YİĞİT YARASINDAN DOĞRULUR

 

 

 

Güzel bir hafta diliyorum herkese... 

 

TEMİZLİK YAPIN BUGÜN 🙂
Kulpu kırık fincanları,
‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu,
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri,
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o
sandalyeyi,
Dibi kararmış tencereyi,
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları,
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda
o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz
fotoğrafı,
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini
(kaset mi kaldı allah aşkına)
ATIN
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü,
Düşünüp durduğunuz o lafı.
ATIN
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü,
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
ATIN
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini,
Kestiğiniz eski gazete küpürünü,
İçinizi kemiren o ukteyi
ATIN.
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Kişisel gelişim kitaplarını
ATIN
Arkanızdan konuşanları,
Önünüzü kapayanları,
Alamadığınız terfiyi,
Oturamadığınız evi,
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi,
Hatta en iyi karneyi,
Çalışmayan saatleri,
İşe yaramayan fikirleri,
Kaçan trenleri,
Zamansız yaşlandıran dertleri,
‘O gün’ olanları,
Halının altına süpürdüklerinizi,
Dolabın dibine iteklediklerinizi
ATIN
Bakın, ne güzel güneş çıktı.🐞🦋🌞💖💥

 

Bahçedeki briketleri toparlayıp yapmak lazım:)))

 

 

Biz bildiğiniz gibiyiz, sıcaklarla uğraşıyoruz. Cam kapı her yer açık ama nafile esmiyor. Bahçeyi gölge olduğunda suluyoruz genelde. Hıdrellez sabahı ektiğim fasulyelerim oldu, mısırlar ise hala büyümekte. Salatalık 1 tane olmuştu paylaştık aramızda, daha çiçekleri var salata yapacak umarım.

 

Genelde nadirde olsa dışarı çıkıyorum, mesela dün orta bulgur bitmişti, istasyon yolu dediğimiz kısımda yer alan Malatya pazarına gittim oradan aldım. Aynı yol üzerinde bir tanıdığımız dükkan açmıştı, hayırlı olsuna pandemi dolayısı ile gidememiştim. Hazır o tarafa geçmişken ufak bir alışveriş yaptım hayırlı olsun dedim. Kendisi instagram üzerinden de satış yapıyor.

https://www.instagram.com/sema_ic_giyim_luleburgaz/ 

gönül rahatlığı ile alışveriş yapabilirsiniz. 

 

Düğün için davetiyeler geliyor ama gitmiyoruz onun yerine zarf içinde para veriyoruz hediye olarak. İnsanın kendini bile bile lades yapacağı yok bu hastalık konusunda.

 

Hazır önünden geçerken o kısımdaki Migrosa uğradım dergilerimi aldım. Masa dergisi yoktu onuda bu gün pazarın oradaki Migrostan bakarım artık.

 

Genelde pazardan meyve alıyorum, sebze evin yan tarafına köyden tazecik geliyor oradan alıyoruz. Bu biberleride dün yarım kilo almıştım, annem beğendi 1,5 kilo daha al sirkeli yağlı turşu yapalım dedi, ben de aldım ve bugün turşumuzu kurduk.

 

SİRKELİ YAĞLI BİBER TURŞUSU

 

1 şişe üzüm sirkesi

1 kaşık sıvı yağ

1 kaşık toz şeker

1.5 kilo sapları kesilip ikiye bölünmüş sivri biber

yarım demet maydanoz

1 baş sarımsak ayıklanıp doğranacak

tuz

 

Ateşte kaynayan sirke karışımına, yağ, şeker ilave edilir. Biberler parça parça ilave edilir, biberler sararıncaya kadar karıştırılır. Bir ufak leğene biberler çıkarılır, tuz, doğranmış sarımsak ve maydonoz ile harmanlanır, bidona doldurulur. 1 Hafta- 10 gün sonra yenilmeye başlanır.

 

  Yenilmeyen, hayattan öğrenmez. 

Yenilmek istemeyen savaşmaz. 

Viktor Frankl’ın ifadeleriyle, 

Yazgı değişmez; değişseydi yazgı olmazdı. Bununla beraber insan kendisini değiştirebilir, değiştirmeseydi insan olmazdı. Kendini şekillendirebilme ve yeniden şekillendirebilme yeteneği insan olmanın, insani varoluşun bir öğesi olmanın ayrıcalığıdır.

#Ruhunderinyaraları
#kemalsayar

 

Kitap okumaya devam ediyorum, arada dergide okumaya başladım artık uzun zamandır okumuyordum.

 

Frida ile ben çayın demini almasını beklerken....

 

Dün Lise müdürümüzün vefatını öğrendim telefonu elime alır almaz, gözlerim doldu bir an. Kendisi 1986 veya 1987 de Teşekkür, Takdir alan bizleri İstanbula Halit Kıvanç ve Cenk Korayın sunduğu pazar programına götürmüştü. O program yayınında Cenk Koray'ın kaynanalar ile ilgili parodisine büyük bir kahkaha atmıştım:)) Kameralar da bana döndü, bir anda meşhur olmuştum bir kaç dakika:))) 

 

Dünkü mesajlaşmalarda uzun yıllardır görmediğim Hocamı da buldum Facebookta, çok sevindim.

 

Kendisine rahmet diliyorum, Mekanı cennet olsun inşallah.

 

  

Bu hafta evir çevir şarkılarını dinlediğim sanatçı;

 

 

Sağlıklı, mutlu huzurlu bir hafta olsun diyorum tekrar

 

Yiğit yarasından doğrulur.

Çünkü kalbin kırıldığı yer, cesaretinde şaha kalkabildiği yerdir.

 

Ruhun Derin Yaraları
Kemal SAYAR