DUR DAHA GİTME YOLUMUZ UZUN

Bugün hava yine kapalı, yağmur havası... Dün akşam üzeri çok yağdı bahçe suya doydu da taştı. Fasulyeler çıkmış bu yağmurda. Sabah erken kalktım, ağbimin şekerini ölçtüm. Ayak tırnaklarından 2 tanesi akşam kendi kendine düştü. Şeker hastalığından herhalde. Doktora sormak lazım kan toplar gibi oldu altları sonra tırnakları attı vücut. Kahvaltı faslından sonra ortalığı topladım bulaşık yıkadım. Evde tereyağ bitmiş çamaşır suyu bitmiş giyindim maskemi taktım ŞOK a gittim. Hazır girmişken bezelye de aldım akşama yemeklik olsun dedim. Canım tiramusu çekti ondan aldım eve geldim. 

Bizimkiler açıkmış öğlen yemeğini dışarıda masada yediler. Bende geçen günden kalan kavrulmuş kıyma ile bezelyeyi ocağa vurdum. Akşam olmadan akşam yemeği hazırlandı böylece. Az önce sütçü geldi süt ocakta kaynayacak inşallah yoğurt olacak. 

Ağbim uzun zamandır minibüs evde çalışmıyordu akü boşaltmış, takviye yaparak onu çalıştırdılar bende bir film izledim bu arada 

ELLY

Ahmad, Almanya'da yıllar boyu yaşadıktan sonra, İran'ı ziyaret etmeye karar verir. Üniversiteden eski arkadaşları, Ahmad'ın gelişi onuruna Hazar Gölü kıyısında hep birlikte üç gün geçirecekleri bir tatil planlarlar. Bu tatili düzenlemek, gruptaki kadınlardan birinin, neşeli Sepideh'ın sorumluluğundadır. Sepideh, gruptaki arkadaşlarının haberi olmaksızın, kızının anaokulu öğretmeni Elly'yi de davet eder. Almanya'da yaptığı mutsuz evlilikten henüz kurtulmuş olan Ahmad, İranlı bir kadınla bir yuva kurmak istemektedir. Bunu bilen arkadaş grubu, Sepideh'in Elly'yi niçin davet ettiğini yavaş yavaş anlarlar. Tatilin ikinci gününde, her şey iyi gidiyor gibi gözükürken bir olay neticesinde Elly ortadan kaybolur. 

İran sinemasından beğenerek izledim bu filmi.

Bugün Nazım Hikmet'in ölüm yıldönümü saygıyla anıyoruz kendisini.