31 GÜNLÜK YAZI PROGRAMI - 5

05 Ekim 2021

 

 
 

 
 
5- Giyim ve makyaj tarzını tanımlarmısın?
 
Benim giyim tarzı biraz karışık gibi:)) 2000 li  yıllara kadar pantolon giymem yasaktı, ara ara giyerdim tabii ama devamlı değil. Devamlılık çalıştığım fabrikada deponun diğer kapısının da yapılması ile oluştu. Uzun araç giriş çıkışının yapıldığı bir koridor düşünün her iki taraftan hava akımı var ve ben uzun eteğimle odamdan çıktığımda eteklerim kafama doğru havalanıyordu:)) Marliny Moonre pozları hemen yanlardan elimle tutuyordum:)) eeee birde açıklık bir alanda yemekhaneye giderken yine rüzgara mahsur kalıyorsun yine yanlardan kumaşı eline topluyorsun Leydiler gibi:))
Bu iş böyle olmaz en iyisi pantolon dedik öyle de kaldık.  Haftanın 4 günü kumaş pantolon son gün free kot pantolon vardı kıyafette.
 
Emekli olduktan sonra, devamlı kot ve tshirt var giyimimde, kumaş pantolonlar kenarda duruyor.
 
Kışın atkı ve şal olaylarını severim.
 
Bluz kolsuz giymem üstüne hırka giyerim genelde fakir kol denilen cinsten. Sadece 1 kıyafetim var bu şekilde rengine aldandım. Pastel renkleri severim. Açık lila rengi, üstüne de lacivert ince triko hırkam vardır. En fazla 5-6 defa giymişimdir bu kolsuz bluzu hırka ile. Askılı sadece tatilde iken kullandım. Tatil yapmayı da bıraktım o da yok. Bulunduğum şehirde giymedim hiç. Özel günlere özel kıyafetler aldım ama hiçbiri açık, abiye değil, edebinde....Kısa kol veya fakir kol severim. Kıyafetlerin üstüne mutlaka hırka o da fakir kol severim. Tshirtlerin boyları uzun olmalı , asla kısa kullanmam. 
 
Bu sene bir çılgınlık yaptım stilime fotürlü şapka ekledim:))
 
Sahte güneş gözlüğü kullanırım ama gözüme değil taç gibi saçlarıma takarım.
 
Ayakkabı rahatı severim, topuksuz babet, spor ayakkabı, topuklu özel günlerde kullanmışımdır, plaket töreni, yılbaşı yemeği falan gibi, ama stiletto giydiğimi hiç hatırlamam mesela:)) Şirkette plaket töreni varsa, ayakkabılar ve makyaj çantası poşette fabrikaya benimle gelirdi. Törene yakın lavabo da makyaj yapar, ayakkabı değiştirirdim. Tören bittiğinde ayakkabılar fora:))
 
Yazın terliği çok severim:)) öyle topuklu filan da değil dümdüz, giy çık tarzı:)) bu sene 35 tl ye bir model aldım çok ta rahat ettim. 
 
Çizme giyeyim falan da demem kar yağdı ise catleri geçirir ayağıma öyle çıkarım.
 
Ev içi rahatlıktan yanayım, tshirt ve eşofman altı asla kot pantolon filan giyip oturaman.
 
Makyaj çok nadir yaparım, hatta yaptığımda genelde;
- ooo hayırdır falan derler.
 
Oje yok, bazı bazı kullanmışımdır. Tırnaklarım kısadır, uzun sevmem, denedim sevemedim. Şu an evimde oje yok mesela, 
 
Siyah kalemden yana şanslı değilim, ya kalemden ya rimelden gözlerim şıpır şıpır akar, ( en iyilerini almama rağmen) makyajında varla yok arasını severim. Nude tonları far ve siyah kalem  yada mor far mavi kalem kullanırım.Yok aydınlatıcı, kapatıcı, şu fırçayı  falan kullanayım diye düşünmem. Ruj da dudak tonlarını severim. Mesela loreal 503 vardı çok güzeldi, bulamıyorum üretmiyormuş artık kaldım rujsuz. Kırmızı ve koyu renklere alerjim var:)) 
 
Çocukken kuzenimin nişanında gel sana da ruj sürelim dediler, o zaman rengi yeşil olup, dudağa sürdüğünde rengi ortaya çıkan ve silsen de çıkmayan rujlar vardı. Bir sürdüler renk ortaya çıktı KIRMIZI.... Sil sil çıkmaz, rezil oldum.
Alıkta kullanmam.
Pudramda Max factor 06 numara takıntım var.
Fondöten de Loreal kullanırım.
Öyle gölge yapayım fara, orasını küçülteyim, burasını büyülteyim, şunlar ön planda olsun  filan diye de uğraşmam. Sürer çıkarım.
 
Yüzümü keçi sütü sabunu ile yıkarım. Egzamaya iyi geliyor.
Markası soruldu nereden aldığımı ekleyeyim;
 
Doğal elma sirkemde aynı yerden.

Nuxe very nose spray tonik ki bunu yeni aldım.
Bioderma nemlendirici kullanırım.

 
sayfasının gülsuyu tentürünü ve 
 
 
mürver çiçeği kremini kullanıyorum çok memnunum.
 
Saçlarım şu an kısa, uçlarda röfleler var, diğer kısım yaşımın gereği beyazlı siyahlı. Çalışırken boyatır ve röfle yaptırırdım. Haftada iki defa kuaförde fön çektirirdim. Özel günlerde bir gün önceden, ya da o gün iş çıkışı özel güne gitmeden fön çektirirdim. Hatta bir yılbaşı öncesi hiç unutmam o gece yemek var iş çıkışı kuaföre gideceğim. Yanımda çalışan kişi camdan dışarı bakıyordu, 
- Abla insan kaynakları bayanları toplu halde nereye gidiyorlar acaba dedi?
- Bilmem dedim.
Bir kaç saat sonra aynı arkadaş yine camdan bakıyor şunu dedi,
- Abla bunların hepsi fönlenip gelmişler, seni taklit ediyorlar dedi.
Bende;
- Doğrudur, vakitleri kalmıyordu çekiliş falan hazırlayacaklar, yemek yenilen yeri düzenleyecekler filan. Demek ki iş saatinde şu işi halledelim diye düşündüler dedim.
Eğer sinirliysem, depresyona gireceksem hemen saçlarımla oynardım. Ya kestirir model değiştirir ya da rengi ile oynardım.

Hiç unutmam % 200 mesai çalışma günümü, birlikte çalıştığım arkadaş istedi. 
-Abla sen gelme, Efe fabrikayı (oğlu) özledi, ben geleyim hem de onu getireyim dedi. 
Bende olmaz dedim sonra gelsin, bula bula özleyecek zaman %200 mesainin ve benim hakkımın olduğu günü mü buldu? Zaten çocuğa kızgınım bu konuda, 
-Abla bu cumartesi gece vardiyasına sen gelir misin, kızkardeşim ve ailesi bize yemeğe gelecekler? diyor.
Bende bekarım ya tamam diyorum siz ailece bir yemek yiyin. Ama beyefendi oğlunu da yanına alıp arabası ile İstanbul'a Galatasaray maçına gidiyor, birde rezil utanmadan pazartesi günü benim yanımda maça gidişini ve maçı anlatıyor arkadaşlara. Bir daha mesai mi değişirim asla ölüm ve hastalığı olmadığı sürece asla değişmedim. 
Neyse bu %200 lük mesai gününü benden alamadı ya, bu sefer 16 saat çalışma zorunluluğu getirdiler bana bir hafta. Şefte bununla birlikte bende 16 saat çalışmak iş kanununa göre yasak dedim. Hastalık yok ölüm yok bu nerden çıktı, akıllarınca intikam alıyorlar. Kızdım bir gün izin aldım gittim saçları ateş kızılına boyattım.
Ara bulucu, iş çözümcüsü İnsan kaynakları yöneticisi bayana başvurdum, (bu kişide bana asıl mobingi uygulayan kişi) benim yanımdakiler  ve şef bunun maşası oluyorlar. Bayan da 
-ben de bir şey yapamam dedi mi? 
Tamam dedim senden daha büyüğü var, kim? Fabrika müdürü...
Gidersin sekretere, randevu talep edersin. Bir görüşürsün müdürle, müdür telefon açtı şefe, şu saatte toplanın oda da gelicem dedi. Bir geldi kimseyi konuşturmadı direkt 08/18 vardiyasını iptal etti. 3 kişi 08/16- 16/24 vardiyalarında dönüşümlü çalışacaksınız dedi.
Ohhhhhhhhhhhhh iyi oldu rahatladım. Şef bana 16 saat çalışacaksın derken, ağzını bile açamadı. Bir konuşma ile hepsini susturdu müdür. 
Tabi intikam çanları çalmaya başladı bunlar için, 
-sen kimsin? 
-neden bu fabrika da hep senin istediklerin yapılıyor filan, 
ben de 
-benim istediklerim değil işin gereği yapılıyor, 16 saat çalışmak ölüm yok hastalık yok yasakkkkkk diyorum.
Beni bir kaç ay sonra depresyona soktular mı yine, hadi bakalım kolay gelsin. Bir 10 gün rapor kullandırdı şirket doktoru 10 gün sonra  şirkete döndüğümde şef, odası ile aramızdaki camı açtı, bir -geçmiş olsun nasılsınız dedi, 
ardından 
-bundan sonra devamlı 08/18 çalışacaksınız dedi...
 iptal olan vardiya benim sağlığım için geri geldi, bir süre gece çalışmadım, fakat 
-bu böyle olmaz, haksızlık oluyor arkadaşlar, ben gece de çalışabilirim 
diyerek tekrar vardiya sistemine döndüm.
 
Takı olayım da bazen vardır bazen yoktur. Devamlı taktığım sadece şirketten aldığım son maaşla yaptırdığım isim yazılı nazar boncuklu bir kolyem var hatıra olarak. Küpe imitasyon alerji yapıyor takamıyorum. Saat ta yıllar önce Kadıköy sahilde saatçiden aldığım swatch saat var onu kullanırım. 

Çanta, bavul tarzı çantaları severim, içine kitabımı da almalı, suyumu da. Çapraz ufak çanta 2 tane oldu kullanıyorum. Ama çanta hastalığım var bunu kabul ediyorum, bulduğum bavul modelleri toplayacağım  frenliyorum kendimi.
 
 Parfüm takıntım da var çanta gibi. Burberry Weekend, Lady Million kullanırım. Bir arkadaş uzun zaman oldu bir parfüm önerdi onu deneyeceğim yakın zamanda CERRUTI 1881 kısmetse bir daha ki aya alırım.



15 yorum:

  1. İlginç bir yazı programıymış. Evet eskiden pantolon özellikle kot yasaktı hatunlara. babam da pek istememişti başlarda. Sonra sonra alıştı.

    YanıtlaSil
  2. İskoçlar gibi erkek giysin eteği bence de. Hem pratik değil hem üşütüyor, yazın fena değil efil efil ;) Bence etek erkek için daha pratik :)))))
    Bu sıra benim giyim tarzım da çok moda dışı çünkü 90ların başı geri döndü burada, bol pantolonlar, bol kazaklar göbek açık ayyyy rezalet. Bir tek converse modası da döndü diye sevinmiştim ama herkeste var... Bi anlamı kalmadı. Zaten kış geldi kapıda. Bu kışı da ben yünlü elbiseler ve renkli çoraplarla geçirmek istiyorum umarım o moda da gelir kışa kadar :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbise çocukken giydim sonra hiç giymedim , istiyorum ama cesaret yok...

      Sil
  3. Sürekli taktığım tek takı küpe. Varlığı belli olmuyor, o kadar uzun süredir kullanıyorum. Bir iki gün takmamıştım , o zaman varlığı belli eder oldu, garipsemiştim. Yüzük ve bileklik seviyorum ama eller sürekli bir şeyler ile meşgul olunca rahatsızlık hissi veriyor. Dışarı çıkarsam işte anca o zaman :)

    Makyaja dair yaptığım tek şey seneler seneler evvel çektiğim siyah bir göz kalemi .O da hep sulandırdığı için vazgeçtim. Arada soğuk hava nedeniyle kullandığım basit nemlendiriciler dışında su ve sabun ikilisi var bir tek. Bunun karşılığını alıyorum sanırım , 5 yaşında ki çocuktan övgü alıyorum zira :) Keçi sütü sabunu bilmiyordum, faydalı gözüküyor, not ettim, teşekkürler :)

    İnsanların iyi niyetlerini suistimal eden ne kadar çok simsar var, sinir olmamak elde değil . Kendinizi çok yıpratmışsınız ama :( duyarlı insanın makus talihi bu ne yazık ki. Güzel insanlarla denk gelelim inşallah hep.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makyaj bana göre zorunlu bir olay değil, özel günlerde ortama uyma gerekliliği ile yaparım.
      A o simsar, aynı zamanda ben ona yalaka derim:)) hatta o derece yalaka ki, sahır dilsiz arkadaşımız Abdullah bile onu, sorduklarında resmen çıkardığı ses şu oluyor du Yalama....
      Bazı insanlar hal ve hareketleti kendini herkese belli ediyorlar...
      Yalaka insanı iş hayatında sevmem özellilikle yönetime gelirlerse yönetimin kalitesini bozarlar.

      Sil
  4. Özelliklerinle ilgili o kadar benzer yön buldum ki. Tişört-kot-cat üçlüsü mesela. Evde eşofman altı ya da pamuklu bir kapri. Pastel renklerden hoşlanmak. Bir de tırnak uzatmamak. Uzatmadığım gibi uzun tırnaklıların elinden de bir şey yemem:) Bilirler bu özelliğimi. İyi niyetli olmayı salak olmakla karıştırıyor bazıları. Hadleri hemen bildirile!!! :))
    İş hayatında ya da herhangi bir toplulukta, hatta bloglarda var öyle kurnaz geçinen menfaatçiler. Uzak durmak en iyisi. Senin başına gelenler dayanılacak gibi değilmiş ama. Kurtulmuşsun artık, geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeugma neyle rahatsam onu giyiyorum, onda bu kazak var bende de olsun diye düşünenlerden değilim. Zevkliyimdir zevkime güvenirim. İşyerinde de bir kıyafet diktirsem herkes beğenirdi, benim için giyim moda olan değil, ben ne ile rahat ediyorsam odur.
      Çok uğraştılar benimle sonunda fabrika kapandı da kurtuldum. Geride bir kaç tanesi şirkette kaldı, benden sonra kimbilir kimi doladılar dillerine ellerine, üzülürüm o kişiler için inan. Önlerinde işleri yok ki, kişiler ile uğraşmaya vakit bulabiliyorlar. Allah kimseyi bu tür insanlarla karşılaştırmasın. Geçenlerde arkadaşın biri resim gönderdi, benimle uğraşan bayan oğlunu nişanlamış, altınada sözlerle gelinini allamış pullamış, Allah kolaylık versin kıza,
      birde gelip bana sorsunlar o kadını....

      Sil
  5. Çalışma ortamları bazen arenaya dönebiliyor. Malesef. Giyim tarzını severim senin 🤗

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel yazmışsın. Ruju merak ettim baktım halen satışta, hepsiburada'da var, ben de severim o rengi.
    Keçi sütü sabunu hangi marka acaba, almak istiyorum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba güzelim o bordo renk bahsettiğin, benim ki çok yıllar öncesine ait dudak teninin rengi idi, katalog değişti herhalde.
      Keçi sütlü sabunu instagramdan arife hanımdan aldım çok memnunum
      https://www.instagram.com/esfa_cilt_urunlerii/
      adresin aldım memnunum. Elma sirkemde oradan doğal sirkesi var.

      Sil
    2. https://www.instagram.com/p/CSImpc1KZri/
      bu adresi bir incele

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim.

      Sil