OKUDUKLARIM 2 HASRET

Hasret en büyük esarettir

Gittin...

Bir yemin kaldı aramızda

Yarısı senin

Yarısı benim... 

Hasret, izleri Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet öncesi döneme uzanan, gerçek yaşamdan alınmış kırık bir aşkın ve ömür boyu süren hasretin öyküsü.

Müslüman bir bey oğluyla bir Rum kızının tüm engellere rağmen filizlenen sevdası, önüne çıkan ne varsa yakıp yıkacak güçte bir kora dönüşür. Ancak ayrılık kaçınılmazdır.

Lozan Antlaşması'nın öncesinde imzalanan Mübadele Sözleşmesi, bir buçuk milyona yakın insanı yerlerinden yurtlarından ederken, geride parçalanmış hayatlar, boynu bükük aşklar ve nesiller boyu sürecek hasret hikâyeleri bırakacaktır.

Tıpkı Tacettin'le Patricia'nın hikâyesi gibi...

Son bölümünde hüngür hüngür ağlayarak okudum kitabı. İnsanlar dinini, dilini, ırkını seçerek dünyaya gelmiyor.  Herkesin okumasını tavsiye ettiğim buruk bir aşk hikayesi...

Odalara kilitledim hasretini

Sen koktu odalar

*****

Ama iyileşmeyecek yara yoktur şu dünyada.

*****

Acının yanında sabrını da verir Allah.

*****

Unutmayasın ki, her karanlığın sonunda bir ışık mutlaka vardır. Sabahı olmayan gece gördün mü sen hiç?

*****

Sabaha güvenme! Güneşin kimler için doğacağını bugünden kestiremezsin...

*****

Evler de insanlar gibiydi. Issız ve kimsesiz kaldıklarında yıpranır, köhneleşir, kişiliklerini yitirirlerdi.

*****

 Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.

*****

Tutkulu, yakıcı aşklar, delice sevdalar ancak bir kez yaşanırdı. Tekrarı mümkün değildi.