DÜNDEN VE BUGÜNDEN

Dün akşamdan bu yana moralim bayağı bir bozuk, ağbim kahvehane işini çok azıttı bir türlü eve sokamıyoruz hep kahvehane de. Gitmesin demiyoruz ama eve geliş saati olur insanın, bunda o yok. Sabah kahvaltı edip çıkıyor gece saat 22 de eve giriyor. Cadde üzerinde 3 kahvehane var üçünü de dolaşıyor. Akşam çok kızdım evin yemek saatinde bile eve uğramıyor. Sen şeker hastasısın yemek yemen lazım, ara öğün yapman lazım, insülün vurunmak lazım... Bizimkinin mantığı bir şey yemezse şekeri yükselmez, halbuki tam aksi şekeri yükseliyor. Akşam da bu konuda  atıştık. Şekerini ölçtüm, 125, 12 ünite insülünü nü vurdum. Kavga hat dereceye ulaştı inat etti yemek yemedi, bir saat sonra aşırı terlemeye başladı. Şeker düştü tabi insülünden sonra bir şeyler yemesi lazım. Yemediği için düştü, baktı gördü kötüye gidiyor can tatlı tabii hemen incir, kesme şeker, tarhana çorbası, karışık kızartma, üzüm yedi zor toparladık şekeri 

40 lardan en son 130 a çıkmıştı ölçtüğümde. 

Benden 10 yaş büyük olduğu için benim ona akıl vermem zoruna gidiyor.  

Sabah kalktık konuşmaz benimle diyordum ama bir şey yokmuş gibi şekerini ölçtüm, insülünü vurdum kahvaltısını hazırladım. Pansumanını yaptım. O kahvaltı ederken ben yatakları topladım, sonra sabah bulaşıklarını yıkadım. Üstümü değiştim pazar arabasını aldım doğruca evden eczaneye ilaçlarımı aldım, bir tane ilacım İstanbul'dan gelecekmiş o yarına kaldı yarın alacağım. Oradan migrosa geçtim minik sütlerden ve bulgur pilavı aldım, hazır gelmişken dergileri de gelenlerden aldım.

Oradan minibüsle Çarşıya indim, peynirciden peynir aldım. Kasaba uğradım istediğimi almak için, kalmamış Çarşamba gelecekmiş. Tekrar minibüse bindim pazar yerine gittim. Haftalık meyve sebze alışverişini yaptım. Balık biberden yaptığımız yağlı turşu bitmişti 3 kilo da balık biber aldım. 

Pazar arabası dolmuştu o elimde taşımaya kaldı. Kent konseyinin dükkanına uğradım lokma ile çiğ börek aldım. Tekrar minibüse bindim yola çıktık. Zaten pazar olduğu için bugün herkesin pazar arabası, poşeti var elinde. Araba doldu daha pazar yerinde, diğer duraklarda da müşteri almaya devam ediyor. En sonunda -

plakanızı alıp cimere şikayet edeceğim sizi 

dedim. 

-Balık istifi yapamazsın minibüsü 

dedim, 

-zaten kalkış saatlerinin araları açıldı bu gün 

dedi.

-Yalan söyleme,pazar olduğu günlerde saatleriniz kısalıyor 7 dakikada bir kalkıyorsunuz, diğer günlerde 15 dakika da bir geliyorsunuz 

dedim. 

- ben şu an sırf poşet taşıyorum abla

dedi

Oturma koltukları dolu, benim gibi ayakta olanlar da var, yalan söylüyor.

Şoförle de eve gelinceye kadar atıştık anlayacağınız. 

Eve geldim, ben yokken sütçü gelmiş, süt ocakta kaynıyor. Bende arabayı boşalttım saat olmuş 13:30 annem bir makina çamaşır yıkamış. Sokak kapısı açıldı, baktım ağbim geliyor. Hiç sesimi çıkarmadım. Hemen şekerini ölçtüm. Yemeğini hazırladım, yedi biraz uzandı. O arada sütü mayaladık. Gittim sirke aldım bakkaldan yarın yine yeniden turşuyu kurarız.

Şimdi, bir sütlü kahve yaptım çemberimde gül oyayı izliyorum.

 Dünyandaki tek gerçek SENSİN 

Değerini bileceksin, 

Aksini söyleyip seni değersiz hissettiren, 

Herkesin haddini Bildireceksin. 

Kendinden asla ve asla Umudu kesmeyeceksin, 

Yeri geldiğinde herkesi, 

Her şeyi Boş vereceksin. 

Merkezinde kalarak IŞIL, IŞIL Parlayacaksın 

 Cavit ÇAĞ