Leylakdalının yukarıdaki yazısında da yazdım ama benim blogta da olsun istedim bu anılar, buraya da aktarayım şimdi.
Sene 80 li yıllar ağbime çeyizlik bir merdaneli makina alındı, yıllarca kenarda durdu. Ben kışın banyoda leğende, yazın da belim ağrıyor diye babam bir tahtadan masa yapmıştı rahmetli ocaklığın oraya koyuyordum, ocakta bakır kazanda ateşle suyu ısıtıp, masa üstünde leğende çamaşır yıkıyordum.
Ağbim evlenecek, evde temizlik var. O zaman da perdeler kalın kumaştan, kenarları poponlo filan, onların yıkanması lazım. Rahmetli teyzem gelmişti İstanbuldan.
-Manyakmısınız hala elde yıkıyorsunuz, çıkarın şu makinayı getirin su ısınmış nasılsa, makina da yıkayalım dedi.
Annem teyzemi kıramadı, merdaneli mutfak kapısının önüne çekildi, uzatma kablosu ile elektrik fişi ayarlandı.
Teyzem bismillah dedi, kazanla suyu kazana boca etti.
Bir baktık su yerde akıyor, ne oldu falan, bir taraftan da gülüyoruz, makina arızalıymış bunca sene durdu şimdi geri de almazlar falan:)))
Servisi çağırdık, geldi baktı. Makina durduğu yerde su hortumunu çürütmüş:))) Hortumu değiştirdi, biz ilk defa makinada çamaşır yıkamaya başladık sene 1988 di.
Merdaneli ile ikinci anım da şöyle;
Yine yaz yine dışarıda ocaklık yanıyor çamaşır yıkıyoruz. Bu arada ağbim evlendi 8 ay evli kaldı boşandı. Bu evlilik süresince babam tam 155 tane küçük altın borçlandı ( bu borçlanma konusunu başka bir anıya bırakacağım, kısaca şöyle açıklayayım; düğün üstü ağbim kaza yaptı, kendi anadol kamyonetimizin ön kısmı karpuz patlar gibi patladı, ön taraf sıfırdan alındı, çarptığı araba Alman malı mercedesti, onun çarpılan yerleri ve parçaları sigorta eksperi tarafından tespit edildi ve ödeme planı yapıldı, düğün oldu onun borçları derken oldu bunlar) Bu borçlanmadan dolayı babam bağkurunu ödeyemiyor. Bu arada ufaktan mide kanamaları ve kalp krizleri geçiriyor işe de fazla gidemiyor. Bir yıl içerisinde bu borcu ödemek kolay değil. Anadan babadan da bir şey yok satsın. Bende işe yeni başlamışım, işçi olarak girdim yüksekokul mezunu olmama rağmen çalışıyorum.
İşte bu çamaşır yıkadığımız gün asma işlemini gerçekleştirirken, babam yoldan geçen milli piyango biletçisini durdurdu, anneme gel senin şansın vardır bir çeyrek bilet çek dedi.
Annem söylene söylene o bileti çekti.
Daha sonra çekiliş listesine baktığımızda bizim bilete çeyrek biletti payımıza tam babamın bağkur borcu kadar para ikramiye çıktı.
Gitti istanbula ikramiyeyi aldı, bağkura borcunu ödedi emekli oldu. Emekli maaşından da ilk etapta açık kalp ameliyatı olacaktı, onun doktor tarafından istenen bıçak parasını biriktirdi. Ameliyattan sonrada ağbimin bağkurunu torunun nafakasını bu emekli maaşından ödedi hep.
Kul zorda olmayınca hızır yetişmez misali bir olay oldu buda....
İyi ki teyze olaya el atmış:) insanın içi burkuluyor ama ya, orada makina varken onca eziyeti çekmeye devam etmek...
YanıtlaSilİkinci olayın bir benzerini yaşadık biz de, hayal meyal hatırlarım ama babam yaptık bir sefer, borcu harcı kapattık der.
Ben bu makinalar ile tanıştığımda küçüktüm, annemi izlerdim fim izliyormuş gibi, eline alır çamaşırı geçirirdi merdaneden, arada takılır bir şeyler olurdu, annemin üstü başı yıkamalık hale gelirdi Beyazlar için makina da yaramıyordu galiba çünkü koca bir kazanda, küçük bir tüp üstünde kaynatırdı önce, sonra makinaya geçiş yaptırırdı.
El atması gerçekten iyi oldu. Size de şans vurmuş demek ki. Makinada kaç defa sarma kısmında eşya sıkıştırdım hatırlamıyorum:)))
SilNe güzel anılar bunlar. Hızır gibi yetişmiş size destek. Gerçek jayattaki mucizeler bunlar.
YanıtlaSilKesinlikle hızır yetişti arkadaşım.
SilBu makineleri hatırlıyorum, babaannemlerde vardı. Uzun süredir çamaşırlar artık makinede yıkanıyor. Birkaç yıl önce başka şehirde çalışırken ben de Kyk borcumu ödüyorum diye bir süre çamaşır makinesi kullanmadım, elimde yıkıyordum çamaşırları, sonra zor olunca ikinci el almıştım. En azından öyle bir deneyim yaşamadım demem. :))
YanıtlaSilKaza ve borçlanma kötü olmuş. İnsanın başını çok ağrıtır borç harç.
Evet borç olayı çok kötü kaça sene kendimizi toplayamadık. Birde gelinin bizi çarpması varki bunu da başka bir yazıya bırakıyorum.
SilMerdaneli çamaşır makinesi ile ilgili her iki anınızı da okudum. Kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim. Her iki anının da kendine göre güzel ve tatlı yanları ile birlikte hüzünlü tarafları da var tabi. Hayat bu, inişleri olduğu gibi çıkışları da oluyor maalesef. Milli Piyango biletinize ikramiye çıkması ve bu miktarın da ihtiyacınız kadar olması gerçekten çok yerinde, isabetli ve şanslı sayılacak bir durum. Ancak, öyle zor durumda olan kullar (kendim de dahil) tanırım, hiç de yardımına Hızır yetişmedi. Siz gerçekten çok şanslıymışınız. Bu şansınızın yaşamınız boyunca devam etmesini dilerim.
YanıtlaSilAllah'ın herkesin yardımına koşmasını temenni ederim. Sabır ve Şükrün önemli olduğunu, ümit kesmemek gerektiğini söyleyebilirim. Sıkıntıda olan herkesin yardımına hızır yetişsin. Şans herkesin yüzüne gülsün. Bizim o an için ihtiyacımız kadardı ve bize yetti.
SilTeyzemde vardı bu makineden. Onlar kullanırdı, ben de izlerdim. Her seferinde çamaşırı sıkarken elleri sıkışacak diye korkardım :-)
YanıtlaSilElden daha ziyade çamaşırlar sıkışırdı:)))
SilYalnız film gibi olaylar silsilesi ve ikramiye çıkması:)
YanıtlaSilHayatım roman :)))
SilVay merdaneli vay... Kısa bir dönem annemde kullanmıştı, tam bugün bildiğimiz makinelere geçiş dönemiydi, hemen ardından da yeni makine geldi.
YanıtlaSilAltınlarla ilgili anılar ne kadar da zor günleri geride bıraktığınızı gösteriyor. Bugün okuyunca bir anı ama yaşanırken ne zordur kim bilir...
merdaneli ile güzel günlerdi:))) Altın olraka borçlanmadık Tl olarak Borçlandık ama bir senede elden çıkan tutar o kadar altın yapıyordu. Zor günlerdi yıllarca kendimizi toplayamadık. Anıların daha gerisi gelecek:)))
Sil