OKUDUKLARIM 2024/6 DERVİŞ

24 Ocak 2024

 

 
Fatih Sultan Mehmed, Midilli’yi fethedeli uzun yıllar olmamıştı. Türkleri kendilerine en büyük tehdit olarak gören Rodos Şövalyeleri mazlumlara zulmetmeye devam ediyordu. İşte bu şövalyelerin önderliğinde, zenginliğin ve gücün merkezi Akdeniz’i ele geçirmeye ant içmiş yeni bir Haçlı ittifakı Türk varlığını mavi sulardan silmeye kararlıydı. Fatih’in yiğit askerlerinden Yakup Ağa’nın ele avuca sığmayan yaman oğlu Hızır, bu ittifaka karşı vatanını müdafaa etmek istiyordu, ama nasıl? İşlenmeyi bekleyen cevher misali, Hızır’ın ona yol gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardı. Bu cevheri işleyecek olansa kim olduğu ve nereden geldiği bilinmeyen gizemli Derviş’ti. Ulvi bir amaç peşinde, tarihi değiştirecek bir sırra vakıftı... Ve bu sırrı sahibine aktaracağı günü beklemekteydi. Peki... Hızır ile Derviş’in yolları nasıl kesişecek? Hızır, sırrın sahibi olmaya mahir olduğunu gösterebilecek mi? Derviş gerçekte kim? Cem Sultan’ın mirası Hızır’ın ve Derviş’in kaderinde nasıl bir rol oynayacak? Kitapları ve oyunculuğuyla Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu, Derviş’te ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslupla bambaşka bir tarih anlatısı sunuyor.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
Yazarın okuduğum 3. kitabı. Tasavvuf ile tarihi harmanlayarak kendine has diliyle anlatan sonu süprizli bir kitap okudu. Sevdim tavsiye ederim.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Buralı değilim feryadıma hiç kimse oralı olmadı.
Dönüp bakıyorum da elle tutulur ne var?
Bütün umutlarım gömüldü benimle
Hayır böyle olmamalıydı.
*******
Geleceğin belirsizliğine güvenmekten başka çare var mıydı?
*******
Uğursuz fikirler harekete geçtiğinde kendimizi savunmaktan başka ne yapabiliriz ki? İnsan ileriyi daha iyi görmek, durumu anlamak, karar vermek, varlığını korumak ve tekrar saldırmak için kimi zaman geri çekilir. Bizler, yani geride duranlar yaşananları daha iyi değerlendirebiliriz. Kim bilir, belki de hatalı kararlar veririz. Doğrusunu Allah bilir.
******
Allah Bakara suresinde buyuruyor:
'Allah'ın elçisi ve müminler, rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. Onun elçileri arasında ayırım yapamayız. Ve işittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz rabbimiz, gidiş sanadır.' 
dediler. Son ayette ise;
'Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkarcı topluluğa karşı bize yardım et!' buyurulur
******
Mevlam darda koymayacak elbet.
******
Ancak iman hakikatleri insanı dinç tutar. En büyük belalarda, en büyük dertlerde hep şöyle demez miyiz: Nusret Allah'tandır ve muhakkak gelecektir. Biz ölüm anında bile Allahımız meleğini göndererek bizleri muhatap kıldığı için O'nunla yakınlık kurduğumuz için sevinenlerdeniz. Biz O'nun için sever; dinimiz için yaşar, harp ederiz. Düşmanlarımızla Allh'ın emirlerine karşı oldukları için mücadele ederiz. Bizim her şeyimiz dinimizken nasıl olur da O'nun bizi güçlendireceğinden umudumuzu keseriz? Allah bizleri önce yolundan, ardından onunla amel edebilme yolundan ayırmasın.
******
Filler dövüşürken olan karıncalara olurmuş.
*******
Amacına ulaşmak isteyen ademoğlu bil ki telaş eder.
*******
Elma içindeki kurt sarhoştur içinde bulunduğu cevherden. Ne yönü kemirse fayda bulacağını bilir.
*******
Biliyorum ben buralı değilim
Nereden geldiysem oralıyım
Emanetim var teslim etmeye,
Hakkım var mı bilmiyorum övülüp sevilmeye
******
Aşk bu; ne zaman geleceği hangi ara kapıyı çalacağı belli mi olur?
******
Ademoğluna kader bir yandan sırt dönerse, baht başka köşede gülüverirmiş.
*******
Saltanatta papa'dan dahi ulular var!
*******
Kimi zaman hatıraların gücü, uçsuz bucaksızlığa dair hayal bile edilemez acıları sınır tanımaksızın geriye getirmiş.
******
Hatıraların gücü, ilk temaşadan itibaren yerleşir ademoğlunun zihnine evlat.
******
Yanlış bir mantıkla yanlış bir sonuca varıyorsun.
******
İnsanoğlu her arzu ettiğine erişemiyor, var bunda da bir hayır.
******
İnsan soluğunun kesileceği anı bilmeli, hikmet neye yarar ki bundan beyhude olursa?
******
Vakitsiz ölmemeli ruh. Vakitsiz ölmemeli kuş. Her şeyin bir vakti, zamanı var elbet. Korku ruhunu öldürür yiğitlerin. Yaşar ama ölüdür.
******
Gaybı Allah bilir elbet ama vazifemi tamamlamadan emanetini almaması için aynı senin gibi dua ediyorum.
******
Kadim bilginin peşine düşenler hep olmuştur. Bulmak nasip işi.
******
Topraktan geldik toprağa döneceğiz
******
İnsanoğlunun hücre-i saadeti kalbidir.
******
Karanlıkta kılıç sallarım cehennemdir içim
Bu savaşın hem mahlup tarafıyım hem de mazlum
Kendime suç işledim.
Bilmem bağışlar mıyım kendime
******
Kaderi insanın mirasıdır.
******
Kimi bağışlanacak, kimi ceza görecek. Bizi bağışlananlardan olalım inşallah.
******
"Gel" diye bir ses duydum kabuslarımı ortasından ikiye bölen.,
"Sen büyüksün" diyerek bıraktım dünyayı ve içindeki her şeyi.
"Gel" diyenin büyüklüğüne,
Küçüklüğümü ilan etmenin rahatlığına, diz kırdım.
******
Hz. Süleyman mührünün cennetten gelme olduğuna inanılır. Cebrail tarafından Allah'ın emriyle önce Hz. Davud'a getirilmiştir.Hz. Davud İsrailoğullarından bir peygamber ve hükümdardı. Oğullarına on hikmetli soru sordu. Cevapları yalnızca Hz. Süleyman verebildi ve böylece Hz Süleyman yüzüğü babadan oğula intikal etti. Bu mühürle sadece belli kimselerin ve meleklerin bildiği ismi azam duası bulunmaktadır. Bu sebeple Süleyman peygambere kur'an'da da yazdığı üzere kimseye nasip olmayacak bir saltanat bahşedilmiştir. Cinlere, rüzgarlara ve hayvanlara dahi hükmedebilmiştir.Bu sayede çok güçlü bir hükümdar ve peygamber olmuştur. Semavi dinler tarafından da kutsal kabul edilen Hz. Süleyman mührü müslümanlar arasında Hatem-i Süleyman olarak da anılır. Hıristiyan ve yahudiler tarafındansa Davud yıldızı olarak bilinir.
******
İnsan suya hasret kaldığı gibi gerçeğe de hasrettir. Önemli olan kaynağı bulabilmek. Yoksa içtiğimiz su bize hayat aşılacağı gibi zehir de olabilir.
******
Yaradanıyla aşk yaşayan insan, rahat uyur.
*******
Günü gelmeden çıkan civciv yaşayamaz.
******
Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur.
******
Makamın birinci yüzü gayret, çaba,.İkinci yüzü bu gayretle hakkını vererek kavramak. Üçüncü yüzü nefis atından inerek sebebi terk edip kendinin bir hiç olduğunu bilmek. Allah nefes bir tuzak kurarak, onun iştiyakını artırarak kendi kudretini perdeler ve nefsin 'Ben yaptım' demesini ister. Zavallım bu tuzağı düşer, gayreti ve çabasıyla kendisinin yaptığını zanneder. Yani 'mertebeleri ben geçtim' demeye başlar. Sen makam dediğimde çabalayarak elde edeceğin ahlakı ve adabı anla.
******
Oyun kurana karışmak cahilliktir. Zira süreci ve merhaleleri oyunu kuran biliyor. Çırak bekleyecek . Dua edecek.
******
Gayret, hakkını vermek.
Usul, yani disiplin.
Teslimiyet, kaderi bilmek. Hükmü ilahiye teslim olmak.
******
Yiğit dediğin kılıcını kınından çıkarmaya ihtiyaç duymadan düşmanını dize getirendir.
******
Kimi zaman yalnız bırakıldığını füşünürsün ama unutma, bu senin gelişmeni sağlar.
******
Tasavvufta bir söz vardır: Kırk günde erene geç kaldın kırk yılda erene ne çabuk erdin derler. Sabırlı olmak gerek.
******
Mayası güçlü olanlara zaman işlemez. Kabı geniş olan ummanları taşır da bundan haberi olmaz.
*******
Nedir sabır?
Musibet anındaki ilk tepkidir. Allah'a dayanmandır. Aksi beladır, kadere isyandır.
******
İnsan düşünen bir varlıktır. Düşüncesini hayra yönelten eşrefi mahluk kıvamına erecek. Sabırsız insan alevler içinde kalmaya mahkumdur. Kutup soğuğunda evsiz bile kalsan sabrı öğreneceksin.
******
Doğmanın da ölmenin de bir zamanı var.
******
Bilgisizlik kadar bilgiye götüren merak da insanın ayağını kaydırabilir. İnsan, ona verilen kudretin sona ermeyeceğini sanarak hataya düşebilir. İrade özgürlüğü insanın mutlak özgür olduğu manasına gelmez. İrade zayıflığı kulu günaha düşürebilmektedir. Hilafet noktasına kadar gelen insanimtihanın en büyüğüne tabi olur. Yani gücü devretme, basiretini birlik adına yerine getirebilme seçiminde bulunabilme.
******
İnsanın büyük hataları hayat, ilim, irade ve kudret konularını idrak edememesinden kaynaklanır.
******
Habil nefis belirtisi olmadan  Yaradan'a yönelen ruh. Hedefe ulaşmak için bizim için adeta bir binek. Kabil kendi hazzı için yaradanını unutan ruh. Habil ihsan etmeyi, yaradanını mutlu etmeyi sever. Kabil de ihsan eder lakin onunki farklıdır. yaradanın sevgisini kazanmak, O'nun dikkatini çekmek ve manevi dünyayı edinmek ister.
*******
DEVAMI YAKINDA....
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder