Ağaç Ev Sohbetleri #132

28 Şubat 2022

 

 
Bu haftanın konusu  Manxcat / Kuyruksuz Kedi 'den, konu hoşuma gitti:))  buna da yaşamımdan vereceğim örnek var kesinlikle:))
Benim yazmak istediğim konu; GELİN KAYNANA TOPRAĞINDAN OLUR sözü..
 
Yıl 2014 Nisan ayı Fabrika kapanışı yapıldı, evdeyim çalışmıyorum. Günüm, yılım dolu EYT den 4 yıl beklemem lazım maaş için, bunun 1 yılı zaten işsizlik parası ile geçecek. Bu arada SSK müdürü ile konuşma yaptım, çalışayım mı? dışarıdan ödemeye devam edeyim mi ? diye. Adam sağolsun, 
-Yok çalışma dedi, imkanın varsa çalışmadan maaş gününü bekle. Eğer çalışırsan asgari ücretten başlayacaksın, bu da sana yüksekten ödenipte bağlanacak olan şu an ki emekli maaşı miktarını düşürür dedi.
Evdeyim böyle günler geçerken, babam prostat ameliyatı oldu 2. ye doktor olma dediği halde, dinlemedi kimseyi rahmetli. Aralık ayı başı da kalpten beyne pıhtı attı, felç geçirdi. Evdeyiz yürütmeye filan çalışıyoruz, fakat saldı kendini, yani bu kadar yaşadığım yeter ben artık bu dünyadan usulca çekileyim, yada ben bu duruma düşecek insanmıydım düşüncelerine sahip oldu herhalde, saldı kendini iyice ve devamlı yatağa bağımlı duruma geliyor artık. 
 
Bu arada ağbimde benim 1989 yılında evlendi 8 aylık bir evlilikten sonra boşandı. Boşandığında eşi hamile idi, baba evinde doğum yaptı ağbimin bir kızı oldu. Mahkemenin bize tanıdığı günlerde kendisini aldık, bizi de tanısın istedim ben. Ben veya ailem kesinlikle boşanmaya neden olan konu hakkında veya senin annen şöyle idi filan gibi bir konuşma yapmadık. Bizim kız onların edep, ahlak ve terbiyesini aldı. Zaman içinde de görüşmemeyi tercih etti, zorlamadık, ama rastladığımız yerde hal hatır sorup, bir ihtiyacı olup olmadığını sorduk hep. Hatta rahmetli babamın ona rastladığında cebindeki son emekli maaş parasını ona verdiğini, akşam da annem duymasın diye beni kenara çekip te üzerimde para varsa eğer bir miktar kendisine vermemi istediğini bilirim. Neyse kız AROW da çalışıyor, bir kaç kez oradan ayakkabı aldım, ona da istediği bir model varsa alayım dedim, hala bu modeli al dediyse onu da aldım. Duyduk ki bizim kız nişanlanmış, annemde evde ona bazı şeyler yaptı, çetik, dantel, tülbent vs gibi çeyizlik şeyler. Bunları dedi ona götür ver, bende aldım dükkana götürdüm tebrik ettim büyük bir poşet ona teslim ettim. Hatta ayrılmadan önce beyaz eşya veya yemek takımı veya çatal kaşık takımı eksiğin varsa söyle alayım dedim. Yok hala sağol dedi. Ertesi gün kız aradı, hala ben bu eşyaları kabul edemem gel bunları al dedi. Olabilir anne tarafı kabul etmemiş olabilir, gittim poşeti aldım geldim, sormadım bir şey.
Neyse bizim kız evlenmiş, bir kızı olmuş bizim haberimiz yok. Hiçbir şeye çağrılmadık. Ağbimden gelip kızı isteyen de olmadı. 
Evde babamın yattığı günlerden bir gün bizim kız çocuğu kucağında, yanında da kaynanası çıka geldiler. Kapıdan kovacak halimiz yok, içeri buyur ettik. Annem oğlunun torununa bir kendinden bir de babamdan takı takıyor. Ayrıca bizim kız doğmadan ayrıldıkları için, kendisine diye hazırlanan bir 19 yıl öncesine ait bebek eşyaları var.( gelin giderken onları almadı) Annem onları çıkarmış, bunları sana yapmıştık beğendiğin varsa içinden al dedi. Beğendiklerini aldı, bende benim kenarda duran annemin ördüğü bebeklik elbisemi çıkardım, bak bu benim pembe renk bebekliğimin elbisesini istersen bunu da al dedim. Bebek kız ya giyer diye düşündüm. ( Annemim örgüsü çok güzeldir, ördüğü zaman makina örgüsü veya hazır örgü gibi olur yaptığı iş.) Bu elbiseyi beğendi aldı. 
Neyse bunlara kahve yapıyorum dediler ki bahçede içelim, annem babamın yattığı yerde kaldı. Bizde mutfak kapısının orada masada kahve servisi yaptım oradayız, Kaynana kadın, bana aynen şunu söyledi;

- Babanıza annenize burasını sattırıp Kurtuluş ( mahalle ismi)  tarafından bir daire aldıramaz mısınız!!!!!!

Tövbe bismillah kadın ağbimin kızını alırken ağbimden usule uygun isteme gereği duymamış, gelininin dedesinin malının mevkiini beğenmiyor, daha iyi yerden gelininin dedesinin malının üstünden oğlunu iyi değerde bir mal edinmek istiyor.
Daha, Allah gecinden versin, babam vefat etmemiş annem nikah hakkını almamış, kadın herkesten önce babamın malını sahipleniyor.
Ben, annem bu evi yaparken 1970 yıllarda, kendi sırtında taşıdığı tuğlalarla, başka sokaklardan taşıdığı sularla  yapmış, bahçede, çiçeği böceği var,  senin için annemi dört duvar arasınamı sokacağız diyorum içimden. 
 
Neyse içeri geçtik, ağbimin kızı bana aynen şunu söylüyor.

- Hala havuzlu sitelerden kendine bir daire alsana!!!!!

Sıra benim edinecek isem malımın yerini belli etmeye geldi...
 
Hiç sesimi çıkarmıyorum. Kaynana kadın tekrar söz aldı;
 
- Tekrar çalışmayı düşünmüyormusunuz? Daha gençsiniz çalışırsınız?
 
Hayır dedim bir daha asla çalışmayı düşünmüyorum.
Şimdi bu kadın benim niye çalışmamı istiyor? bir beyin fırtınası yapıyorum;
 
1- Evde oturup annemin babamın birikmiş bir parası malı varsa onu yiyeceğimi düşünebilir.
 
2- Ağbimde bizimle birlikte kalıyor, onun çalıştığını yiyeceğimi düşünebilir.
 
3- Benim kenarda bir param varsa , ki yok paraya önem vermem asla, benim için başka şeyler önemlidir,  o birikimin onlara kalmasını düşünüp, ikinci fabrika hayatımda kazanacağımla da geçinebileceğimi düşündü büyük ihtimal.
 
4- Bana dışarıdan bir ev aldırtıp, gelinine yeni bir miras kapısı açabilir.
 
Ben 22 yıl çalışacağım, aileme dahi el açmamışım, çoluk çocuk yok 2. ye bir fabrikaya gireceğim tekrar para kazanmaya başlayacağım!!!!!!!
 
Bana daha gençsiniz çalışırsınız diyen kadın ne yapmış diyorum? 
Kadın çalışmamış, yıllarca sahil kenarına aylarca çadırını germiş, kendini de kumsala sermiş. Kadında annelik duygusu varken, kendini oğluna gelecek hazırlamaya mecbur hişssetmemiş. Ben kalkıcam bir 22 yıl da onun oğlunun mutluluğu ve geleceği için çalışacağım!!!!!!
( kadını ve kocasını karşı komşumuzun yanında çalıştıkları için oradan bazı şeylere vakıfım.)
Tabiki kadının nerde tatil yaptığı beni ilgilendirmez, ama konu bana bir şekilde intikal ediyorsa kusura bakmasın yani.
Neyse bunlar gitti, bende kadının istediğini annemle babama aktardım, tabii babamın bir erkek olarak neler söylediğini az çok tahmin edersiniz:))))
Ertesi gün ağbim çarşıya iniyor, kızı geldi diye bir arkadaşına bahsediyor. O da ağbime aynen şunu söylüyor;
- Sen manyakmısın, ne sokuyorsun onu eve, davetiyeye senin adını dahi yazdırmadı diyor. 
Ağbimin bundan yeni haberi oluyor bizim de haberimiz yok, üzülmüş eve geldi.
- Bir daha gelirse yüz vermeyin dedi.
 
Aradan bir kaç hafta geçti, karşı komşumuzun kocası vefat etti, hatta benim yanımda fenalaştı, hemen ambulans çağırdık, ama takdiri ilahi aramızdan ayrıldı. Bizim kızın kaynatası da bu vefat eden komşunun oğlunun yanında çalışıyor.( emekli ama tekrar çalışıyor olabilir tabi, çoluk çocuk torun var kınamam)
Akşam karanlığı çökmüş, bizim kız kaynanası kaynatası buraya başsağlığına gelmişler, karanlık ta hafiften çökmüş durumda. Babama da yemek yedireceğim ( katı yiyemiyor, sıvı olarak çorba veriyoruz) yattığı yerden kaldırdım, yanlardan yastıkla falan destekledim, sehpada çorba kasesi, yavaşça besliyorum. Bizim kız kocağında çocukla geldi, sokak kapısından sesleniyor hala diye. Seslendim içerdeyim gel dedim. Açtı kapıyı geldi, içeri geçti karşıma oturdu. Bebek te kucağında, güzelim oda acıkmış herhalde ben, babamı beslerken ağzıyla şapşap yaptı. Gitti annemde onada bir tas çorbayla ekmek getirdi. Ben babanı besliyorum, o da kızı besliyor. Neyse besleme işlemi bitti, 
 
- Hala babamın mallarından bana birkaç yastık kılıfı ver, kızı yastıkta beslerken batıyor dedi. 

Babasının malını ondan kıskanacak değilim,verdim.
Bahçeye çıktık, 
-Dur dedim dedenden istediğin bir şey varmı? Bulaşık süngeri, bulaşık teli falan? dedim 
Oradan da bulaşık süngeri falan aldı.
 
Bahçeye çıktık, durdu şöyle bir soru yöneltti bana.
 
- Hala kendine iş bulamadın mı daha?
 
Allahım çıldırmak işten değil, kaynana karı benim 2. ye çalışmak ile ilgili hayır cevabımı kabul etmemiş. Ağbimin kızı üzerinden bana psikolojik yıldırma politikası uygulayarak beni çalışmaya zorluyor.....
Kaynana öğretmiş, gelininin üzerinde bana çalışma baskısı kurmaya çalışıyor, yalnız bu istek ailemin yanında yapılmıyor, ben yalnızken yapılıyor.
Be mübarek daha dakikalar önce ben elimle babamı besledim, sen kızını besledin, dedenin durumunu hiç mi görmüyorsun? 
Çalıştığımı varsay, benim babama gelip bez mi bağlayacaksınız? sonda mı kullanacaksınız? besleyecekmisiniz? Bunları kim yapacak? annem yapamaz, yardımcı tutsam kazancım ona gidecek, 
 
Kaynana tam bir mal ve para sapığı:)) evet bildiğiniz sapık. Bir insanın başka bir insanı rahatsız etmesi için illa cinsi sapık olmasına gerek yok. Para, mal, makam için de rahatsız ediyorsan eğer sapıksın kardeşim başka bir şey değilsin. Bu arada bu sapık kelimesi bana İstanbuldaki kuzenimden geçme, kendisini de özlemle anıyorum şu an. 
 
MANTIKSIZ ABUK SABUK İSTEKLER...
BİZİM KIZ DA KAYNANA İSTEĞİNİ YERİNE GETİRİYOR. KAYNANA TOPRAĞINDAN OLDUĞUNU BELLİ EDİYOR.

Ağzımı açıp bir cevap vermedim. Sokak kapısına yaklaştık asmanın altında durdu, başını asmaya doğru kaldırdı, asmaya baktı, 
 
- Asmanın yaprakları güzelmiş, topluyormusunuz dedi?

Allahım sabır, sen bu gecenin karanlığında o yaprağın güzelliğini nasıl gördün? Ayrıca altında durduğun asmanın yaprağını pek toplamayız GÜZEL değildir yani:)) kuş üzümü asması:)))
 
Bu konuda fitneyi de mutlaka karşı komşu yaptı. Çünkü bahçede 5-6 yerde asma var, yaprak hem kendimize toplarız, hemde isteyene veririz. Arkadaşlarım ister, ne bileyim devamlı taksi işimizi gören ağbi ister, Komşu sarma yapıyordur iç fazla hazırlamıştır telefon açar biraz toplayabilirmiyiz diye, o gelene kadar ben kendime nasıl iyilerden topluyorsam ona da fazla fazla toplarım, buzluğa haşla at, sonra sararsın derim.
 
 Mutlaka o gittikleri komşu yaprak topluyorlar, başkalarına da veriyorlar sende iste hakkını filan dediyse, bizimki de istiyor. ( Komşularda ara bozuculuk yapıyorlar)
 
Fakat o şekil bir isteme yerine, Hatice abla söyledi yaprak topluyormuşsunuz, biraz da bana verin demesini tercih ederdim. Bu tür bir kinaye isteme tarzı olmamış. Allahın yaprağını kimseden kıskanmıyorum ki ağbimin kızı olarak senden kıskanayım. Önemli olan isteme tarzı.  

Evet bizim kız Kaynana toprağından olduğunu doğruladı, 
Komşunun da,  senin de aile işlerine burnunu sokabildiği doğrulandı, 

En son bu kaynatanın yanında çalıştığı kişiye dile getirmişler benim çalışma durumunu. O da siz bu konuya karışamazsınız demiş, çocuk kendi ağzı ile söyledi bana. 
 
Onlara ne oluyor, oturmuş onların parasını mı yiyorum? Kendi kazancımı yiyorum, 22 yıl çalıştım baba parası yediğimi bile hatırlamam ben. Havuzlu siteden daire istiyorlarsa çalışsın alsınlar...
 Şimdi ne geliyorlar ne arıyorlar, bizim kız işe girmiş fabrikada çalışıyormuş, İsteklerini alamadılar gelmekten de vazgeçtiler. Zaten en son telefonda görüştüğümüzde bayram idi, anneannesine gitmiş, sahil kenarına pikniğe gitmişler, bize ne zaman gelicen dedim?
gelmek zorundamıyım dedi...
Değil tabi, istekleri yerine gelmeyince tabi ki ilişkileri böyle bitirirler.... 
 
Arkadaşlar bu zamanda çalışmak inanın ki zor değil, bilgisayarın bir- iki tuşuna dokunuyorsun, işini yapıyorsun, fakat zor olan ne biliyormusunuz insanlar ile uğraşmak, insanı çok yoruyor....
 
Ayrıca o çalışma isteğini yaparken babamın felçli olmasından da vicdanen de hiç rahatsız olamadılar, güzel bir insanlık madalyasını bence hakettiler,
 
ÇIKAR ÜZERİNE KURULU YADA KURULACAK TÜM İLİŞKİLER BİTMEYE MAHKUMDUR.
 
İnsanın insana yaptığını ayı ayıya yapmaz kısmına dikkat....
 





8 yorum:

  1. Ne garipmiş! Düğüne, doğuma çağırmayıp hatta davetiyeye babasının adını sanını bile yazmayıp sonra da ikide bir gelip akıl vermek, miras hakkına göndermeler yapmak, size karışmak falan...

    "Gelin kaynana toprağından olur" sözünü bizim evde çok kullanırız. Kayınvaldem beni, hiç laf dinlemiyorum, akıl sormuyorum diye eleştirince bu sözü söylerim direk; o da "Doğru. Ben de senin gibi inatçıyım, dik başlıyım." der, güleriz beraber. Sizin hikayede biraz kötü olmuş tabi bu durum maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok garipti, birde benim bildiğim insan yaptığı hareketinde sözünde arkasında durur.
      Kaynananız ile birlikte bol kahkahalı muhabbetler..

      Sil
  2. ya vallahi sinir oldum bu ne yaaa yuh valla, ne insanlarmış, mal meraklısı hem de yüzsüz :)

    YanıtlaSil
  3. Zor işler:) İnsanla uğraşmak zor, hele bir de hısım, akraba, bir yakının ise bir kat daha zor. Millet kendi işine bakmıyor, başkasıyla uğraşıp duruyor. Makbul insan değil böyleleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle akraba kısmına katılıyorum. 2 fabrika sahibi amca kızımın annemin köydeki malının tl değerini öğrenmeye çalıştığını bilirim. 2 fabrika edinmiş daha doymamış yani..

      Sil
  4. Akrabalık en tehlikeli kan hastalığıdır diye bir şey okumuştum çok doğru. Hülya

    YanıtlaSil