OKUDUKLARIM 71 SON SARDUNYALAR 1980

25 Ekim 2020

 
 Kırk yıl önce yaşananlar bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Tankların sadece sokak aralarından değil yüreğimizin tam üstünden geçtiği o günlere yolculuk ediyoruz. Yazar Ahunur Açıkbaş ilk kitabı Son Sardunyalar’da 12 Eylül dönemini çok farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.
Karakolların sadece mahallelerde değil dönemin zalimlerinin kararmış vicdanlarında kurulduğu günler… Kayıp sevgililere olan hasretin, aşkın, adresi belirsiz mektuplara yazıldığı o karanlık günler. Bir sarılmanın, bir bakışın bir ömre bedel olduğu, gözyaşlarının şarkılara karışıp içlere aktığı, sevdaların bile gözaltına alındığı o tutsak günler… Aşkların titreyen dudaklarda ‘Neredesin sen?’ şarkısı olduğu o hüzünlü günler… İki genç kızın hayatın kıyılarına vura vura büyümeleri... Yüreklerin kuytu yerlerine sıkışıp kalmış çocukluk aşkları...

Ahunur Açıkbaş, o karanlık günleri anlatırken bizleri bazen çiçeklerle dolu bahçelerde koşturuyor, bazen de bir ailenin, annelerin, teyzelerin bereketli sofralarına oturtuyor. Ülkede demir parmaklıklar ardı ardına insanların üzerine kapatılırken çiçekler açmaya devam ediyor. Anlıyoruz ki zulme en çok çiçekler direniyor.
 
Asude, İnci, Bahar' ın 1980 yıllardaki aşk hayatlarını anlatan bir roman. Olayların Antalya'da geçmesi beni oraya götürdü, oranın şivesini kitapta görmek gülümsetti, eski günlere gittim bende izinlerde Aksekiye gittiğimde oranın şivesini kapar, geriye döndüğümde zor toparlardım kendimi. R leri konuşamayan Mahirin konuşmalarını okumak ayrı bir zevkti. 
 
Yokluğunda tek bir şey öğrendim. Varlığına ne kadar ihtiyacım olduğunu
***** 
Hayatta telafisi olmayan tek şey kaybolan yıllar. 
*****
Kızmak kadar çirkinleştiren hiçbir şey yok insanı! Mesele yalnızca çatılan kaşlar, büyüyen gözler, alındaki çizgilerle sınırlı değil. Öfke anında bir renk yerleşir yüze. Kırmızı, mor, sarı, beyaz ve griye çalar. Öyle bir renktir ki hepsinden bir ton görünür ancak hiçbirinin güzelliğinden bir parça olsun taşımaz. Bozulmuş, çürümüş bir renk işte. 
*****
 Sizi önemseyen birini affetmenin de hiç gereği yok. Çünkü affetmek kendinizle mücadele etmeyi gerektirir. Yani beni önemseyen birini affetmeye ikna olmak için ne diye kendimle ters düşeyim !
*****
Herkes neye inanıyorsa inansın ama diğerine saygılı olsun.
*****
Kardeş kardeşe düşman olursa ne olur bu vatanın hali
*****
Her sıkıntı başka derde deva olmak için gelir.
*****
İnsan kendi hayatından kaçıp saklanmak ister mi?
*****
Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa....
Nazım HİKMET
*****
Sessizlik bataklıktan farksız. Bir kere düştünüz mü çırpındıkça batıyorsunuz. Söyleyemediğiniz tüm o kelimeler içinizi ağırlaştırıyor, ağırlık arttıkça batıyorsunuz. Sessizliğe boyun eğdiğiniz her saniye sessizliği bozma cesaretinizi kırıyor, batıyorsunuz. Battıkça sessizlik insanın içine batıyor.
*****
Deliler yalan söylemez.
*****
Huzur geçmişte değil, gelecekte değil şu anda...
******
Adı üstünde his kızım, insan düşünerek karar vermez ki birine ne hissedeceğine....
Kalbe doğanın doğrusu, yanlışı olmaz.
******
Hayatta her şey olacağına varır. Olanda bir olmayanda bin hayır vardır. 
*****
Sevmek de bir devrimdir ağabey, hem de en büyüğünden.
*****
Hayat ilk önce korktuklarıyla yüzleştiriyormuş insanı...
*****
Acı çekince insan yaşadığını fark ediyor.
****
Bazen dibe vurması gerekiyor insanın demek ki...
*****
Ben sadece sevginin sevdiğinin mutluluğu ile mutlu olmak  olduğunu öğrendim.
*****
Sensizlik en ağır işkenceydi.


KİTAPTA Kİ ŞARKILAR





Güz kitap şenliği kitap 16

Sayfa 424

Toplam sayfa 5042
 
Puan 10
 
Ek puan 30 

Toplam puan 280

6 yorum: