Müzik ruhun gıdasıdır derler ve doğrudur. Müzikte ayırım yapıyormuyum evet yapıyorum sayılır, rap sevmem mesela, genç işi beni açmaz. Sanat müziği, halk müziği, pop müzik ( ritmi yüksek olacak veya slow dans olacak) mesela;
Ece Mumay - peri gibi
yada
Demet Akalın evli mutlu çocuklu:))
İşyerinde çalışırken ipad kullanıyordum. Servise bindiğimde kulağımda olur, iş biter serviste yine kulağımda olurdu. Demet Akalının bu parçası çıktığında, ritmi dolayısı ile beğendiğim için son ses dinlerdim, Tabii arka koltuktakiler sabit kişiler, indiğimizde onlar bana bu parçayı söylerdiler:)) bekarız ya evlilik istiyoruz sanıyorlardı fakat ritim benim için önemli , ritmi dolayı ile dinliyordum. Slow dans etmesini de severim. Arkadaşlar ile fabrika yılbaşı eğlencesinde birkaç dönmüşlüğüm vardır ve güzel dans ettiğimi de tastik etmişlerdir:))
Sözler de önemli tabii ki:))
Şirketimizin kokteylerinde blues çalardı, biraz kulaklarımızda onlarında müziği vardır. Yabancı dilim olmadığı için parçanın nette türkçe çevirisini aratır sözlerini okurum bazen..
Yabancı müzikte ritim ve yarattığı duygu benim için önemli...
Güzel bir dans müziği....
Çalıştığım için şehrime gelen sanatçıların konserlerine fırsat buldukça gitmişimdir...
Evirip çevirip tekrar tekrar dinlediğim müzikler vardır bu da onlardan biri....
Youtube adresimi vereyim; bazen oraya kaydederim bazen unuturum kaydetmesini...
Size ...... festivalinde yaşadığım bir anıyı yazayım, bir de Blues ekliyorum, severseniz dinleyerek okuyun....
...... festivali bizim şehrimiz küçük olduğu burda olmazdı ya Edirne ya da Tekirdağ da olurdu. Fabrikadan servisler ile gidiyorduk.
Yüksekokulda aynı senelerde okuduğum bir bayan arkadaş vardı buralı, bizim şirkette işe başlamasına da vesile olmuştum. Ailesi de ailem tarafından bilinen birileri idi. Bizim şirkette 6-7 ay çalıştı herhalde, istifa etti, giderken kendisine takıntı olan önüne iş vermeyen, engel çıkaran kişinin çıkışını da verdirtti öyle gitti. İşten ayrıldı diye görüşmeyecek değiliz tabi, yine görüşüyoruz o da benim gibi bekar bir bayan, bir gün bana şöyle dedi;
- Özlem ..... festivali yok mu yakınlar da? ( şirkette çalıştığı için biliyor tabi festivali)
- Neden sordun dedim?
-Beraber gideriz dedi
- ok dedim.
....... festivali zamanı geldi, 2 kişilik ayırttım yeri. ....... Festivali Tekirdağ'da oraya gidilecek. Arkadaş arabası ile fabrikaya geldi, servise geçtik festivalin yapılacağı bara giriş yaptık. Ambians güzel, müzik güzel, bara geçtik burada duralım dedik. Okey dedim, aldık birer bira elimize, benim ki zaten ortama uyum sağlama amaçlı, elimde bir şişe program sonuna kadar sürüklenir...... Bizim arkadaş içiyor, bir süre sonra dikkat ettim, bizim ki bardan ilerde biri ile kesişiyor resmen:)) kesin teşhisi koydum. Banane dedim ben müziğe verdim kendimi. Çocuk program boyunca hiç bizim kızın yanına gelmedi ama. Neyse program bitti servise geçeceğiz, bardan çıktık, çıkışta festival hatırası olarak bardak veriliyor, karton bardak. Bir tane arkadaş aldı, ben almadım başkasına nasip olsun dedim. Barın kapısının önünde servis minibüsünü bekliyoruz park ettiği yerden gelsin diye. Tam o esnada bizimkinin keşiştiği çocuk elinde karton bardakla geldi, bardağını bizim kızın bardağının içine koydu, bir şey söylemeden çıktı gitti. Biz başladık gülmeye bu ne olaki şimdi dedik, bir de bakalım bardağın içine bir telefon numarası yazılı kağıt var. (Barlardaki haberleşme böyle oluyor demek ki:)) bara ancak festival vesilesi ile girdiğimiz için olayı ancak çözdüm:)) Neyse servis geldi, araca bindik, bizim ki ne yapayım arayım mı filan diyor. Bende;
-Ne ara derim nede arama derim, bakışan sensin bu kararı sen vereceksin. Ben fikir beyan etmem dedim.
İyi olur Allahtan Kötü olur kuldan bilirler derler ya bizim ki o hesap oldu. Ben ara- arama demedim, karar senin dedim. Bizimki bir kaç gün sonra bu numarayı aramış bayağı bir sohbet etmişler, 15 gün sonra beni aradı aynen şunu şöyledi;
- Bu kişi ile ben bir kaç kez görüştüm ama evliymiş, sen beni evli erkekler ile çıkıp çıkmayacağım için denedin mi dedi
??????????
Ben şoklardayım, bakışan sensin bir, ikincisi herifi tanımam, şimdi suçlu ben miyim, hani bu kişi benim orada tanıdığım fabrika çevremden birisi olsa sana uyarı çekerim, olmaz diye ama tanımadığım biri hakkında nasıl bir fikir yürütürüm...
Bir daha dedim kimseyi getirirsem festivale..........
Arkadaşının hiç tanımadığınız biri için sizi suçlaması abes olmuş. Ben bu ara Simge'ye taktım. Özellikle Öpücem şarkısına, ritmi hoşunuza gidebilir..
YanıtlaSilAynen öyle oldu ve beni kaybetti. Ben kendime yapılmamasını istemediğim hareketi başkasına yapmam ve o harekette bulunmam için hiçbir sebep yok. Bu tür bir davranış intikam duygusuyla oluşur. Müzik için sağol, arkadaş tavsiyelerine ekledim youtube adresinde.
SilSevgiler,
Her telden ruhuma ve moduma güzel gelenleri dinliyorum.Bazen sırf stres atmak için yüksek ritim ama anlamsız söz öbeklerinden oluşan tuhaf şarkıları bile açıyorum.Dağıtmak lazım arada bir :)
YanıtlaSilFunda Arar için bir zamanlar fan moduna girmiştim :) her şarkısını dinler, ezberler söylerdim. Sonra nedendir bilmez bana hitap etmemeye başladı. Seslendirdiği şarkıları da sevemedim, koptum gittim :) ses ve yorum güzel, ayrı mevzu.
Bence de götürmeyin artık kimseyi festivale :) kendi iradeleri ile yola koyulup iş bozulunca başkalarını sorumlu tutandan uzak duracaksın, net :)
Her telden de olmak güzel ama rap çok hızlı söylüyor ben anlamıyorrr:))
SilFunda arar uzun zamandır dinlemedim bir ara bakayım yeni müziklerine.
Festivalde kalmadı zaten fabrikadan ayrıldık, pandemi nedeniyle artık yapmıyorlar. Ama herkes aynı değildir diye düşünüyorum..
Müzik hakikaten ruhun gıdası
YanıtlaSilkesinlikle öyle psikolojin bozukta olsa tutunacak bir dal bence müzik.
SilOf! O nasıl bir bakış açısı? Denediğini nasıl düşünebilmiş? Bazı insanlar çok acayip:) Pes!:))
YanıtlaSilKesinlikle sığ bir düşünce, bu tür bir hareketi ancak türk filmlerinde görmüştüm hayatta da rastlamış olduk...
SilEfes Pilsen'ın ne güzel blues festivalleri olurdu, ah ah
YanıtlaSilbenim birkaç defa gitmişliğim var evet güzeldi hepsi...
Sil