OKUDUKLARIM 2024/66 EBABİL KIŞI

19 Eylül 2024

 

 
Dün, ilk gün, sonraki günler, cenaze günü ve bugün. Hayatım beş parçadan oluşuyor şimdi. Beşinin toplamı ediyor mu on yedi gün, bilmiyorum. Hiç sanmıyorum. Bir ömür yetmez o günlere. Yarın yok, yarını düşünmüyorum. Yarını düşlemek en büyük hayal kırıklığı insana. Bunu henüz öğrenmedim, yine de söylüyorum, söyleye söyleye öğreneceğim belki de; Bekliyorum…. Ne tarih öncesi ne sonrası; ne Ay ne Güneş, ne miladi ne de rumi takvimlerde yer almayan, zamanın olmadığı, Dünya’nın Güneş’in çevresinde dönmediği bir mevsimde. Buz gibi bir yangın yerinde, kardelenlerin bile açmaya utandığı, dağların yeşermeye gücendiği bir iklimde, EBABİL KIŞI’nda , BEKLİYORUM…. Burcu Alpaslan 7 Temmuz 1990 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. 2009’dan beri birlikte olduğu hayat arkadaşı Mert Alpaslan ile 2015 senesinde evlenmiştir. 2019 senesinin aralık ayında , eşi Mert Alpaslan, Uludağ’da çıktığı zirve yürüyüşünde trajik bir şekilde hayatını kaybetmiştir. 17 gün süren olağanüstü arama sürecini, önceki hayatım diye adlandırdığı anılarını ve hayat arkadaşının vefatı sonrası, bu coğrafyanın bir kadını olarak yaşadığı zorlukları anlattığı Ebabil Kışı yazarın ilk kitabıdır.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Acıklı bir hayat hikayesi, eşini uludağda yitirmiş bir bayanın kaleme aldıkları...Hiç yaşanmasını dilerdim, yıllar önce bir akrabamında benzer bir kaybı olmuştu aklıma o geldi. Süt ablam yeni evlenmiş ve doğum yapmıştı. Eşi ziraat mühendisi idi Karadeniz bölgesinde görevli idi. Denize gidiyorlar ve enişte denizde vefat etti. 40 günlük bir kızla kaldı. Kız 2-3 yaşında iken ikinci evliliğini yaptı, bize gelmişlerdi, kız yeni babasına sarılıyor ve sen bunca zamandır nerdeydin baba, niye hiç gelmedin, niye hiç aramadın dediği anda biz ağlamaya başlamıştık bunu unutmuyorum hiç.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Birdenbire düşlerden, ışıklardan yoksun kalmış bir dünyada insan, kendini yabancı bulur.
Albert Camus, Sisifos Söyleni
*****
Kurtaramamak ne ağır bir yüktür insana
*****
Evlilik büyük bir olay .... İnsanın tek bir imzayla sahip olduğu; aşkın, sevginin yeterli gelmediği, her otorite, her kurum karşısında ve tüm kürsülerde doyumsuzca sahip olmak istediğin bir eşya.... Ve eşya, hep yüktür insana.
*****
Acı kimilerini küçültür, kimilerini de bilge yapar.
*****
 Ne büyük haksızlıktır ne acımasız bir boş boğazlıktır.
*****
Sevginin olduğu yerde ümitsizlik olmaz
*****
Sanki ruhum, yetemediğimiz isteklerin ve memnuniyetsizliğin içinde yavaş yavaş kayboluyordu.
*****
İstemeyi öğren
*****
Acı her şeyi yapma hakkı vermez insana.
*****
Dile dökülmeyen dualar da var.
*****
Kalbin sesini ağzından çıkan ses gibi duyabilir mi insan?
*****
Düşünce değilmiş umut, akıl dışı, sırf kalbi bir duyguymuş.
*****
Gülmekle ağlamak kardeştir.
*****
Ayı; bazı Uygur efsanelerinde adaletli ve sözü dinlenen kabile reisi olarak da tasvir edilir.
*****
Şamanlık anaerkil toplumsal yapının izlerini taşır. Hem kadın hem erkek. Şamanlar hep var olmuştur fakat kadın Şamanların daha güçlü, kutsal, önemli ve saygın oldukları kabul edilir.
*****
Herkesin bir tesellisi ve ölüme dair bir fikri vardı çünkü. Herkesin bir beklentisi vardı.
*****
Gizlice en çok korkulan şey, hep gerçekleşir sonunda.
Cesar pavese, yaşama uğraşı 
*****
İnsan, aklındaki ihtimalden yeterince korkarsa gelecek olanı ya da geleceğini sandığını engelleyebileceğini düşünüyordu.
*****
Sevdiğimiz bir kişi öldüğü zaman,  sağ kalmak suçunun kefaretini, yüreğimize işleyen yeğin bir pişmanlıkla öderiz.
Simone de beauvoir, sessiz bir ölüm
*****
Döner de okurum, okur da öğrenirim, yaşar da deneyimlerim.
*****
    Ve benim birdenbire yüzünü değil gözünü değil senin sesini göresim geldi.
Nazım Hikmet, Taranta-Babu
*****
Uyku dediğin, verilmiş en güzel lütuf ölümlü dünyada insana
*****
Hayatına  olması gerektiği gibi devam ederken, yargılar, fikirler, hayat dersleri savurmak çok kolaydır.
*****
 
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;
 
 



4 yorum: