OKUDUKLARIM 38 TARİHİ HOŞÇA KAL LOKANTASI

09 Temmuz 2020



Kaybetmek bizim işimizdir.

Ayrıldıktan sonra, geçmiş zaman âşıkları gibi seni kalbime gömdüm Muazzez. 

Altında yatır olan araziden farkı yok şimdi. 

Yeni bir aşk inşa edemiyoruz; tam başlayacak oluyoruz, senin yattığın yere denk geliyor, dozerler çalışmıyor, kepçeler kırılıyor, gelen korkup kaçıyor. 

Gelirsen diye terliklerini kapının ağzına bıraktım, iki senedir ayaklarını bekliyorlar. Ayna yüzünü, bardak dudağını, ellerim saçlarını, pencere gözlerini bekliyor. 

Fakat hakkını teslim edeyim; çok muhterem zatmışsın Muazzez. Hani tabelanı yaptırıp göğsüme assam, desem ki, “Burada bir muhterem zat yatıyor” seni bekleyen kollarıma çaput bağlarlar, gözyaşlarıma dilek taşları atarlar...

Sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. Anladım, sensiz bana bu dünya dar... 



Yeşilçam filmlerindekileri andıran, kalbimize dokunan karakterler... Bir köşede unutulmuşlar, yalnızlığıyla yoğrulmuşlar, kırık gönüller, bir yerlerde sessiz sedasız yaşayanlar, görmediklerimiz, görmezden geldiklerimiz... Dedemin Bakkalı, Ev Yapımı Sihirli Değnek, Oyuncu Anne, Çok Hayal Kuran Çocuk kitaplarının yazarı Şermin Yaşar’dan “kaybetmek bizim işimizdir” diyen insanların öyküleri... Bir solukta, derin iç çekişlerle okuyalım, başımızı kaldırıp onlara bakalım diye..

İçinde 29 tane acı,tatlı, komik, hüzünlü öykünün yer aldığı bir kitaptı. Severek okudum.

Beş dakika gecikince kusura bakma dersin , birine kazara omuz geçirince dersin, üstüne yanlışlıkla çay dökülünce dersin. Fakat insanın kalbini dağlayinca denir mi ?
*****
Vurulmak can yakıyor. İnsan olsun, kuş olsun. Kanadına taş değmesin istiyorsun.
*****
kırk yaşında, elli yaşında da olsan annen hayattaysa ona hep ihtiyaç duyuyorsun. Annen yaşadığı sürece elini ona doğru uzatıyorsun, tutmak istiyorsun
*****
Hayat tüm seçimlerimizin toplamı deil mi zaten?
*****
İnsan taşıyabileceğinden fazlasına yaklaşmamalı. Öyle gözlerin kenarına oturmaya niyetlenince bağırır kalpleri: Alarga , açıktan geç, yaklaşma .
*****
Evimizin kapısını kim o demeden açmayacak kadar temkinli ama her "benim" diyene açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık.
****
Nasıl bir hayatsa insanoğlunun yaşadığı, yaşlanınca öldüklerini sanıyorlar,oysa ölerek yaşlanıyorlardı
****

3 yorum: