OKUDUKLARIM 37 ANNE FRANK'IN HATIRA DEFTERİ

07 Temmuz 2021

 

 
 Bu hatıralarda, her an Naziler tarafından yakalanma tehlikesi altında yaşayan bir grup insanın çektiği çilelerin yanı sıra, genç kızlığına yeni adım atan Anne’ın çekingenliklerle, küçük kaçamaklarla tomurcuklanan sevdası da anlatılıyor. Şartların acımasızlığına karşın yaşama gücünü yitirmeyen Anne Frank’ın hikâyesi Can Yücel’in kendine has sesiyle aramıza karışıyor. “Öldükten sonra da yaşamak istiyorum. Onun için Tanrı’ya bana bu vergiyi bağışladığı, kendimi geliştirmek, yazıyla kendimi, içimdekileri anlatmak kolaylığını verdiği için dualar ediyorum. Elime kalemi alınca hiçbir şey gözümde değil, üzüntülerim siliniyor, cesaretim artıyor. Ama bakalım gerçekten değerli bir şeyler yazabilecek miyim? Umudum var. Niye mi? Yazarken düşüncelerimi, düşlerimi, yaşadığım, istediğim şeyleri gözümün önünde canlandırabiliyorum.” Anne Frank 1929’da Yahudi bir ailenin ikinci çocuğu olarak, Frankfurt’ta doğdu. Aile, baba Otto Frank’ın işleri nedeniyle Amsterdam’a taşındı. Nazi işgali sırasında işyerlerinin yakınındaki bir binaya yerleşen Frank’lar burada iş arkadaşlarının yardımıyla iki yıl saklandı. Eskiden birlikte çalıştıkları bu kişiler onlara yalnızca yiyecek, giysi, kitap, vd. yardımı yapmakla kalmadılar, onların dünyaya açılan penceresi oldular. Ancak 1944’te baskına uğrayan binadakiler ve onlara yardım eden gruptan iki kişi farklı toplama kamplarına gönderildi. Yakalananlar arasından yalnızca iki yardımcı ve Otto Frank hayatta kaldı. Yakalanmayan yardımcılar baskın sonrasında geride kalan yığından çıkarıp sakladıkları Anne’ın hatıra defterini babasına teslim ettiler. Babası Anne’ın satırlarını okudukça bambaşka bir genç kızla tanıştı ve arkadaşlarının ısrarıyla bu defteri 1947’de kitap olarak yayımlattı. Anne Frank o günden bugüne hemen her dilde “yaşamaya övgü” niteliğindeki hikâyesiyle insanlığa umut dağıtmayı sürdürüyor.
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Kitabın roman halini de okuyacağım, bu çizgi roman şeklinde idi, beğendim.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Bir insanı ancak onunla kavga ettikten sonra tanıyabilirsin. Ancak o zaman gerçek karekterini değerlendirebiliyorsun.
*****
Zenginlik, şan, şöhret hepsi geçicidir. Ancak kalbindeki mutluluk kimi zaman sönükleşse de, yaşadığın sürece her zaman seni mutlu kılmak üzere orada olacak.
*****
Mutlu bir insan başkalarını da mutlu eder; cesaretini ve inancını yitirmeyen insan asla sefalet içinde ölmez.
*****
Bana göre güven iki taraflıdır.
*****
Her çocuğun kendi kendini yetiştirmesi gerekir. Ebebeynler çocuklarına yalnızca öğüt verip onlara doğru yönü gösterebilir. Nihayetinde, insan kendi kişiliğini kendi şekillendirir.
 

6 yorum:

  1. Romanını okumuştum.... Her Nazi'den kaçan yada yakalanmış birilerinin hatıralarını okuyunca çok üzülüyorum... İnsanlığa kızıyorum....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimde dikkatle okuduğum kitaplar bunlar. Romanını da okuyacağım. Sevgiler,

      Sil
  2. Hep okumak istediğim bir kitaptı; ama hâlâ okuyamadım. Bunu bir işaret kabul ediyorum:) Çizgi roman versiyonu olduğunu bilmiyordum, sayende öğrendim.

    YanıtlaSil
  3. ne güzel kitap tabii, filmi de güzel :)

    YanıtlaSil