MUTLU HAFTA SONLARI

03 Ekim 2020


Tünaydın, iyi hafta sonları herkese...
Sabahları serinlese de öğlene yakın ve öğle sonrası hala sıcak:))
Bizde sabahlar aynı, kalk kahvaltı hazırla, pansuman yap, ortalığı topla, bulaşık yıka, ortalığı sil falan işte. Dün pazar arabasını aldım yürüyerek taaaaaaaaaa migrosa gittim, deterjanlar uygun fiyata idi. 8 kg persilmatik 32 tl bana uygun geldi. Renklileri yıkamak için uygun yani. Beyazlar için ayrı deterjan kullanıyorum. Çalıştığım zamanlarda şirket 3 ayda bir (money kart dağıtmıştı bize) misal olarak 300 tl idi yüklediği rakam 2014 yılı idi aldığımız yani fabrikanın kapandığı sene. Migrostan alışveriş yapardık. Arkadaşlar et, suçuk, kavurma vs şeyler alırdı ben sadece teneke ile yağlar, deterjanlar, yumuşatıcılar, çamaşır suyu, çay, şeker, tuvalet kağıdı alırdım. Yiyecek aldığımı hiç hatırlamıyorum. Yiyecek maaştan her şekilde alınıyordu zaten.Bu yüzden babamın ardiyesini kuvvetli bir stok yaptım ben bu konuda, yağ tenekeleri ilk defa geçen sene başı bitti ve almaya başladım.  Beyazlar için deterjanım ariel matikten ise 4 paket var daha. Allah razı olsun patrondan iyi baktı bizi, çoğu kişi aynı düşüncede. 
Migrosa pazar arabası ile gittim kasanın oraya bıraktım,  persilmatik, yumuşatıcı, bulaşık deterjanı aldım. Kafa dergisi gelmiş onu aldım. Çıktım manava doğru gittim bir manava baktım domates hoşuma gitmedi diğerine giderken pastanede mola verdim bir kahve içtim.


Kahvede fal vardı ama açmadım, inanmıyorum böyle şeylere. Kahvemi içtim diğer manava ilerledim, oradan domates alıp eve geldim.
Ağbime öğlen yemeği hazırladım. Ertuğrul ağbim telefon açmış, eniştemle pazar günü geleceklermiş İstanbul' dan, biz pazartesi bekliyorduk. Pazartesi günü başka bir şehirde bulunan avukatlarını görmeye gideceklermiş, son miras yeri dedemden ev yeri kalmıştı onu satışa çıkaracaklarmış. Hadi bakalım bunu da satsınlar geriye bir şey kalmadı, çalışmadan İstanbul'da nasıl yaşayacaklar. Hazıra dağ dayanmaz. Anneannem ve dedemin dayak dolu hayatlarını ayriyeten bir gün sizlere anlatırım. 
Bu sabah yine kahvaltı ettik, ortalığı sildim süpürdüm. Akşamdan yemek için et çıkarmıştım onu vurdum ocağa pişsin diye. Misafir yorganları nevresimsizdi onlara nevresim geçirdim. Yastık kılıfları ve çarşafları yarın değiştireceğim.



Bahçede gezerken baktım opuntia patlak vermiş çiçek mi yavru mu derken instagramda, arkadaş yazmış yavruluyor diye, yavrulasın bizde iyi bakarız yavrusuna:))
Daha sonra kova ile bahçeye geçtim.


Yarım kova ceviz topladım yerden, cevizi silkmedik daha. Bunlar ya kendileri düştüler ağaçtan ya da kargalar düşürdü. Daha sonra bahçenin otunu yaprağını temizledik ki düşenleri daha iyi görelim. Hasan'a bakıp, ona silktirmek lazım ağacı. 
Şimdi oturdum bu postu yazdım ve film izliyorum.





12 yorum:

  1. Karga ve agackakanlarin dalındaki cevizleri oyuşu yüzünden cok çetin savaş veriyoruz( çoğunlukla babam ) dalından dusurmeden yeşil kabuğunu deliyorlar , sonra içindeki kahverengi kabuğu ve sonunda cevizden tek kırıntı yok.Bir de öylesine kusursuz yapıyorlar ki bu delme işini çemberin yuvarlakligi ölçülüp biçilmiş gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef yüksek dallara dadandıkları için bizde bir şey yapamıyoruz.

      Sil
  2. Yağ ve deterjan almak ne mantıklıymış. Şimdi 300 liraya üç torba gelmiyor marketten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yani mantığım o zaman öyle çalışıyordu yağını, deterjanını kenara koy gerisi her şekilde alınır.

      Sil
  3. Bu kahve molaları ne güzel oluyor sizde <3 afiyetler olsun <3

    YanıtlaSil
  4. Bizim burasıda hep buz gibi Ankara ayazı geldi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilirim Ankara ayazını işiçin bir kaç gün orada bulunmuştum. Kazanda.

      Sil
  5. Eğer devamlı başında durmazsan sincaplardan ceviz kalmıyor maalesef. Hani yarı yarıya bölüşsek razı olacağız:)

    YanıtlaSil
  6. Hafta sonu bitti sayılır, mutlu akşamlar diyeyim ben de :)

    YanıtlaSil