'… Ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, ‘yaşayan bir cesetten’ başka bir şey değildim.”
Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai, intiharından hemen önce tamamladığı, Japonya’nın en çok okunan romanlarından İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor.
Dazai’nin yaşamıyla çokça paralellik taşıyan romanda, kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. Bir itiraf niteliğindeki üç bölümden oluşan hatıratında alkolizmle, geyşalarla, sonuçsuz kalan intiharlarla dolu, “utanç” yüklü yaşamının günahını çıkarır.
İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai’nin uzun yıllara yayılan edebi intihar mektubunun son bölümü.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Eserin ismi dikkat çekici idi.
Kütüphane müdürümüze bir istek yapmıştım, kütüphanede olmasına sorun olmayan, fakat kütüphane tarafından satın alınmayan 10 adet kitap ismini bana verin, ben onları kendime doğum günü hediyesi olarak satın alayım, okuyayım, akabilinde kütüphaneye bağışlayayım demiştim. Bu kitapta o listeden biri idi. Bu ayın konusuna da uydu hemen okudum.
Kitabın kahramanı Yozo, ergenlikten, intihara kadar geçen hayatını, iç hesaplaşmaları ve yaşadıklarını anlatıyor bize. Yozo’nun gündelik hayatın yalanlarına, acılarına katlanamamasını, toplum içinde yalnızlaşarak, yolunu kaybetmiş ruhunu arayışını okudum.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Kimse eleştirilmekten ve kendisine bağrılmasından hoşlanmaz.
*******
İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu.
*******
Sevilmek, aşık olmak.... bu sözcükler hem kaba hem de saçmaydı ve gerçekten sizi tatmin etse de, oldukça ciddi bir şekilde söylenmiş olsa da bir kısmını bile duyduğumda melankoli tapınağımın çökmesine ve dümdüz olmasına neden oluyor.
*******
"Parya" diye bir kelime vardır. İnsan toplumunda bu kelime başarısızları, ezikleri, ahlaksızları belirtmek için kullanılır.
*******
Çok iyi bildiğim üzere, kadınlar bir erkek kendisi için onlardan bir şey istediğinde hoşnut oluyordu, asla sıkıntı etmiyorlardı bunu.
*******
Neden bilmiyorum ama kadınlar bana hayatlarını anlatmaya başladığında hep sıkılıyorum. Belki de çok iyi hikaye anlatıcıları olmadıklarındandır-hep yanlış kısımları vurgularlar-ama hepsi bir kulağından girip diğerinden çıkar.
*******
Gerçek korkak mutluluktan bile korkar. Pamuk yün bile yaralar onu.
Neşeden bile incinir.
******
Şu meşhur eski deyişi biliyormusun?
Yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden uçar.'
Çoğu insan hep yanlış anlıyor. Bu, erkeğin parası bittiğinde kadının ondan ayrıldığı anlamına gelmez. Şu demek: Bir adamın parası bittiğinde... kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur. Bu noktada yarı delirir ve uzaklaşana kadar itmeye, itmeye ve itmeye başlar... ”
*******
Uzun ziyaretler anlamsızdır.
*******
Para bitince herkes gider.
*******
Bir aptal bile nerede durması gerektiğini bilir.
*******
Tek yeteneğin dünyada ileri geçmek olduğunda insanlar, senin iç yüzünü eninde sonunda görürler.
*******
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma.
*******
İnsanlar birbirleri hakkında en temel şeyleri bile bilmiyorlar.
*******
Birbirlerini zerre anlamadan en iyi arkadaş olduklarını sanıyorlar. Yaptıkları hatayı asla anlamadan sürdürüyorlar yaşamlarını ve aralarından biri ölünce ardından konuşma yaparken ağlıyorlar.
******
Toplum dediği tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşamıştım.
*******
Toplum dedikleri bireyden ibaret değil midir?
*******
Körle yatan şaşı kalkar
******
İnsanlar onur ve sadakate övgüler yağdırır ancak insan çabasının yegâne odak noktası bireydir. Bireyin ötesinde de başka bir birey vardır. Toplumun esrarengizliği; okyanus olan toplum değil, bireydir.
******
Dürüstlük pusula mıdır insaniyet yolundu?
******
Nerede bize yol gösterecek ilkeler?
Yolu aydınlatıyor hangi bilgelikler?
Hem güzel hem de dehşetli bu fani dünya
Ademin sırtına sonsuz dert yükler.
*******
Erdem ve kötülük dediğimiz şeyler insan ürünü. İnsanın keyfi olarak uydurduğu ahlaki kavramlar.
*******
Güvenmemek bir suç mudur?
*******
Acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler.
*******
Şu an ne mutluyum ne de mutsuz.
Sadece her şey geçip gidiyor.
********
Bazen mutluluk da insanları yaralayabilir.
*******
Kai ve Gerda rahat ve sakin bir kasabada yaşarlar, aniden Buzlu Ruhlar
herkesi dondurmak için oraya gelir. Ancak küçük bir büyücü olan Ila,
kahramanların yardımına gelir. Icy Spirits'i geri almak için birlikte
Mirrorland'in büyülü dünyasına giderler.
Daha bugün kitap sitelerindeki sepetlerime şöyle bir göz atayım dedim. Malum fiyatlardan dolayı artık eskisi gibi kitap almak kolay değil. Sepetimde tamda bu kitaba rastladım. Ne zaman ekledim hatırlamıyorum ama iyi denk geldi. :)
YanıtlaSilAlmak istediğim kitabı sahafta olsa artık koha kütüphane sisteminden kontrol ediyorum, orada varsa oradan alıyorum tavsiye ederim.
SilSistem ve Insaa ettigimiz toplum gercekten insani zorluyor. Insan kalmak ya da yaşamaya devam etmek bu kadar bozuk seyin arasinda ozellikle hassas olanlar icin zor.
YanıtlaSilİnsan olmak ne yazık ki zor bir olay mutlaka bir noktada kırılıyoruz.
Sildazai çok değişik tuhaf bir yazar yaaa :)
YanıtlaSil:))
SilBu kitap için Dazai'nin hayatından izler taşıyor diyorlar. Okuması kolay, sindirmesi zor bir kitaptı benim için...
YanıtlaSilBenim de okumam kolay oldu.
SilSenin gibi daha çok insan olsa kütüphaneler daha ne kadar çok kişiye ulaşabilir kim bilir. Ne güzel yapıyorsun.
YanıtlaSilBu ay son aldıklarım aramızda bayağı mesafe var yeni yapılan yeri yakında inşaatı bitmedi kütüphanenin. Yeni yeri daha sık ziyzret ederim..
Silİnsanın ruhsal yapısını incelemeye alan, değişimlerini, karşı çıkışlarını, çatışmalarını konu alan kitapları daha farklı bir ilgiyle izliyorum. İnce ruhlu, kırılgan, hassas insanların kendi iç çatışmaları kadar toplumdaki hayal kırıklıkları da büyük oluyor. Kadın ya da erkek ünlü yazarların pek çoğu bu kırılgan ruhlarının kurbanı olmuşlar. İntihar fikrini önceden de vurgulamışlar.
YanıtlaSilYazınızın başında söz ettiğiniz Kütüphane Müdürüne teklifiniz çok hoş. Ekonomik sıkıntılar kültürel beslenmeyi doyurmuyorsa farklı arayışlara girmek ne güzel. Kütüphaneler, kitap fuarları, sahaflar, gezici kütüphaneler giderek çoğalsalar da insanlarımız arayışa girebilseler.
Yazar bildik bir konuyu ne güzel işlemiş. Alıntılarınızı her zaman çok severek okuyor, her zaman alamasam da kitap adını mutlaka not alıyorum.
Sağlıklı, güzel günlere.
İşte o ince ruhlu kırılgan insanlardan biri de benim. Gerçekten hayal kırıklarım da çok büyük bu dünya da.
SilKütüphanede bir defter var taleplar oraya yazılıyor fakat tabi ki hepsi alınamıyor. Ben okuduğum kitapların tamamını kütüphanetye bağışlıyorum. Alınabilir ama alınamamış kitapları alıp okuduktan sonra bağış yapıyorum ki isteyen o kur da ulaşsın. Aynı olayı yılbaşı içinde düşünüyorum, yine onların belirleyeceği 10 kitabı alıp okuyup bağış yapacağım.
Selamlar size...
Bu kitabın yazarını tanıyorum ve iki kitabını daha okudum + film uyarlamasını izledim + anime uyarlamasını izledim. Blog yazıma baktım emin olmak için, kitaba puanım 7/10 imiş. Ama kendisini bir daha okumak istemem. Hayatını ziyan etmiş bir adam, okuyunca beni de olumsuz etkiliyor.
YanıtlaSilKütüphaneye bağışmala fikriniz çok hoş. Toplum adını teşekkür ederim <3
Ben teşekkür ederim...
Sil