OKUDUKLARIM 67 EDEP YA HU

15 Ekim 2021

 

 
 
 Münevver Ayaşlı'nın, ilk olarak 1984'te basılmış eseri olan Edep Yâ Hû Osmanlı sarayındaki âdet ve merasimler (Cuma selamlığı, dini bayramlar, cülûs törenleri, düğün ve sünnet merasimleri vs), sarayda ve haremde yaşananlar (Sultan Abdülhamid'in tahta çıkışı, Sultan Mehmed Reşad'ın mizacıyla ilgili bilinmeyenler, saray sofraları ve ikramlarla ilgili detaylar, sarayda üç ayların nasıl yaşandığı, Osmanlı'da kiler kültürü, Türk mutfağı ve Ramazan sofralarıyla ilgili unutulmaya yüz tutmuş ilgi çekici teferruatlar) ve devrin meşhur isimlerine dair hikâyelerden oluşuyor. Kitabın ikinci bölümünün adı "Merak". Bu bölüm, Münevver Ayaşlı'nın 1967-1972 yılları arasında gazetelerde yazdığı dinî-tasavvufî mahiyetteki köşe yazılarının toplanmasıyla oluştu. Ayaşlı'nın Yeni İstanbul ve Babıâli'de Sabah gazetelerinde neşredilmiş bu makaleleri; üç aylar, mübarek gün ve geceler, çeşitli din büyüklerinden bahislerle başlayıp, Eşrefoğlu Rumi'nin Müzekki'n-Nüfus adlı eserinden, İmam Gazali'nin Kırk Esas ile Mükâşefetü'l-Kulûb ve diğer bazı klasikleşmiş dinî eserlerden alıntılar, Asr-ı Saadet'ten pek çok hikâyeler-ilginç anekdotlar (Siyer-i Nebi, Hicret hadisesi, Gazalar) içeriyor. Edep Yâ Hû hem artık baskısı bulunmayan bir kitabı gün ışığına çıkartması, hem de Ayaşlı'nın dağınık haldeki pek çok yazısını bir kitapta toplaması açısından son derece değerli. 
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Güzeldi, herkesin okumasını tavsiye ederim.
 
 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

Öyle müslüman kızları bilirim ki, Lafza-i Celal'i söyledikleri zaman hicaplarından yüzleri kızarır, önlerine bakarlar ve ancak öyle Allah diyebilirler.

*****

Osmanlı terbiyesinde edep, ilk önce Allah ile kul arasında başlıyordu.

*****

Kur'an-ı Kerim abdestsiz tutulmaz, muhakkak yüksek bir yere konur veya asılırdı. Kur'an-ı Kerim tilavet edilirken tazimle tutulur, zinhar göbrekten aşağı tutulmaz ve konmazdı.

*****

Yüksek sesle konuşmaz, kahkaha ile gülmez, bacak bacak üstüne atmaz, sözü daima büyüklere bırakırlardı. Büyüklere, yalnız sokaktan geldiklerinde değil, odadan her çıkış ve girişlerinde ayağa kalkarlardı. Kendileri yani gençler de odadan çıkarken geri geri çıkarlardı.

*****

Anaya, babaya "sen" diye hitap etmezler, "siz" diye hitap ederlerdi. Hatta büyük ağabeye, ablaya da "siz" diye hitap ederlerdi.

*****

Türk ancak gaza meydanlarında cengaver, korkusuz bir kahramandır. Zaten içinde Allah korkusu olan müslüman Türk, başka bir şeyden ve başka bir kimseden korkmazdı.

*****

Emanet-i Mukaddese gül suyuna batırılmış tülbentle silinirmiş.

*****

Emanet-i Mukaddeste güzel sesli hafızlar, geceli gündüzlü 24 saat hiç durmadan Kur'an-ı Kerim okunurmuş.

*****

Namaz müminin miracıdır.

*****

Dünyada üç mutfak vardır: Türk, Fransız, Çin

*****

Üzüm turşusuna "hardaliye" de denir.

*****

Tükenmez hem kolay, hem hoş lezzeti olan bir meyve suyu idi. Büyük bir kaba, elma, armut, ayva, her türlü meyve konur, bilhassa muşmula, bu yemişler bir müddet bekletilir, kıvamı gelince içilirdi. İçilen miktar kadar üstüne su ilave edilirdi kavanozun.

*****

İslamiyet hem uhrevi ve hem dünyevi bir dindir.

*****

Eskiden kandillerde tamamiyle bayramlarda olduğu gibi müminler diğer müminleri ziyaret ederdi.

*****

Beni İsrail'in kıblesi Kudüs, Beni İsmail'in Kabe idi. Hz. Muhammed'e bu iki kıblenin bereketi verildi.

*****

Gam çekme Allah bizimle beraberdir.

*****

Allah'ın sevdiğini seviniz.

*****

Allah'a hamd olsun, Allah'a hamd ederim ve O'ndan yardım isterim.Nefislerimizin şerlerinden  ve kötü amellerimizden Allah'a sığındık. Allah'ın hidayet ettiğini kimse idlal edemez. Allah'ın idlal ettiğine dahi kimse hidayet edemez.

*****

Cenab-ı hak bütün yaratılmışların yani kainat manzumesindeki bütün mahlukların yaratıcısıdır, yani yaratılmış ne varsa cümlesinin aslı ve sahibidir, vücudun aslıdır, künh-i zatı yani zat mahiyeti ve aslı nedir sorulsa cevap verilmez.

*****

Kul Cenab-ı Hak ile kıyamdadır. Allah ona ne sunarsa kul o kadar bir şeydir, Cenab-ı Hakk'a karşı fakirdir.

*****

Kul Hak ile beraberdir, yaradılmış ne varsa kendileri ile beraberdir. Hepsinin Kıyamı yani hayati, görmesi, işitmesi, anlaması,bilmesi ve yapması ve birbirlerini tanımaları asıllarının Cenab-ı Hak olduğunu bilmeleri hep Cenab-ı Hakk'ın onlara sunduğu feyizleri sayesindedir.

*****

Cenab-ı Hakk'a tamamen muhtaçtır, kulun Allah'ın bu tahakkümünden kurtulmasına imkan yoktur.

*****

Cenab-ı Hak yarattığı kozmik vücudu yarattığı ve tertiplediği ruhi teşekküllerle diriltmektedir. Ruh Cenab-ı Hakk'ın kuvvetlerinin göründüğü latif bir vücut teşekkülüdür.

*****

Cenab-ı Hak hayrın ve şerrin " fenalığın" Halık'ıdır ve fakat hayrı sever, fenalığı sevmez.

*****

İnsan eli bir vasıtadır, o eli kullanan hakiki sahip Cenab-ı Hak'tır.

*****

Kalp Cenab-ı Hakk'ın göründüğü yerdir.

*****

İnsanda kalp Kabe ve sadır (göğüs) Arafat gibi mübarek ve temiz yerlerdir.

*****

Cenab-ı Hak bir şeyi yaratmak istediğinde o şeye ol der ve olur.

*****

Allah verdiğini geri almaz.

*****

Mümin olanların çoktur cefası

Ahirette vardır zevk u sefası

*****

Bu dünyayı sevmeye sebep, ölümü unutmaktır. Ölümü unutmaya sebep uzun vadeli işlerin peşi sıra koşmak ve ölümü çok uzaklarda imiş gibi düşünmek ve kabul etmektir.

*****

Şüphelendiğiniz ve uzun ömür hülyası sizi aldattı.

Hadid:14

*****

O halde sakın dünya hayatı sizi aldatmasın.

Lokman:33

*****

.... Ve sakın şeytan sizi Allah'a güvendirmesin.

Lokman:33

*****

Hakikatten şeytan size düşmandır. Sizde onu düşman edininiz.

Fatır:6

*****

Şeytan sizin için apaçık bir düşmandır.

Yasin:60

*****

Allahü Teala her şeye kadirdir. Her asi için bir cehennem yaratır.

*****

Yeryüzünde hiçbir mahluk yoktur ki onun rızkını Allah üzerine almış olmasın.

Hud:6

*****

....Kim Allah'a tevekkül ederse Allahü Teala ona yeter

Talak:3

*****

Semada ise rızkınız ve vaad olunduğunuz cennet vardır.

Zariyat:22

*****

Eğer hakiki müminler iseniz mütevekkil olunuz. Allhü Teala muhakkak mütevekkil olanları sever.

Maide:23

*****

İyi bil ki Allahü Teala kullarının rızık ve ecelini önceden takdir etmiştir. İyi bil ki, insan babasının sulbünden ana rahmine o suyla beraber düştüğünde Hak Teala o sudan onu yaratır. Bu esnada Melekü'l-Mevt isminde bir melek vardır. Bu melek der ki:

- Ya Rabbi! eceli ne zaman, toprağı ne yerdedir?

Hak Teala o meleğe buyurur ki:

- Var levh'a nazar et. Bu kimsenin nereye defnolunacağını görürsün.

O yerden bir parça toprak alır, belinden süzülür, ana rahmine düşen suya karıştırır. O toprak ananın karnında balçık halinde yoğrulur. Bu sebeptendir ki insanın toprağının nereden olduğunu kimse bilemez. Nereye gömülecektir, bunu da kimse bilmez. Nitekim Hak Teala buyurur ki:

Hiçbir kimse nerede öleceğini bilemez.

Lokman:34

O meleğin rahimde balçık haline getirdiği çocuğun dünyada kaç yıl kalacağını, nerede ölüp, nerede gömüleceğini kimse bilmez, Ancak Allah'ü Teala ve O'nun bu iş için memur ettiği melek bilir. Zengin mi olacak, fakir mi, kız mı olacak, erkek mi bilir ve yazar. O melek onun yaşantısını, yiyecek ve içeceğini günbegün yazar. Takdir edilen ecelden ne bir saat önce, ne de bir saat sonra ölür. Saati satine ruhunu teslim eder. Rızkından bir nar tanesi kadar ne eksik, ne de fazla yer. Bir yudum suyu Allah'ın emri ile o melek nasıl yazmış ise o şekilde yutar. Asla muhafelet ortaya çıkmaz.

İnsan için gökte iki kapı vardır. Birinden rızkı iner, diğerinden ömrünün müddeti günden güne yükselir, ömrü müddeti tükendiği zaman o kapıların ikisi de kapanır. Rızkı inmez olur. Nitekim Kur'anda buyurulur ki:

Size vaad olunan rızık semadadır.

Zariyat:22

*****

Akıllı kimselere az verirsin. O , verdiğin azıcık şeyleri senin yoluna harcar, kendisi az bir şeyle geçinir gider.

*****

Allahü Teala dilediğini mübalağa ile yapar.

Hud:107

*****

İstediği gibi hükmeder.

Maide:1

*****

Allahü Tealaya tevekkül eder.

*****

İnsanın yediği kazancın en hayırlısı kendi elinin kazancıdır.

*****

Hak Teala rızık verse o rızıktan helal ve latif rızık olmaz. O rızık gayet helaldir, latiftir.

*****

Bir kişinin emanetini tasarruf etmek caiz değildir.

*****

Bu it nefsi beslemek için bu pis dünyayı isteyip ömrümü zayi etmek istemem.

*****

Sen Hakka tevekkül etsen O sana ummadığın yerden rızık ihsan eder.

******

Bir gün Medine sokaklarında Hz. Muhammed (sav) Enes'in elinden tuttu. Şehrin dışına beraberce çıktılar. Gördüler ki bir kuş, bir ağacın tepesine tünemiş duruyordu. Hz. Muhammed (sav) buyurdular ki:

- Ya Enes! Şu ağacın başındaki kuşu görüyormusun? işte o kuşun gözleri kördür.

Enes İbni Malik baktı gördü ki hakikaten kuşun iki gözü de kör. O kuş başını kaldırdı. Bir kere öttü. Hz Muhammed  (sav) buyurdular ki:

- Ya Enes, o kuşçağızın ne dediğini biliyor musun?

- Hayır, diye cevap verdi.

Efendimiz buyurdular ki:

- Ey Allahım! Sen zulümden uzak olan adilsin. Gözlerimi aldın. Ben acıktım, beni doyur.

Bunu dedikten sonra bir çekirge geldi. O kuşçağızın asğzına girdi. Bu çekirgeciği yuttu da ondan sonra yine öttü.

Resurullah buyurdular ki:

- Bildiniz mi ya Enes?  O kuşcağız ne dedi?

Hz. Enes:

- Hayır ya Resulullah

Efendimiz (sav) buyurdular ki:

- Allaha tevekkül edene Allah kafidir. Beni bilen Allah, hiç beni unutur mu? Ya Enes (ra) bugünden sonra kim rızık için tasalanır.

*****

ALLAH'IN ZATI

Zatında birdir, ortağı yoktur. Tektir, benzeri yoktur. Zeval bulmayan ve herkesin ve her şeyin doğrudan doğruya kendisine muhtaç olduğu tek varlıktır, naziri yoktur yalnızdır, dengi yoktur. " Takdim" dir, varlığının evveli yoktur.

*****

"Ezeli" dir varlığının bidayeti yoktur. Mevcudiyeti devamlıdır, bitimi yoktur.

*****

TAKDİS

Allah cisim değildir. Cevher (madde) de değildir. O ne miktar hususunda ne de parçalanma hususunda cisimlere benzemez.

*****

O mevcut olan herşeye yakındır. O, kullarına şahdamarından daha yakındır. O, her şeye şahittir.

*****

Ne zatında başka bir varlık vardır, ne de zatı başka bir varlıktadır. Değişmekten ve yer değiştirmekten münezzehtir. Sonradan var olan ve arızı şeylere mahal değildir. Zevalden, yok olmaktan münezzehtir. Celal sıfatlarından hiç sıyrılmaz. " Kemal sıfatları" tamdır, kemale erişmekten müstağnidir. Zatında varlığı akıllarla bilinmiştir.

Dünyada " iyi kişi"olanlara bir lütuf olmak ve nimetini tamamlanmış bulunmak üzere ahirette "zat"ı gözlerle görülecektir.

*****

KUDRET

Allah, zati, ezeli ve ebedi hayat ile "diri"dir. Her şeye "Kadir"dir, "Azametli"dir. Ezici kuddreti"ne karşı gelecek bir kuvvet yoktur Ona kusur ve acz arız olmaz. O'nu ne bir uyuklama tutabilir ne de uyku.

*****

İLİM

Allah bütün malumatı bilir. İlim yerin dibi ( merkezi) ile göklerin zirvesi arasında cereyan eden her şeyi ihata etmiş, kuşatmıştır. Gizli açık herşeye vakıftır.

*****

İRADE

Kainat O'nun iradesiyle vücuda gelmiştir. Vukuatı idare eder. Madde ve mana aleminde az veya çok, küçük veya büyük, zararveya şer, menfaat veya zarar, iman veya küfür, irfan veya inkar kurtuluş veya hüsran, ziyade ve noksan, itaat veya isyan hiçbir şey yoktur ki O'nun hükmüi O'nun takdiri, O'nun iradesi ve dilemesi ile olmasın.

*****

Allah'ın ahlakı ile ahlaklanın! Sükut edin. Kader mevzuundan söz açılınca susun, dilinizi tutun.

*****

Kader Allah'ın sırrıdır. Sana gizlidir. Onu araştırma.

******

Bizim uğrumuzda mücadele edenleri ise biz onlara elbette yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah her halde ihsan erbabıyle beraberdir.

Ankebut:69

*****

Şüphesiz Allah, hem çok tevbe edenleri sever, hem çok temizlenenleri sever.

Bakara:22

*****

Yemin olsun, şükrederseniz elbette nimetinizi arttırırım.

İbrahim:7

*****

Allah sabredenleri sever.

Al-i İmran:146

*****

Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız ödenecektir.

Zümer:10

*****

Kaza ile kader arasındaki fark şudur:"Kaza" bütün mevcudatın, tafsili olarak değil, acmali olarak Levh-i Mahfuz'da var olmasıdır. "Kader" ise, icmali olarak Levh-i Mhfuz'da var olan şeylerin birer birer dış alemde yaratılmasyle ortaya çıkarılmasıdır.

*****

Alemde cereyan eden her şey (hayır,şer,fiil,söz) Allah'ın kazası, hükmü ve takdiri iledir. Bunda kulların muhtariyeti yoktur.

*****

Böylece onları yedi gök olmak üzere iki günde vücuda getirdi. Her gökte ona ait emri vahyetti. Dünya göğünü de kandillerle, donattık, koruduk. İşte bütüb bunlar o mutlak kudret sahibi, O her şeyi hakkıyle bilen Allah'ın takdiridir.

Fussilet:12

*****

Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdardır.

Haşr:18

*****

Allah korkusunun alameti yedi şeyde belli olur:

1- DİL' de: Allahtan korkan kimse dilini yalandan, koğuculuktan, başkalarına iftira etmekten ve fuzuli sözler söylemekten men eder. Onu, Allah'ı anmak, Kur'an okumak ve ilim müzakere etmekle meşgul bir aza haline kor.

2- KAB'de: Allahtan korkan kimse, kalbinde müslüman kardeşlerine düşmanlık beslemez, yalan iftira ve haset etme gibi gayri insani duyguları kalbinde bulundurmaz. Çünkü haset, kişinin güzel amellerini mahveder. Nitekim Allah Resulü buyurur:

"Ateşin odunu yediği gibi haset de kişinin güzel amellerini yer bitirir."

3- GÖZ'de: Allahtan korkan kimse, gerek yiyecek, gerek içecek ve gerekse giyecek ve başka hususlarda gözünü haramdan korur. Dünyaya hırsla ve her şeyi elde etme gayretiyle değil, ibret nazarıyla bakar. Helal olmayan şeylere bakmaktan sakınır. Nitekim Allah Resulü buyurur:

" Kim gözünü haram şeylerle doldurursa Allah da kıyamet günü onun gözünü ateşle doldurur."

4- MİDE'de: Allah'tan korkan kimse midesine haram lokma koymaz. Çünkü haram lokma yemek günahların en büyüklerinden biridir. Nitekim Allah Resulü buyurur:

"İnsanoğlunun midesine bir lokma haram girdiği zaman, bu lokma midesinde kaldığı müddetçe yerde ve gökte melekler ona lanet ederler. Eğer bu haram lokma midesinde iken ölürse yeri cehennemdir."

5- EL'de:  Allah'tan korkan kimse elini harama uzatmaz, bilakis Allah'ın  rızasına uygun şeylere uzatır. Ka'btan şöyle bir rivayet vardır.

"Allah, yeşil zümrütten bir bina yaratmıştır. B u binada yetmiş bin daire ve her dairede yetmiş bin oda vardır. İşte buraya ancak, kendisine haram bir şey sunulduğu zaman sırf Allak korkusundan onu redden kişiler girer."

6- AYAK'ta: Allah'tan korkan kimse adımlarını O'na isyan yolunda değil, itaat yolunda kullanır. İlim, irfan ve güzel ahlak öğrenmek gayesiyle alimler ve salihler meclisine gider.

7- İTAAT'te: Allah'tan korkan kimse sırf Allah Rızası için O'na itaat eder. Riyadan, insanlara gösterişten ve iliyüzlülükten sakınır.

*****

Ahiret saadeti ise Rabb'inin yanında, ancak küfür ve günahtan sakınanlara mahsustur.

Zuhruf:35

*****

Şüphesiz ki fenalıklardan sakınanlar, rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennetlerde, pınarların başlarındandır. Çaünkü onlar bundan evvel iyi ameller edenlerdi.

Zariyat:15-16

*****

Takva sahipleri hakikaten emin bir makamdadır.

Duhan:51

*****

De ki: Ey nefeslerine karşı aşırı hareket edenler, Allah!ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları affetme kudretine maliktir. Şüphesiz ki O, çok affedici, çok esirgeyicidir.

Zümer:53

*****

Kendilerine her surette hakim olan Rabbelerinden korkarak, ne emrolunursa onu yaparlar.

Nahl:50

*****

Allah buyur ki: " Ben iki koykuyu ve iki korkusuzluğu kulumda toplamam. Kim dünyada benden korkarsa, ahirette emin olur, korku yoktur.  Kim dünyada emin olursa, ahirette korkuturum.

*****

Siz insanlardan korkmayın, benden korkun.

Maide:44

*****

Siz onlardan korkmayın, eğer iman etmiş kişiler iseniz benden korkun.

Al-i İmran: 175

*****

Ve sen ( Ey Muhammed) her ümmeti diz çökmüş bir halde göreceksin. Her ümmet kitabının başına çağrılacak ve onlara şöyle denilecek: " Bugün dünyada yaptıklarınızın karşılığı verilecek"

Casiye:28

*****

Artık kim nefsinin şehevi isteklerine uymuş, dünya hayatını tercih etmişse, işte muhakkak ki o alevli ateş( cehennem) onun varacağı yerin ta kendisidir.

Fakat Kim ki, Rabbi'nin makamında korkar, nefsini heva ve hevesinden alıkorsa, işte muhakkak ki o cennet onun varacağı yarin ta kendisidir.

Naziyat:37-41

*****

Onlarrın rableri yanında, mükafatlerı, altlarında ırmaklar akan Adn Cennetleridir. Hepsi de orada ebedi, devamlı kalacaklardır. Allah bunlardan razı olmuştur. Bunlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte bu mutluluk rabbinden korkanlara mahsustur.

Beyyine:8

*****

Bu da çok merhametli rablerinden bir selamdır.

Yasin:58

*****

Hacca bir defa gidilmesi farz olunmuştur.

 

 


 
 
 
 
 
 

2 yorum:

  1. Kitabın kapağı da çok güzelmiş. Not alıyorum. Güzel bir tanıtım olmuş.

    YanıtlaSil