaşına müdahil olmayan, esnek ve sakin bir insanın incinmesi, kırılması, yaralanması mümkün değildir. İnsan incinmemek uğruna güçlü, sert ve katı bir savaşçıya dönüştükçe daha fazla incinir. Korunma kalkanları daha da korunmasız kılar insanı. Gerçek gücünüzü dışarıdan edindiğiniz zırhlarınızdan değil, merkezinizdeki esneklikten alırsınız. Peki ya merkez neresi? Bu kitap kendini arayan insanlar için yazılmadı. Merkezini yitiren insanlar için yazıldı. Dışarıya gidip aramak için değil, içeriye dönüp bulmak için kaleme alındı. İnsan merkezini dışarıda bulamaz, merkez içeridedir, bulmaya karar verdiğinizde dönüp onu yeniden keşfedersiniz. Merkezinde olmayı bilen insan için kaos yoktur, kaygı yoktur, çaresizlik yoktur, güvensizlik, yetersizlik ve korku yoktur. 
 (Tanıtım Bülteninden)
 
KİTAP  HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
 Roman tadında bir kişisel gelişim kitabı bitirmiş bulunmaktayım :)
 
Hayır diyebilme sanatı
Seni yoran herşeyi bırak 1, bölüm 2. bölüm
Bırak olduğu gibi gelsin hayat
Beni incitemezsin 1. bölüm
 
Kitapları bir seri, şu ana kadar 2 tanesini okumuş oluyorum bununla birlikte  
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Mukayese etmeyin, kıyaslamayın.
Başka hiçbir yol sizinki değildir.
Diğer bütün yollar sizi kandırır ve ayartır.
Ruhunuzdaki yolu takip etmelisiniz.
Carl Gustav Jung
*****
1984 yılında bir araştırma yapılmış. İnsanlara "Hayatında güvendiğin kaç kişi var?" diye sorulmuş.
En çok verilen cevap üç
2004 yılında bir kez daha araştırma yapılmış sonuç
Sıfır!!!!!!!!!!
Erich Fromm ;
"İnsana inanmıyorsak, yalnızca makineye olan inancımızla kurtulamayız."
Başkalarına güvenmek içinse kendimize güveniyor olmamız gerekir öncelikle.
*****
Arzular; önemli bir konu ....
Seçimlerimiz, davranışlarımız, yönelimlerimiz konusunda son derece önemli roller üstlenen, çok güçlü duygudur arzu.... Çünkü insan zihni, kuvvetli biçimde arzuya/hazza/ ödüle meyillidir.
*****
Sosyal çevre ve kültür, beyindeki arzuları etkilemede önemli bir rol oynar. Toplumun beklentileri, değerleri ve kabul edilen davranışlar, kişilerin arzularını ve isteklerini şekillendirebilir.
******
İnsan merkezini dışarıda bulamaz, merkez içeridedir, insan karar verirse dönüp onu yeniden keşfeder.
*****
İnsan merkezinden ne kadar uzaklaştığını ne zaman anlar biliyor musunuz?
Hayatı tarif ettiğimiz şu korkunç trafiğe dönüştüğü an. Yani artık adım atmaktan bile çok korktuğu, kendine güvenemediği, çaresiz kaldığı, yol bulamadığı ve bir trafik ışığından bile yoksun olduğunu gördüğü an.
Merkezinde olmayı bilen insan için kaos yoktur, kaygı yoktur, çaresizlik yoktur, güvensizlik, yetersizlik ve korku yoktur.
*****
Dünyada olup biteni anlamak için kapıdan çıkmak bile gerekmez. Göklerin yolunu görmek için pencereden bakmak bile fazla. Ne kadar uzağa gidersen o kadar az bilirsin.
Lao Tzu
*****
Kötülük üreten kötülük üretmeye devam eder ve bununla sadece etrafını değil kendini de yok eder. Ne kadar yaralı da olsam, başkasının yoluna odaklanmam, başkasının eylemlerinden etkilenip tepki geliştirmem, yolumdan sapmam, benim kendi doğamdan/merkezinden uzaklaşmam gerekmiyor.
*****
Bazen bir şey yapmayarak da çok şey yapmış oluruz. Eylemsizlik de bilinöle tercih edildiğinde, bilinçle yapıldığında son derece güçlü bir eylemdir. Yapmamayı tercih etmek, önemli bir karar ve uygulamadır.
*****
Wu Wei, eylemsiz eylem;
Wu Wei öğretisi, bir kişinin iç huzura ulaşmasına ve hayatın akılında daha fazla başarı elde etmesine yardımcı olabilir. Bu öğreti, zorluklarla karşılaşıldığında zorlamaktan ve çaba harcamaktan ziyade, olayların doğal akışına güvenmeyi teşvik eder. Doğal akışa uyumlu olarak hareket etmek, gereksiz stres ve kaygıyı azaltabilir, daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmayı sağlayabilir.
*****
Liderler, kontrolü bırakma ve doğal akışa uyum sağlama konusunda rehberlik ederek daha etkili liderlik yapabilirler. Zorlamak ve baskı yapmak, liderlikteki gücü azaltabilirken, içgüdüsel ve uyumlu bir şekilde hareket etmek, takım üyelerinin daha yüksek bir motivasyona ve perfonmasa ulaşmasına yardımcı olabilir.
*****
Yaşayan insanlar yumuşak ve hassastır. Cesetlerse ser ve katı....
On bin şey; Yaşayan otlar, ağaçlar, yumuşaktır, esnektir. Ölünce kuru ve kırılgan....
Oyüzden sertlik ve katılık ölüme aittir, yumuşaklık ve hassasiyet hayata.... Sert kılıç kırılır, eğilmeyen ağaç devrilir. Sert ve yüce göçer gider. Yumuşak ve zayıf ayakta kalır.
Lao Tzu, Tao The Ching
*****
Bu kadar okuyup da âlim olamayan tek insan olabilirsin şu hayatta.
"Çünkü o bir savruk okuyucu tatlım benim.... Savruk okuma ne âlim eder ne adam.
*****
Çok okumak iyi bir okur olduğu anlamına gelmez. 
"Eline geçen her şeyi okumak sürekli okumak, okuyamayacağın kitapları bile satın alıp eve yığmak, yıllar içinde bile kapağını açacak fırsatını bulamamak insanı kaliteli bir okur yapmaz."
*****
Kaliteli bir okur hangi kitabı neden okumak istediğini bilir. Ona göre seçer, ona göre de okur. Bilinçlidir. Onu manipüle edemezsin. Bir kitap çok satıyor diye millet onu çok beğendi diye, herkes onun hakkında konuşuyor diye editörler bunu okumadan evvel ölmeyin diyor diye okumalar  yapmaz. Kaliteli okurun nedenleri vardır.... Soruları vardır, bu yüzden bir okuma disiplini ve tarzı vardır.
*****
Cehalet mutluluk getirmez.... Ama bazı şeyleri bilmemeyi tercih etmek mutluluktur.
*****
Arzuların karşılık bulması olağanüstü bir tatmin duygusu yaşatırdı insana.
*****
İnsanların onay vermesini önemserseniz, onların mahkumu  olursunuz. İşinizi yapın ve geri çekilin. Dinginliğe giden yegane yol budur. 
Lao Tzu
*****
Yaşadığımız en büyük korku ölüm değildir, gerçekte kim olduğumuzu ifade etmekten korkuyoruz en çok.... Hayatlarımızı başkalarının isteklerini yerine getirmek için yaşamayı öğrenmişiz, tam da bu yüzden kabul edilmemekten çok korkuyoruz der
Don Miguel Ruiz
*****
Aranıza katılamadığım sohbetlerden hoşlanmıyorum.
*****
Aşk çok soru sormaz, düşünmeye başlarsak, içimize korku düşer. Bu korku açıklanamaz, onu sözcüklerle açıklamaya çalışmak boşuna olur. Belki de aşağılanma korkusudur bu, kabul edilmeme, büyüyü bozma korkusu. İnsana gülünç gelebilir, ama böyledir. Bu yüzden soru sorulmaz, yalnızca davranılır.
Paulo Coelho, Piedra Irmağının kıyısında oturdum ağladım.
*****
Düzeni bozanı kimse sevmez, dengelerle oynayandan kimse hoşlamaz. şımarıklık edene ilgili iyi duygular beslenmez, çıkıntılık edene herkes antipati duyar, huzur bozanı kimse kendi ortamında istemez, arkasından da kimse iyi konuşmaz, kuyusunu kazar, ayağını kaydırır, bir şekilde ortamdan uzaklaşmasını sağlarlar....
*****
Ne kaybettinse onu kazanmışsındır.
Ne kazandınsa onu kaybetmişsindir.
Lao Tzu
*****
İyi bir çocuk olmuştu, çünkü annesinin hoşgörüsüz düzeni altında yaşarken sevilmeme korkusu çektiği için iyi olmak zorundaydı.
Julia Samuel, Bu da Geçecek
*****
Sevilmeme korkusu öylesine içimize işlemiş ki, sürekli dışarıda bizi beğenecek bir bakış arıyoruz. Halbuki eskiler kemgözden korkardı. Başkasının göz ve tecessüsünden korumamış gereken iç sınırlarımız, hayat alanlarımız var. Hayâ büyük bir muhafızdır. Özgürlüğün yolu, mahremin ve sınırların korunmasından geçiyor. 
Kemal Sayar- Başı Sunuklar İçin Kılavuz 
*****
İnsanlar genellikle kabul edilmeme korkusu yaşadıklarında, başkalarının onları reddeceğini düşünürler ve bu düşüncelerle birlikte çeşitli duygusal tepkiler geliştirebilirler.
*****
Kaybetme korkusu, insanların sosyal ortamlarda kendilerini ifade etmelerini engelleyebilir, yeni ilişkiler kurmalarını zorlaştırabilir ve sosyal fobiye yol açabilir.
*****
Özgüven eksikliği, düşük özsaygı, olumsuz deneyimler yaşamakla veya geçmişte yaşanan reddedilme deneyimleriyle de ilişkilidir.
*****
Kabul edilmeme korkusu, zaman içinde sosyal izolasyona ve yalnızlığa da yol açabilir.
*****
Kabul edilmeme korkusuyla nasıl baş edilir?
Kendini kabul etme
Duygusal zeka
Olumsuz düşünce kalıplarının farkına varma
Geçmişi geride bırakma
Empati kurma
Yardım ve destek alma
Risk alma cesareti
Gerçekçi hedefler belirlemenin gücü
Sosyal beceriler geliştirme
İçdünyayla bağlantı kurmanın önemi
Dışarıdan onay alma ihtiyacından kurtulmak
Başkalarının kabulü.
*****
 Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman evet, istediğiniz zaman hayır diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve başkalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce seni seviyorum diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünyayı düşünün.
Don Miguel Ruiz, Dört Anlaşma
*****
Öz değer duygusu zayıf, benlik algısı yeterince güçlü olmayan, hayatın doğal akışına karşı savunmasız, yaşamsal becerileri gelişmemiş, kendine güvenmeyen, kaybetme korkusu yüksek, dışlanmayla ve reddedilmeyle baş edemeyeceğine inanan, krizden çok korkan insanlar, doğal olarak kontrolcü bir yaklaşım gösterirler. Her şeyi bilmek, denetlemek, her şeyden haberdar olarak her ihtimali gözden geçirmek ve ihtimaller silsilesini denetim altında tutmak gibi mantıksız ve imkansız bir tutum içindedirler.
*****
Aşırı düşünme, düşüncelere takılma, bir şeylere takma ve orada debelenip durma bir noktada özgüvensizliğin, öz değer kaybının bir getirisidir.
*****
Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.
J. E. Ross
*****
Öfke yatışınca geriye kocaman bir kırgınlık ve keder duygusu kalıyor.
*****
Şantaj... Bir kadına yapılabilecek en ahlaksız, en namuzsuz tür de bir şantaj
*****
Sadece aldatmak bir ilişkinin sonu olabilirmiş gibi bir katiyet var insanlarda, asıl bunu anlamıyorum ben. Güvenmiyor olmak bir ilişkiyi sonlandırmak için başlı başına güçlü bir neden... Aldatılmadığın sürece güvenmediğin bir ilişkiye devam etmek ikiyüzlülüktür asıl. Gerçek bir ilişkiden söz edemeyiz orada. İçinde huzur ve güven olmayan bir ortaklıktır o. Gerçek ilişkiler güven doludur, huzur doludur.
*****
Hayatın gerisine düşmemek gerekiyor.
*****
Herşeyden milyonlarca var. Milyonlarca dizi var, milyonlarca film var, kitap var, fenomen var, ünlü var, yaşam biçimi var, sevgili var, ilişki türü var, akım var, ekol var, bilgi var.... Her şeyden milyonlarca olunca devasa bir çöplüğün içinde kaybolup gidiyor insan. Kendi hayatı da çöplüğe dönüşüyor. Bütün dizileri izlemeye kalkıyor, bütün kitapları okumaya çalışıyor, bütüb akımları bilmeye, bütün tatları denemeye, bütün bilgileri öğrenmeye çalışıyor ama olmuyor. Çünkü insan her şeyi bilemez. Bütün dizileri izleyemezsin, bütün kitapları okuyamazsın, bilgileri öğrenemezsin, bütün dilleri konuşamazsın, her tadı deneyemezsin, her şeyi bilemezsin, dey,mleyemezsin. Gerçekten bilmeye değer olanın ne olduğunu bulmak zorundasın kendin için.... Kendi sorularının cevabını veren kitapları okumak gibi, kendi sorularına cevap aradığın dizileri izlemek gibi....
*****
Yalnız kalmayan insan sürekli meşgul çalan bir telefon gibidir ama farkında değildir. Kendini aramak aklına bile gelmez. Rehberinde koca bir dünya vardır ama kendisi yoktur. Kendini bulmasın, görmesin ve hissetmesin diye belleği bünyesini tarumar eder, hafızası oyunlar oynar.
Kendiyle baş başa kalamadığı her an mutlu görünmek zorunda hisseder. Oysa mutsuzsan mutsuzsundur. Nedir bu mükemmel görünme telaşı?
Hiçbir ihtiyacın yokmuş gibi, her şete sahipmişsin, aşkların en güzeline ve pahaların en biçilmezine sahipmişsin gibi yaşamanın bir bedeli olmayacak mı?
Çok ağır bir bedeli var oysa:
Sen kendine dost değilsin....
*****

Devamı gelecek

 
 
 
 



 

4 yorum:

  1. faydalı kitaplardan yaniii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Deep 2. bölümüde yazıyorum yakında yayınlarım.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Okuduğunuz kitaptan altını çizdiklerinizi özetle bizlerle paylaşarak bizleri bilgilendirmeniz konusundaki özverili çalışmalarınızdan dolayı size teşekkür ederim. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    Sanatlaşmış kavramlarımızdan biri de "hayır" diyebilmek oldu. Ben şu yaşa geldim, ama bir türlü hayır diyebilmeyi beceremedim. Sıkıntısını ise, hem ben ve hem de etrafımdaki yakınlarım yaşıyor. Mukayese etmek, kıyaslamak asla doğru bir şey değiller. Ama bir türlü bu iki kavramdan da vazgeçemiyoruz. Günümüzde "güven" ise öldü. Artık kimse kimseye güvenemiyor.
    Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk paragraftaki yazılarınız için teşekkür ederim.
      Ben de diyemiyordum hayır ama artık diyebiliyorum. Güven öldüğü kadar vicdan merhamet te ölüyor...
      Selamlar

      Sil