4- En son bitirdiğin okulundan bahsedermisin?
1990 Yılı Çanakkale Muhasebe Meslek yüksekokulu mezunuyum. 2 yıl orada bulundum , severek okudum diyebilirim. Fakat beni en çok üzen konu İlkokul öğretmeni olmak istiyordum, meslek lisesi mezunu olduğum için muhasebeye yerleştim. Sınıf öğretmenliği bölümünün yanından geçtikçe içim cız ederdi. Yurtta kalmadım, ilk 4 ay akrabamın yanında kaldım. Akrabam dediğim kişi Mehmet ağbim de benim doğduğum gece bizim evde misafirmişler. Kendisi Ilgınlı İstanbul' da okul kazanınca oraya gelmişler, babası ile babam kardeş çocukları oluyor, Rahmetli Mustafa amcam buraya gelmişken amca oğluna uğrayalım demiş, bize gelmişler bende o gece sabaha karşı dünyaya gelmişim, yıllar sonra ben onun evinde kaldım Çanakkale'de. Çok çekingendim, yıllar sonra Hatice yengemle İzmir'de karşılaştık,
- Mehmet bu bizde kalan Özlem mi? diye sordu.
İş hayatı açmıştı beni....
Sınıftan arkadaşlar ev ayarladılar kendilerine yeni bir tane, bende onlara katıldım. Evimiz vali konağının bitişiği ve askeri lojmanların altı idi, yani güvenlikliydi. Eve taşındığımız ilk gece mahalle (içme suyu için) çeşmesini arama görevi bana verildi, hafif bir yağmur çişeliyordu, ıslandım, üşütmüşüm 2 gün kendimi bilmeden yatmışım hiç hatırlamıyorum...
Vali amcanın bahçesinden yola sarkan dallardan erik çalardık:))
En çok sevdiğimiz yemek, çay çorbası ve ekmek üstü sanayağ yemeği idi.
Okuldan çıktıktan sonra Çay bahçesi vardı kordonda mutlaka orada çay içerdik. Garsonun kedi korkusu vardı:)) miyav, pist pist dersen elindeki çay tepsisini fırlattığı gibi kaçardı. Lakabı da Kedi Mehmet'ti:))
Arkadaşlardan birinin ablası kalıyordu yanında, ona iş bulunmuştu muhasebeci yanında. Yılbaşına yakın hindi hediye etmişlerdi, bizde de ufak tüp kimbilir kaç saate pişer:)) aldık hindiyi benim akrabama Hatice yengeme gittik, yengem bize çorba , pilav, fırında hindi yaptı o gün. Hepimiz elimizde tencereler ile eve dönmüştük:))
Bir gece elektrikler kesildi,Çorlulu bir arkadaşımız vardı, Sibel sesi güzeldi, kendide Arzum Onan'a benzerdi. Yaktık mumu çay tabağına koyduk, masaya yerleştik o şarkı söylemeye başladı, bir süre sonra pat diye bir ses, ısınan çay tabağı formikayı patlattı:)) ara yıl tatiline gelirken evsahibi eve girer de masayı görür diye tüm kitapları masanın üstüne yığmıştık.
Cuma geceleri gece yarısı korku filmleri olurdu, o saate yakın bir büyük tencere pilav yapardık. Sonra ufak tüpüde oturacağımız odaya alır, çay demler, film bitene kadar odadan hiç çıkmazdık, tırsardık:)))
Kızlar likörüne tavla oynarlardı:)) çizelge tutarlardı duvara asarlar, ay sonunda hesaplaşırlardı. Onların erkek arkadaşları vardı, bazen geceleri çıkarlardı, ben evde yalnız kalırdım.Ya kitap okurdum ya da dantel örerdim, övünmek gibi olmasın dantel şeması veren kitaplar vardı oradan dantel masa örtüleri, perdeler örüyordum.Korkaktım da her yerin ışığını yakar öyle uyurdum. Bazen binde bir bende onlarla çıkardım, bira içerlerdi, bana da söylerdiler. Fakat asla bitiremezdim, dibi acı gelirdi.
Biz bakla sevmezdik, onun için pazar alışverişinde yoktu o sebze, Gülhan severdi, üst katımızda erkek öğrenciler otururdu, Gülhan balkondan kafayı uzatır akşama ne yemek var diye onlara sorar, onlarda bakla derlerse 1 tabak yemek değiş tokuşu olurdu.
Eğer gece yarısı otobüsü ile eve geleceksem erkek sınıf arkadaşlarına rica ederdim, otobüs saatine yakın beni evden alırlar, yazıhaneye bırakırlar, otobüs gelince arabalı vapura bininceye kadar beklerlerdi. Allah razı olsun onlardan....
Arkadaşlar ile halen görüşüyoruz, derslerim güzeldi, koskoca bir 0 aldığım dersi asla unutmam. Burada anlatmıştım. İngilizce hocası memleketlimiz çıkmıştı, kağıdı boşta versem dolu kabul ediyordu:)) Matematikten tekrara kalmıştım Allahtan 2. sene verdim...
Muhasebe okusam da, mezun olduğumuz yıl Tek düzen muhasebeye geçildiği için iş bulamadım muhasebe servisinde. Staj yaptığım büyük bir şirketin fabrikasında mamul depo kısmında memur olarak kalacaktım. Bölümün şefi, müdürü kabul etti, idari işler müdürü kabul etmedi boş olan o kadroya başkasını ayarlamış. Malum bazı önemli noktalarda rüşvet geçerlidir. Neyse bir süre sonra rüşvet aldığı tespit edildi de işten atıldı o kişi.
Allahtan şansımıza, bir 8 yıl sonra aynı bölümde başka bir büyük şirketle çakıştı yollarımız. 16 sene çalıştık onlarla da....
Dün tarhanayı çıkardık, astrologun tespitine göre kışlıkları çıkarıp yazlıkları kaldırdım. Arada 2. el olarak giyilebilecekleri poşete koydum, ekmek almaya giderken 2. el makinasına attım.
Akşamınızı şenlendirin....
ben ailemin yanında okudum. böyle ilginçli öğrenci evi anılarım yok malesef. çok güzel bir yazı olmuş, gülümsetti okurken. sevgiler :))
YanıtlaSilAile yanında olmak daha özeldir.
SilSevgiler,
böyle anılardan hep yaz yaaa :)
YanıtlaSilaklıma geldikçe yazıyorum deep:))
SilAy ne güzelmiş ya.. şimdi olsa kızlar oğlanlar diye olay çıkar ama hep birbirinize yardım etmiş destek olmuşsunuz işte... Öğrencilik ne güzeldir :)
YanıtlaSilBizim zamanımızda öyleydi...
Sil