OKUDUKLARIM 2022/113 SEYREK YAĞMUR

14 Aralık 2022

 

 
Bir pazar sabahı Rıfat günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti. “Günler damlıyor ama aynı kaba değil,” dedi. Gökyüzüne baktı: Boştu. Hiç bulut yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları… Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. İnsan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi. Rıfat, zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir aylak adam, bir lüzumsuz adam gibi, bir “R.” gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat, arada Rıfat’ın dükkânına da uğruyor. Rıfat, filmleri, kitapları, hayalleri, fikirleri, dertleri, mes’eleleri de geziyor. Ortaya sorulmuş soruları üzerine alınıyor, bazı. Neyin peşinde bu adam? Rıfat, bir hikâyenin içinde midir, anlamaya çalışıyor, insanın bir hikâyenin içinde olduğunu anlamasının yolunu arıyor… Seyrek yağmura şemsiye açılır mı?
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Ben sevdim. Oldukça düşündüren cümleleri ve değişik sona bağlanan hikayeleri.. tavsiye ederim:) 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Hayatı üzerlerinde bir leke gibi taşıyan ya da kendileri hayatın üzerinde bir leke olan insanlar.,
******
Edebiyat eleştirmenlerinin hep belirttiği gibi hiçbir şey söylemeye çalışmamaktan doğuyor şiir.
******
Hayal dünyası kırılgandır
******
Her ironi bir hayal kırıklığı gizler
*****
Geçmiş bir insanı kuran değil, yıkan şeydir. Daha doğrusu bir yandan kurarken bir yandan yıkar.
******
Şairlere hayranlık duyan, onların dizeleri üzerinden duyarlılık sahibi olmaya çalışan okurlar da mücadele edilmesi gereken bir  başka kanser vakası.
******
Tecrübe bir işe yaramıyor, çünkü tecrübenin nereden neyi yansıtacağı belli olmayan sayısız parlak yüzeyi, artık eylemlerin ve düşüncelerin de yansılarını üretiyor, hatta duyguların bile.
******
İnsan kendini savunayım derken kendine kolayca razı oluyor.
******
Erkekler geçmişleriyle sevilmek istiyor, bu yüzden büyüyemiyorlar.
******
Zor, kötü ya da sevgiisiz geçen çocukluk günlerinizde vücudunuza batan dikenleri, kıymıkları öpe okşaya çıkaracak bir kadın düşlüyorsunuz, sevgiden anladığınız bu!
******
Gerçek şu ki, ahlaktan önce sevgiyi bulmalı insan. Yoksa ikisi de yok olup gidiyor.
******
Eksik bir şey kalırsa, kendine değil başkasına güvenirsin, dışındaki bir varlığa yönelirsin, tanrıya örneğin. Tanrıya inanmak istiyorsan inan. Buna kimse karışamaz, kimsenin diyecek bir şeyi olamaz. Ama şunu unutma, bir eksiklikten doğan tanrı fikri daha baştan sakat bir fikirdir. Eksiklikten değil; bütünlükten, tamlıktan doğmalıdır tanrı fikri. Bardak dolsun diye değildir tanrı, bardak taşarsa tanrıya ulaşırız.
*****
Bilimin ulaştığı sonuçlara tanrının gölgesinin düşmesine engel olamıyoruz.
******
Hatıralar kötüdür, hayatın önünü tıkar. Ama bak hayaller iyidir.
******
Doğru olan ahlaklı olmak.
Sadakat, ortak geçmişe karşı duyulan sorumluluk ve aile bağı. Doğru olan bu.
******
Mahrumiyet duygusuyla baş edebilirsin. Üstelik baş etme sürecinde olgunlaşırsın, bilgeleşirsin. Hayatın yalnızca yaşadıklarımız olmadığını, yaşamadıklarımızın, yaşayamadıklarımızın da hayatın kendisi olduğunu anlarsın. Bütün varlıkların yanı başında bir mahrumiyet vardır. Hatta diyebilirim ki, varlıklar mahrumiyetten doğar.
******
Başarımız ne kadar büyükse başarısıklıktan o ölçüde kıl payı kurtulmuşuz demektir.
Robert BRESSON
******
İnsanın insana ettiği kötülükler ile dolu kuyudan çıkabiliriz.
 
 

6 yorum:

  1. Aaaa aynı kitabı okumuşuz aynı anda :) ben de sevdim..

    YanıtlaSil
  2. "Başarımız ne kadar büyükse başarısıklıktan o ölçüde kıl payı kurtulmuşuz demektir." bu çok etkileyici. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen bizi etkileyen satırları buluruz kitaplarda, bu da onlardan biri

      Sil
  3. Kitabı hiç duymamıştım, alıntıları sevdim. :)

    YanıtlaSil