OKUDUM 2022/104 KIZIL TARLALAR

 

 

 

Ancak en vahşi hayvanların ve onların da en vahşisi olan insanın sağ kalabildiği, bir damla suya hasret, çorak ve haşin topraklar. Mülksüzleştirilerek açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen köylülerin, güçlünün adaleti karşısında ya eşkıyalar ya da azizlerden medet umduğu çetin bir coğrafya. Ve hayata tutunabilmek için, daha pek çokları gibi evini barkını terk eden, daha iyi bir hayat ümidiyle São Paulo’ya doğru yollara düşen bir ailenin hazin göç hikâyesi. Brezilya’nın dünya edebiyatındaki güçlü kalemlerinden Jorge Amado, aynı zamanda Komünist Parti üyesi olan radikal bir solcuydu. 1946 yılında yazdığı bu roman, 1929 Buhranı ve 2. Dünya Savaşı’nın ardından kırsal ekonominin varlıklı toprak sahipleri lehine yeniden düzenlendiği bir devirde, daha da yoksullaşan köylülerin dramını ve yükselen siyasal başkaldırısını yansıtıyor.

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

 

Sıkılmadan rahatlıkla okudum. Yaşadıkları yerden sürülen bir ailenin varacağı noktaya yaptığı yürüyüştü. Yarı yolda ayrılan marta karekterine üzüldüm.  

 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

    Bazen yanılırız,, bir insan hakkında yanlış hüküm veririz.

*****

İnsanın içini yalnız kendisi bilir.... Bazen biri hiç göründüğü gibi çıkmaz.... Herkesin derdi kendine.....

******

Yeryüzünde değişmeyecek bir şey varsa o da kaderdi, herkes alnına yazılmış olanla doğar ve onu yaşardı, bunu kabul etmek gerekliydi.

******

Bir evlat babasına karşılık vermez.

******

Ailenin terk edildiği nerede görülmüştü?

******

Eğer terbiye edemeyeceksiniz hiç çocuk yapmayın.

*****

Çile çekmek kimseyi iyi yapmaz....

*****

Acı sadece daha kötü yapar, berbat birine dönüştürür.

******

Herkesin rezilliği kendine.

******

Tanrı kelamı getiren bir peygambere ateş edildiği nerede  görülmüştü?

*****

Her şeyi gören Tanrıya kim yalan söyleyebilir ki?

******

Bir adamın mutluluğuyla kıyaslandığında paranın ne önemi vardı?

******

Kaprisi bırak,yoksullar böyle şeyler yapmaz…

*****