"Kendi
yavrusuyla birlikte bir geyik yavrusunu da emziren kadının fotoğrafını
daha önce de görüp etkilenmiştim ama bunun Hindistan’ın Rajasthan
eyaletindeki Bishnoi halkı arasında çok yaygın bir gelenek olduğunu
bilmiyordum. Bishnoiler kendilerini gerçekten de doğa korumasına adamış
bir halkmış. Köylerinde serbestçe dolanan yabani hayvanlar görmek çok
sıradan bir olaymış. Aslında hükümet yetkilileri Bishnoi köylerine
gitmeden önce dikkat etmeniz konusunda sizi uyarıyormuş çünkü avcı
olabilecekleri gerekçesiyle halk yabancılara karşı temkinliymiş.
Yakalanan bir avcınınsa vay haline; avcıyı çırçıplak soyup kızgın çöl
kumlarında yere bağlayıp tövbe edene kadar bekletiyorlarmış. Çölün
ortasında yaşayan bu halk yüzyıllardır yağmur suyu hasadı yapıyormuş ve
bunu sırf kendileri için değil tüm hayvanlar, canlılar için
yapıyorlarmış. Canlı bir ağacı asla kesmiyor ancak vadesi gelip yıkılan
ya da fırtınada devrilen ağaçları yakacak ya da mobilya için
kullanıyorlarmış. 300 yıl kadar önce bölgedeki kral yeni sarayı için
ağaçları kestirmek istediğinde Bishnoi kadınları ağaçlara sarılarak
kesilmelerini önlemeye çalışmış ve 363 Bishnoi ağaçları korumak için bu
şekilde canını vermiş. Zaten Bishnoiler arasında diğer türler için
canını vermek en büyük şehadet sayılıyormuş. Dini bir cemaat olsalar da
gereksiz ritüelleri, tapınmaları falan da yokmuş, sürekli şefkat, sevgi
ve barışa vurgu yapıyorlarmış. Odun israfı oluyor diye Hinduların
geleneksel ölü yakma törenini de terk edip ölülerini gömmeye
başlamışlar. Bir yerlerde geyiklere karışmış bir halkın yaşadığını
bilmek ne güzel."
İnan Mayıs Aru
Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Sıradan bir hafta idi, alışveriş, okuma, dinlemeler ile geçti. Sadece cumartesi akşamı dışarıda idim, onu da aşağıda yazacağım...
Hafta içi bir ara Avm ye gittim, önümüzdeki hafta da sinemaya gitmek istiyorum, Çağan Irmak'ın filmi gelmiş izlemek gerek diye düşünüyorum.
Almaycam diyorum yine duramıyorum, Kemal Sayar ve Sadettin Ökten'in bu serisini çok seviyorum dayanamadım aldım yine...
Rahmetli anneannem de böyle kağnı arabaları ile gelmiş Kırcaali'den. Aşağıdaki yazıyı okuyunca o geldi aklıma...
FARKLIYDIK, ÇÜNKÜ BİZ GÖÇMENDİK ..
Farklıydık; geldiğimiz yerlerden de bir şeyler getirmiştik. Şivemizi, yemeklerimizi, giyim kuşam ve adetlerimizi. Mesela bir şeye daha vakit varsa, TA(A) var derdik. Kadın güzelse, erkek yakışıklıysa YALABIK denirdi. Birisi biraz asık suratlı, biraz seçiciyse o TİTİZ der, pek sokulmazdık. Herkesin teyzesi biz Mübadiller de TETE siydi. TOR derdik işe alışamayanlara. Canımız karpuz çekince bostan'a gider, çok gezen UYUNTU derdik. Çalışmayan tembelker KALPAZAN dı bizim lûgatimiz de. Bir şeyi atacaksak FIYDIRIR ya da SIPITIR atardık. Bazen de ÇÜĞDÜRÜR dük. Analarımız ÇEMBER takardı. Geçen yıl diyeceğimiz zaman BILDIR der, bir şey beklersek um-mak derdik. Önümüze aniden bir şey çıkarsa LAPPADANAK der, şaşkınlığımızı ifade ederdik. Canımız kiraz cektiğin de KİREZ derdik. Traktörü onlar sürerken biz AYDARDIK. ÇAPAR dediğimizde o çocuğun kaşları nın, saçlarının rengini hemen anlardıkm o sarışın bir çocuktu. Sabah ORAZ sesiyle uyanır, elimizi yüzümüzü tulumbada yıkar PEŞKİR e silerdik. O harime PORTA kapılardan girerdik, güneşin Bazen kendimizi SESLERDİK. Çorbaya ekmek doğrar, adına papara derdik. Çok konuşana PATIRDAMA der sustururduk onu. Devam ederse UĞRATIRDIK onu. KURULUKLAR da KUMPİR, SUVAN, BUDEY vardı. Zayıf da biri KURU derdik. Bazen de FARIRDIK (Yorulmak), SALINGAÇ ta yorgunluğumuzu atardık. Evlerin bazı ların altında hayvan besler, kimi tütün basardı. Ağzımız da buruk bir tat varsa MA(V)UR du, kimse anlamasa sa biz anlardık o vakıt. MACIN (Pekmez) ile ağzımızı tatlandırırdık. Böğürtlene ya KAPİNA ya da KARAMIK der yerken elimizi yüzümüzü boyardık. Şüphelendiğimiz de İŞKİLLENİR dik. Çünkü biz bazen çok PİMPİRİKLİ ydik. KIRNAP la kuyudan KUFA KUFA su çekerdik. MİZİN ezanı okudumu ya camiye koşar ya da NAMAZLA (Seccade) serip namazı kılardık. SABA (H) dükkanı besmele ile açar SEFTE yapınca parayı doğrudan almaz yere attırırdık. Sofralarımız da kapama, kartalaç, ummaç çorbası, kaçamak, helva, süt bulamacı. Misafire ikramı severdik, komşu akrabaydı, harim de komşuya açılan küçük kapıcıklar vardı.
Çünkü biz RUMELİ ŞİVESİYLE konuşurduk ❤️❤
Araştırdım bulamadım Kimin yazdığını bilmiyorum kalemine yüreğine sağlık 👏👏👏
Farklıydık; geldiğimiz yerlerden de bir şeyler getirmiştik. Şivemizi, yemeklerimizi, giyim kuşam ve adetlerimizi. Mesela bir şeye daha vakit varsa, TA(A) var derdik. Kadın güzelse, erkek yakışıklıysa YALABIK denirdi. Birisi biraz asık suratlı, biraz seçiciyse o TİTİZ der, pek sokulmazdık. Herkesin teyzesi biz Mübadiller de TETE siydi. TOR derdik işe alışamayanlara. Canımız karpuz çekince bostan'a gider, çok gezen UYUNTU derdik. Çalışmayan tembelker KALPAZAN dı bizim lûgatimiz de. Bir şeyi atacaksak FIYDIRIR ya da SIPITIR atardık. Bazen de ÇÜĞDÜRÜR dük. Analarımız ÇEMBER takardı. Geçen yıl diyeceğimiz zaman BILDIR der, bir şey beklersek um-mak derdik. Önümüze aniden bir şey çıkarsa LAPPADANAK der, şaşkınlığımızı ifade ederdik. Canımız kiraz cektiğin de KİREZ derdik. Traktörü onlar sürerken biz AYDARDIK. ÇAPAR dediğimizde o çocuğun kaşları nın, saçlarının rengini hemen anlardıkm o sarışın bir çocuktu. Sabah ORAZ sesiyle uyanır, elimizi yüzümüzü tulumbada yıkar PEŞKİR e silerdik. O harime PORTA kapılardan girerdik, güneşin Bazen kendimizi SESLERDİK. Çorbaya ekmek doğrar, adına papara derdik. Çok konuşana PATIRDAMA der sustururduk onu. Devam ederse UĞRATIRDIK onu. KURULUKLAR da KUMPİR, SUVAN, BUDEY vardı. Zayıf da biri KURU derdik. Bazen de FARIRDIK (Yorulmak), SALINGAÇ ta yorgunluğumuzu atardık. Evlerin bazı ların altında hayvan besler, kimi tütün basardı. Ağzımız da buruk bir tat varsa MA(V)UR du, kimse anlamasa sa biz anlardık o vakıt. MACIN (Pekmez) ile ağzımızı tatlandırırdık. Böğürtlene ya KAPİNA ya da KARAMIK der yerken elimizi yüzümüzü boyardık. Şüphelendiğimiz de İŞKİLLENİR dik. Çünkü biz bazen çok PİMPİRİKLİ ydik. KIRNAP la kuyudan KUFA KUFA su çekerdik. MİZİN ezanı okudumu ya camiye koşar ya da NAMAZLA (Seccade) serip namazı kılardık. SABA (H) dükkanı besmele ile açar SEFTE yapınca parayı doğrudan almaz yere attırırdık. Sofralarımız da kapama, kartalaç, ummaç çorbası, kaçamak, helva, süt bulamacı. Misafire ikramı severdik, komşu akrabaydı, harim de komşuya açılan küçük kapıcıklar vardı.
Çünkü biz RUMELİ ŞİVESİYLE konuşurduk ❤️❤
Araştırdım bulamadım Kimin yazdığını bilmiyorum kalemine yüreğine sağlık 👏👏👏
Cumartesi gecesi Tiyatroda idim, Afiş yukarıda. Zehra hem komşumun kızı hem arkadaşım. Benden 4 yaş küçük kendisi. Bayağı da güzel bir oyundu. Şehrimizde yeni yapılan Yıldız sanatları merkezinde idi oyun, Ücretsiz olduğu için çok talep vardı, 270 kişilik salon hınça hınç doldu, basamaklar bile doluydu. Ben oturma alanında en tepede ve kapıya yakın bir kısma oturdum. Ola ki evde birşey olur ararlarsa eğer, hemen sessize aldığım telefon ile dışarı çıkarım diye düşündüm. Uzun yıllardır gece dışarı çıkmamıştım iyi geldi biraz bu oyun. Arkadaşlarda telefon açtılar 3 kişilik yer de onlara tuttum:)))
Ben oyun ücretsiz olduğu için yer bulamam diye 1.5 saat önceden gittim. Cafede bir kahve içtim, salon açıktı girdim oturdum, istediğim yere, montumuda çıkardım 3 koltuğu kapattım kızlara, elime de yeni kitabımı aldım, müzik muhteşem zaten başladım okumaya. Daha 9. sayfa da kitap beni çarptı:))
İnsanlıktan yoksun bu kadının İnsan Kaynakları Müdürü olması hayatın zıtlıklardan oluştuğu düşüncemi bir kez daha desteklemişti.
Kitaptaki bu satırlar beni 2000 yılından 2014 yılına kadar mobing gördüğüm yıllara götürdü. Bana 14 yıl boyunca mobing uygulayan Endüstri Mühendisi bayan da aynı makamdaydı. Gerçekten çok mu arayıp buldular diye çok düşünmüşümdür........
Her Umut Ortak Arar kitabından... (netten alıntıdır)
RADYO TİYATROSU
OTEL MAVİ
https://www.youtube.com/watch?v=khE3FmxFMC0
KÖŞKTE CİNAYET
https://www.youtube.com/watch?v=7fXWxwDWTXo
AMCAMIN RÜYASI
https://www.youtube.com/watch?v=hREGj5aVfO4
HIRSIZ
https://www.youtube.com/watch?v=rJVku6IqZiI
TEHLİKELİ UÇUŞ
https://www.youtube.com/watch?v=RDdj8RkmvHI
NİLAY ÖRNEK
YANKI YAZGAN
https://www.youtube.com/watch?v=4kEqmVZH98Q
ATA DEMİRER
https://www.youtube.com/watch?v=xM04tgwgoh4
SPOTİFY
BU MU YANİ
NEFES HAYATIMIZI DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?
https://open.spotify.com/episode/5Z69j0vu3M5w5u8Qg7p6zY
MÜZİK
CANDAN ERÇETİN KONSERİ
https://www.youtube.com/watch?v=6jyWSYVNEOQ
Aydın Boysan'ın söylediği şey o kadar doğru ki :)
YanıtlaSilBüyükler her zaman iyisini söyler
SilTiyatroya en son tam pandemiden önce gitmiştim. Ne iyi gelmiştir sana . Müzikleri açtım dinleyerek yazıyorum, güzel listeymiş :)
YanıtlaSilHalimi çoğunuz biliyor pek dışarıda sosyal değilim.Bu tiyatroda ilaç gibi geldi. Umarım devamı gelir. Pazar günü de çağan Irmak'ın filmine gitmek istiyorum kısmetse.
SilMüzik için keyifli dinlemeler
kırcaali göçmenleri çok de mi :) son yazımda plevne göçmenleri kitabı var :)
YanıtlaSilEvet çok, o kitabı not aldım bakacağım Deep
SilBishnoiler'i bilmiyordum. Bugün Blogger'ı açar açmaz öğrenmek ne güzel oldu:) Öğrenmeye değer bir halkmış.
YanıtlaSilTeşekkürler Özlem. Ve iyi haftalar...
Ben de netten öğrendim.
SilSize de iyi haftalar
Tiyatro'da kitap okuyarak hemde güzel koltuklarda yer tutmak bir taşla iki kuş olmuş. :)
YanıtlaSil:))) evet öyle oldu
SilNe kadar bereketli bir yazı olmuş. Başlıkta dediğiniz gibi hayat gidiyor elimizden ama siz bu giden zamana (hayata) dolu dolu bir el sallamissiniz
YanıtlaSil:)) sağolun yorumunuz için
SilMerhabalar.
YanıtlaSilSayfanızı okumaya doyum olmuyor. Tıpkı bir takvim yaprağı arkası gibi, birkaç konuyu kısım kısım ele alarak, okuyucuyu değişik kulvarlarda koşturuyorsunuz. Ne güzel!
Benim de anneannem tarafı Balkan savaşı sonrası Romanya'nın Köstence'den geldiklerini anlatırdı. Anneannem o kadar becerikli ve hünerli bir kadındı ki, mutfağına diyecek yoktu! Allah rahmet eylesin.
"Bıldır" kelimesini benim de yaşlı akrabalarım kullanırdı. Merak edip sormuştuk da "geçen yıl" anlamında kullanıldığını öğrenmiştik.
Medeniyetin tarifini aklıma yazdım. Bence yazar "ölçülülük" diye güzel tarif etmiş. "
Etrafımdaki tüm insanların ve içinde bulunduğum toplumun her ferdinin böyle medeni olması kadar daha ne isteyebilirim ki? Ne kadar güzel olurdu. Hiç tartışma ve münakaşa olmaz, kimse kimseyi kırmaz, dövüş ve kavga olmazdı. Ülkemizdeki mevcut durumu, televizyon kanallarındaki haberlere göre tablo ettiğimizde her tarafımızdan medeniyetsizliğin fışkırdığını görmek, bizim gibi insanları ziyadesiyle üzmektedir.
Selam ve saygılarımla.
İnsanın medeni olması da toplumu medeniyete götürecektir. İlk önce insan olarak kendimizi düzeltmemiz lazım.
SilSaygılar sevgiler
Bishnoiler hakkındaki yazılanları okumak çok ilginçti. Dünyada ne kadar değişik kültürler var.
YanıtlaSilTiyatronun keyifli geçmesine de sevindim. :)
Bol tiyatrolu yazılarda buluşalım o zaman:))
Sil