BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ OCAK 2023 TEMASI***** /OKUDUKLARIM 2023/12 ***** /İZLEDİKLERİM 2023/5

29 Ocak 2023

 

 
 
Ocak 2023 teması aşağıdaki tablodadır.
 

Alın yazısı nedir? Nereye, neyle yazılır? Peki ya kader, armağanını sunmadan önce bir insanı kaç kez sınar? Altı nüfuslu bir ailenin üçüncü çocuğu olan Fahriye, hasretle Kore Savaşı’ndaki babasının sağ salim dönmesini beklerken çok geçmeden, daha çocuk yaşında bu soruların cevaplarını aramaya başlayacağından habersizdir. Babası gerçekten de hiç ummadıkları anda çıkıp gelir ama ardında bambaşka bir şeyi getirerek ve işte, o günden sonra Fahriye’nin acılarla, ayrılıklarla, bu kadar da olmaz denilen sınavlarla olan gerçek mücadelesi başlar. Ancak kim ne derse desin hep deli gibi esen kalbinin peşinden gittiğinden, umuda ve sevgiye olan inancını asla yitirmez. Günün birinde ise gönlünü, kendisi gibi bildiği dünyaların ötesini düşleyebilen genç bir çobana, Salih’e kaptırıverir. Kadınların evlenecekleri adamı seçmesinin hayal olduğu bir yerde ve zamanda, âşık olduğu adamla birliktedir. Ailesinde yaşadığı acıların, kayıpların tesellisini, bu çobanın sımsıcak bakışlarında bulur. Öte yandan alın yazısının yeniden araya girmesi çok uzun sürmez. Üstelik bu kez esen rüzgâr o kadar şiddetlidir ki Fırtına Fahriye’yi aklının ucundan dahi geçmeyecek bir kadere doğru sürükler. 1950’li yılların Türkiye’sinden günümüze uzanan ve gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanan Mavi Dantel, güçlü kadınların tüm imkânsızlık, acı, ıstırap ve zorluklara rağmen umuda ve cesarete tutunmaktan asla vazgeçmediğini etkileyici bir dille anlatıyor. “Tam ‘yok artık, bu kadarı da olmaz,’ derken size bunu söyleten o anı arattıracak daha dehşetli olayların birbirini izlediği, cehalet, çaresizlik, yokluk, sevgi, umut ve cesaretle örülü gerçek bir yaşam öyküsü. Kitabı okurken şahıslar, olaylar ve yerler televizyonda bir dizi izler gibi canlanıyor gözlerinizin önünde. Öykünün kahramanıyla birlikte üzülüyor, seviniyor, çektiklerine rağmen hayata nasıl umutla bağlandıklarına tanık oluyorsunuz.” Gün Benderli, Giderayak: Anılarımdaki Nâzım Hikmet kitabı yazarı
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Çağla Çakır'ın babaannesinin hayat hikayesinden esinlenerek yazmış olduğu Mavi Dantel....
 1950 li yıllarda Giresun / Görele de yaşayan Fırtına Fahriye'nin İstanbul'da devam eden hayatı beni okurken gözyaşlarına boğan bir kitap oldu.
Gerçek hayattan esinlenerek kaleme alınmış bu denli trajik hayat hikâyesini okumanızı tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim. 

KİTAPTAN ALINTILAR;

İnsan diğer yarısı olmadan nasıl yaşardı ki?
******
Halimize yarın kafa yorarız. Şimdilik tüm dertlerimizi geceye emanet edeceğiz. Uyku şifadır.
*****
Hak yazdıysa bize de yaşamak düşer.
******
İnsanın yüreği neredeyse evi oradadır.
*****
Nefreti, kini yoldaş etme kalbine. Her şey güzelken sevmek en kolayı, maharet her zaman sevebilmekte.
******
Bir yerde kıtlık varsa bilin ki o toprağın insanları birbirlerini sevmeyi, yetimi kollamayı unutmuştur. Kıt olan toprak değil kalplerdir.
******
Veren elden Allah razı olsun.
******
İnsanoğlu her şeyi verirken kıttı da bir tek şey hariç: acı....
******
Özünü kaybeden sözünü bile kaybeder.
******
Bu muydu yoksa sevdalanmak dedikleri? Bir çift bakış, gerçekten de dindirir miydi yürekte kopan fırtınaları.
******
Hayal etme cüretine karşı ödemesi gereken bir bedel her zaman vardı: Hayallerimizin yamasının, hayatlarımıza her zaman tutmayacağını öğrenmek....
*****
İyilik de kötülük da birdir. Kötülük yapan aslında kendine bir ders satın almıştır. Zamanı geldiğinde içindeki kömürü elmasa dönüşterecek bir ders.
*****
İyilikle kötülük sizin baktığınız yere göre değişiyordu, orası kesin çünkü başka türlü olsaydı, affetmek nedir bilmezdik.
******
Anne olunca anlayacaksın, karnında taşımak ne ki? Asıl zor olan, bir ömür  kalbinde taşımak evladını. İster yanında olsun ister uzağında, aldığı her nefesin ağırlığını taşımak omzunda. Korkmak annelik.... Hem de ne korkmak! Olur da bir gün o nefeslerden birinin, seninkinden önce kesildiğini hissedersin diye ölesiye korkmak.
******
Kimsenin saf iyilik ve kimsenin de saf kötülükten ibaret olmadığını iyi biliyordu. Dediğim gibi, iyilik ve kötülük baktığınız yere göre değişiyordu.
******
Zaman yaraları saran bir lütuf mudur  yoksa başlı başına bir yara mı?
******
İnsanoğlu öldüm öldüm dedi ve kaç kere yaşadı. Şu hayatta her şey bizim için. Derdi veren dermanını, sabrını da verir.
******
Kaderle kavga ederken ne olduğunu bile anlamadan yeniliveriyor insan.
******
Hiç kimse tamamen günahkâr yada tamamen masum değildir. İkisini de taşırız içimizde. İyilik de kötülük de bizim parçamız. Sen aynanı nereye tutarsan oray görürsün sadece. Bu yüzden daima iyiliğe ayna tutacaksın ki diğerleri de baktıkça kendi içinde ki iyiliği hatırlasın. Başına ne gelirse gelsin, karşındakinde neyi görmek istiyorsan ona ayna ol, Fahriye.
******
Her veda çizgisinin neresinde durduğun fark etmeksizin, iki tarafı ateşten gömlekmiş.
******
Nereden geldiğini unutan, yolda kaybolmaya mahkumdur.
******
İçten içe hep merak etmişimdir, alın yazısı nedir? Nereye, neyle yazılır? Görünmez bir kalem mi vardır ellerimizde? Biz uykudayken kaderimizi ilmek ilmek işleyen sihirli bir el mi dokunur rüyalarımıza? Yoka daha biz ciğerlerimize dolan o ilk nefesin acısıyla ağlayarak dünyaya gözlerimizi açmadan önce çizilmiş bir yol mudur?
******
Yola gideni, yoldan geleni doyurmak adettendir.
******
Yapılan en ufak bir iyiliğin ya da kötülüğün, kimin bahçesinde gül, kimin yüreğinde diken olacağını tahmin edebilmek mümkün değildi. Ufacık bir hareket, bir söz, bir yerlerde birilerinin kaderini tümden değiştirebilirdi.
******
Hayatın terazisi ince ince her adımımızı tartıyor, o terazinin gözünden hiçbir şey kaçmıyor.... Hiçbir şey...
******
İnsan unutmamalı Fahriye, buraya çırıçıplap, aciz geldiğini ve yine çırılçıplak, aciz gideceğini unutmamalı. Fakat asıl büyük lanetimiz de bu değil mi? Hepimizin laneti. Unutmak! Nasıl da dalıveriyoruz o yumuşacık, tatlı uykuya. Aşklarımızla, eşlerimizle, çocuklarımızla, zenginliğimizle süslüyoruz rüyalarımızı sonra. Ve bir anda o rüyaların ta kendisi oluveriyoruz. İçinde adalet terazisininve ölümün asla olmadığı o tatlı rüyaların.
******
Ne de olsa hiçbir şey sonsuza dek saklı kalmazdı, her şeyin kendine ait bir zamanı vardı. Sırların bile......
******
-Gözlerine iyice bir bak orada ne var?
-Küçük.....Küçücük bir kız var.
-O kız ne istiyor?
-Mutlu olmak sevilmek
-Bunlara sahip olmak için beklemek zorunda mı peki? Hepsinden öte, bunları ona gerçekten bir erkeğin verebileceğine inanıyor mu? İyi bir hayat yaşamanın tek yolu, iyi bir evlilik yapmak mı?
- Kadınlar kendi gücünün farkına varmalı. Erkeklerin arkasında ya da önünde değil, onların yanında birlikte yürüdüğümüz gün, dünya bizi yeniden bağrına basacak.
- Kendi kendine bakabilmek için kimseye ihtiyacın yok. Öyleyse sevilmek ve mutlu olmak için kimseye ihtiyacın yok. Öyleyse sevilmek ve mutlu olmak için de olmamalı. Gözlerinin içinde yaşayan o küçük kızı senden başka kimse sevemez zaten. Çünkü onu görebilen bir tek sensin.
******
Bizler insanız, acı karşısında aciziz, o yüzden istediğin kadar ağla.
******
İnsan oğlu elinden gelse kefenine bile cep diktirir. Hangi birimiz ölümü hatırlayarak yaşıyoruz, hangi birimiz onu kendimize yakıştırıyoruz ki?
******
Ben şimdi şu kapıdan çıkıp gidiyorum ama hakkım, alın terim öbür dünyada bile yakanızda olacak. Bir şeyi doğru dedin Bekir Bey, burası köy yeri değil, İstanbul, büyük şehir.... Ama kabahat şehirde değil, cebi büyüdükkçe gönlü küçülen insanlarda.
******
Zaten hayat neydi ki? Bir hikaye..... Sonunu öğrenmek için bir an önce en arka sayfaya atlamadan, her satırın, her virgülün tadını çıkarak yaşanması gereken bir hikaye. Korkmadan, cesurca yazılması gereken bir hikaye....
******
Fırsatlar kuş gibidir, ya kaçmadan yakalarsın ya da kanatlarını açıp uçmasını, senden uzaklaşmasını beklersin.
******
Nazife bana, ufacık bir iyiliğin pamuk ipliğine bağlı hayatlarımızı nasıl değiştirebileceğini gösteren nadide insanlardan biriydi.
******
Bir insana kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz güvenmek, gözlerinizi kulaklarınızı mühürleyen bir uyuşturucu gibiydi.
******
Hepimiz bir yerlerde durup keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı diye diye ömürlerimizi geçiriyoruz. Oysa belki de her şey tam da olması gerektiği gibi.... Belki de olmadı diye hayıflandığımız ne varsa, olmaması gerektiği içindi.
******
Geçmişle gelecek ortadan kalktığında korku da ortadan kalkar. Bugün böyle huzurlu bir hayat yaşayabiliyorsam işte bu arada.
******
Bir insan bir işi sevmeden bu kadar düzgün yapamaz. Eh bu kadar çok sevdiği bir işi başkalarına da kolaylıkla öğretir.
******
Her türlü zorluğa rağmen başlanılan bir işin mutlaka bitirilmesi gerektiğine inanırdı. Sonuçlar her zaman hayal ettiğimiz gibi olmayabilirdi ama o yolda, amacımız uğruna attiğimiz her adımın ruhlarımızı güçlendirdiğine inanırdı.
******
Her şey elinin altındayken, hayat kolayken, ortaya iyi bir şey çıkarmak ta takdir edilecek bir yan göremiyorum. Asıl marifet imkansızlıklar içinde verdiğin savaşlardan galip çıkmaktır. Asla vazgeçmemek, her şeye rağmen kaderin yüzüne ben hala buradayım işte diye bağırabilmek gerçek bir erdemdir.
******
İnsan nerede doğarsa orada kökleniyor.
******
Biz kulların birbirimizin duasından başka bir şeyine ihtiyacımız yok.
******
Hatalarımız, günahlarımız, acizliğimizdi bizi insan yapan.
******
Herkes, hayata kendi penceresinden bakar, baktığı her yerde aslında kendini görürdü.
******
Aile bizlere bahşedilmiş en büyük servetti.
******
Sonu olan bir dünya için sonsuz hayaller kuruyoruz.
******
Verdiğimiz bu savaş ne uğruna? Giderken bizimle kim ya da ne gelecek? Bilemiyorum ama bildiğim bir şey var, o da hiçbirimizin hikayesinin boşa yazılmadığı… Bu yüzden yaşlı bir kadın olarak tek dileğim, kendi hikayemde, günün birinde sevdiklerime yeniden kavuşabilecek kadar iyilik biriktirmiş olmak. Sanırım bizimle gelebilecek tek şey de o. Dilerim kardeşimle yeniden karşılaştığımda sırtımda geçici bir hayatın manasız yükü yerine, sevginin parlattığı bir kalbin ışıltısı olur.
Çünkü biz sevgi yolunun yolcularıyız.....
Sevgiden geldik, sevgiye gideriz.
 


KİTAPTAN MÜZİKLER;


 

 
 BLUE BAYOU (2021)

Blue Bayou, gerçek olaylardan ilham alıyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüyen ve karısı Kathy ile mutlu bir evliliği olan Koreli bir evlatlık olan Antonio LeBlanc'ın hikayesini izliyor. Louisiana'da büyüdü, üvey kızına bakıyor ve Kathy'le çok mutlu. Bir yanlış anlaşılma nedeniyle tutuklanan LeBlanc, sınır dışı edilmekle karşı karşıya kalacağı ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafazasına (ICE) transfer edilir. Ailesi ve evi olarak adlandırdığı tek yer için mücadele etmeye başlar. Blue Bayou, son zamanlar yaşanan olaylardan dolayı gideceği yerden emin olan, zamanında ve hassas bir hikaye.
FİLM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
İki saatlik bir dram filmi gerçek hayat hikayesine dayanıyor. Son sahne ağlatıcı bir sahne idi. Müzikte güzeldi...
MÜZİK;
 
RWANDA OTELİ (2004)
 
Dünyanın öbür ucundaki bir ülkede, Rwanda'da 1994'de Hutu'larla Tutsi'ler arasında çıkan savaş yüzünden yüzbinlerce insan öldürülür. Sokaklar adeta bir ceset tarlasına dönmüştür. Tüm dünya yaşanan bu insanlık durumuna parmağını bile kıpırdatmazken, bir otel sahibi olan Paul, 1200 kişinin hayatını kurtarmak için inanılmaz bir özveri gösterir ve otelini adeta bir sığınağa çevirir. Don Cheadle’a filmde sergilediği olağanüstü performans sonucu En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazandıran film, gerçek bir insanlık dramı ve gerçek bir kahramanlık hikayesi.
FİLM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
  Belçikalıların gelip aynı yörede yaşayan insanlardan az biraz uzunca olanlara hutu, diğerlerine tutsi demesi sonucu ikiye bölünmüş bir halkın birbirine düşmesi sonucu ortaya çıkan katliamın filmi. BİYOGRAFİ konusunda ziledim.

28 yorum:

  1. Rwanda muhteşem bir filmdir, en beğendiğim yazılarımdan birini yazdırmıştır bana, sana da alkış tabii ki izleyip yazdığın için. Fakat şu Türk kahvesi, su, kitap üçlüsünü hâlâ bir araya getirip de fotoğrafıyla hava atamadım ya, yuh bana:) Bu hafta ilk hedefim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) arkadaşım ben kitabı satın alır almaz, bir kahveciye oturur hem kitabı incelerim hem de kahvemi içerim.
      Film güzeldi evet yazınıda okumak isterim link verirsen.
      İyi haftalar

      Sil
  2. Gerçek hayattan hikayeler barındıran film ve kitaplar gerçekten yaşandığını bildiğimiz için daha çok yaralıyor insanı. :)

    YanıtlaSil
  3. Kitabı merak ettim, not alayım, teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  4. Sinemada büyük ekranda film izlemeyi daha çok severdim. Uzun zamandır çevre değişikliği nedeniyle gidemedik. Henüz teknolojiye de tam ayak uyduramadık.
    Yazılanları her zaman yorumlarla birlikte okuyorum. Keyifle, zevk alarak izleyeceğim bir film sanırım.
    Sağlıkla, mutlulukla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rwanda oteli zevkle izleyebileceğinize eminim.
      Keyifli seyirler

      Sil
  5. Mavi Dantel adlı kitabı alması için kızıma sipariş verdim. Kitaptan alıntılar öyle etkileyici ki insanda bir an önce okuma isteği uyandırıyor.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. Tebrikler biyografi dolu bir ay gecirmissiniz. Kore konusunda nedense fazla eser duymuyoruz, oysa o doneme dair ne hikayeler vardir kim bilir. Sozlu tarihciligimiz gelismis olsaydi zamaninda bunlari kaydeden tarihcilerimiz olurdu biz de simdi film ve kitap yapardık.... kendinize yonelik girisimler cok değerli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğeni için sağolun, aslında bizde de kore hikayeleri var savaşla ilgili, kitaplarda rastlayabiliyoruz.

      Sil
  7. Rwanda'ya proje çalışıyorum o sebeple film ilgimi çekti. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğeneceğine eminim. Proje de kolay gelsin umarım başarılı olursunuz.

      Sil
  8. mavi dantel hımm peki not aldım :)

    YanıtlaSil
  9. kitap ve alıntılarına bayıldım eline sağlık

    YanıtlaSil
  10. Giresun Görele, benim doğduğum yer :)

    YanıtlaSil
  11. Hepsinin konusu ilgi çekici ama gerçek olaylardan esinlendiklerini öğrenince dramatik-trajik eserler sahiden insanı daha çok etkiliyor. Harika bir yazıydı, emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  12. Öncelikle hoş geldin aramıza. Ancak gelebildim kusura bakma. Rwanda tanıttığın hikayeler içinde izlediğim tek yapım olmuş. İnsanların izlemesi o acıyı paylaşması gerektiğine inanıyorum. Tanıtım için teşekkürler ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  13. İlk defa duyduğum öneriler. Ellerinize sağlık. Rwanda Oteli en çok ilgimi çeken oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O filmi beğeneceğinden eminim ben tekrar izleyeceğim

      Sil
  14. hiçbirini duymamıştım güzel öneriler filmi izleyeceğim merak ettim

    YanıtlaSil